Gezi Parkı’nda inatlaşma olursa büyük neticeler doğar
Abone olMHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, İstanbul Taksim Gezi Parkı’ndaki olaylarda inatlaşma durumunda meselenin daha büyük neticeler d...
MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, İstanbul Taksim
Gezi Parkı’ndaki olaylarda inatlaşma durumunda meselenin daha büyük
neticeler doğuracağını savundu.
Eski Devlet Bakanı ve MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu,
İstanbul Taksim Gezi Parkındaki olayları değerlendirdi.
Başesgioğlu, herkesin yakından takip ettiği gibi Taksim Gezi
Parkında ağaçların kesilmesiyle başlayan ve tüm yurdu saran bir
süreç yaşandığını belirterek "Bu belki bizim yakın tarihimizde
alışık olmadığımız bir sosyal bir harekettir. Acaba neden bu kadar
hareket ülke gündemine oturdu. Neden yaygınlaştı. Bunu analiz
ettiğimiz zaman bu olayların sebebinde karşımızda muhatap olarak
hükümet var. Hükümetin gerginlik oluşturan politikası inatlaşma
politikası karar süreçlerinde vatandaşları dahil etmesi ve bunların
ilave edilecek birçok olaydan dolayı vatandaşlar protesto hakkını
kullanıp yoğun bir şekilde demokratik haklarını dile getirdi. Bu
süreçte dört vatandaş hayatını kaybetti ve çeşitli şiddet olayları
yaşandı. Kamu malları ve vatandaşların mallarına zarar verildi. Bu
sürecin aklı selim içerisinde demokratik ve masumane talepler
dikkate alınarak biran önce bitirilmesini talep ediyoruz. Ancak, bu
noktada hükümette zihin kargaşası olduğunu açık bir şekilde
görüyoruz. Başbakanın yokluğunda yerine bakan Bülent Arınç ve
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tarzı ve üslubu farklı sayın başbakan
ülkeye döndükten sonra tarzı ve üslupları başka oldu. Ortadoğu’da
bu kadar değişmenin yaşandığı bütün gözün olduğu Türkiye’de olduğu
bir dönümde bu konunu sağ duyulu bir hareketle neticelendirilmesini
temenni ederiz. MHP olarak vatandaşlarımızın ifade özgürlüğüne ve
demokratik taleplerine saygı duyuyoruz.”
HÜKÜMETİN BU MASUM TALEPLERE KULAK TIKAMASINI HOŞ
KARŞILAMIYORUZ
MHP’nin meydanlara inmemesine de açıklık getiren Başesgioğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü: “MHP, siyasal bir parti olduğu için meşru
zeminlerde mücadele yapacaktır. Bu demokratik taleplerini öne süren
vatandaşların yanında bir takım marjinal örgütler var. Burada aynı
safta MHP’nin gözükmesi vizyonuna uygun olmaz. Bizlerin meşru
zeminleri parlamentodur. Hükümetin bu masumane demokratik taleplere
kulağını tıkamasını hoş karşılamıyoruz. Eğer inatlaşma olursa, bu
mesele daha büyük neticeler doğurur. Ülkedeki iç barışı, huzuru
sağlamakta kamu otoriteleri çok zorlanır.”
Başesgioğlu, çözüm süreci kapsamında hükümetin suç işlediğini fakat
şu an hakim olan sessizliğin zamanı gelince hesabının sorulacağını
belirtti. Başesgioğlu, Türkiye’nin hızlı bir şekilde Ortadoğu
bataklığına çekildiğini söyledi.
Eski Devlet Bakanı ve MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu,
çeşitli temaslarda bulunmak üzere Kastamonu’ya geldi. Burada bir
çay bahçesinde basın mensuplarıyla toplantı düzenleyen Başesgioğlu,
gündeme dair konuları değerlendirdi. Başesgioğlu, İstanbul Taksim
Gezi Parkı’ndaki olayların çözüm sürecini gölgelediğini kaydetti.
Kendilerinin her zaman gündeminde olan çözüm sürecinin ileriki
günlerde tekrar ülke gündeminde yerini alacağını belirten
Başesgioğlu, şöyle konuştu: “Sözde açılım süreci ülkenin birliği ve
devletin bekası için son derece tehlikelidir. Milletimizde etnik
ayrışma oluşturacak bu güne kadar kardeşlik hukukunda yaşamış
insanları ayrıştırıp ötekileştirecek bir süreç olarak görüyoruz. Bu
yüzden hükümetin politikalarını asla tasvip etmiyoruz. Özellikle
bölücü başı ile görüşmeleri ve diğer aktörleriyle müzakere etmeleri
toplum vicdanı olarak kabul edilmediğini de biliyoruz. Çünkü bir
terör örgütünün karşısındaki devletin kendisiyle müzakere
sağlamaktır. 1983’de bölücü başı devlete isyan ederken 800 bin
kişilik Türk ordusunu yenemeyeceğini biliyordu. Ama bugün
karşılıklı masaya oturmak için mücadele yürüttü ve maalesef bugün
gelinen noktada müzakere edilen muhatap alınan bir şahıs
hürriyetine kavuştu. Bunun iç kaynakları ve dış kaynakları da var.
Ama şu an bulunan tablo budur. Bu sürecin devam etmesi durumunda
ülkenin birliği ve devletin bekası açısından faydalı değildir”
ÖCALAN İLE ANAYASA PAZARLIĞI YAPILIYOR
Bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan ile hükümetin
anayasa üzerinde pazarlıklar yaptığını iddia eden Başesgioğlu,
şunları söyledi:
“Bu konuda atılan her adım ülkemiz için son derece tehlikelidir.
Ayrıca, anayasa açısından yasalarımız açısından açıkçası suç teşkil
etmektedir. Bölücü başının mektuplarının Avrupa’ya Kandil’e
götürülmesi PKK ile görüşülmesi PKK militanlarının sınırlarımızdan
elini kolunu sallayarak çıkması ve buna müsaade edilmesi mevcut
yasaya göre suç teşkil etmektedir. Şu an bir sessizlik hakim. Günü
geldiğinde işlenen bütün suçların cezası Türk yargısı önünde
verilecektir."
Anayasa değişikliğinin önemli olduğunu belirten Başesgioğlu, şöyle
konuştu: "Bu görüşmelerle anayasa birbirleriyle bağlantılıdır.
Önümüzdeki günlerde haziran sonundan itibaren anayasa
görüşmelerinde gelinen noktayı birlikte göreceğiz. Hükümetin
vatandaşlara takdimi ‘bugüne kadar çok acılar çekildi, şehit
cenazesi gelmesin analar ağlamasın’ bunların hepsi kabul. Ama
bunlar neyin karşılığında bunları sağlayacak. Ne tür pazarlıklar
yapıldı. Bunlar Türk milletine söylenmiyor. Gizli bir ajanda var.
Bu işin esas ana noktası milletimizden saklanıyor. Ama bölücü
başının sızan demeçleri BDP’lilerin beyanatları, Kandil’deki bölücü
örgüt liderlerinin konuşmalarından anlaşıldığı kadarıyla anayasa
pazarlıkları var. İdare sistemi üzerinde pazarlık yapılıyor. Etnik
ayrıştırmaya yol açacak bir takım düzenlemelerin yasal ve
düzenlenmelerin anayasaya yansıması isteniyor. Bunlar önümüzdeki
günlerde anayasa çalışmaları sırasında göreceğiz. Bunların her biri
bizi toplum olarak ayrıştırıp parçalayarak bölecek çok tehlikeli
gelişmelerdir. Dileriz ki daha fazla tahribat olmadan hükümet bu
yanlışından döner. Bu konuda dış politikayla da söylenen hususlar
var.”
SURİYE POLİTİKASI İFLAS ETTİ
ABD ziyareti sonrası talepleri kabul edilmeyen Türkiye’nin Suriye
politikasının iflas ettiğini savunan Başesgioğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü: “Mesela geçenlerde Hatay’da belki cumhuriyet tarihinin en
büyük bombalı bir sabotajı masum vatandaşlara yöneltildi. 52 kişi
şehit oldu. Bu tabi Suriye’deki çatışmanın Suriye’deki kamplaşmanın
ve burada yapılan vekalet savaşının Türkiye’ye yansımasıdır. Bu
yüzden hükümetin dış politika anlamında Suriye politikasını tasvip
etmiyoruz. Bu çok yanlıştır. Geleneksel dış politikalara uygun
olmaktadır. Bizi ileride büyük mağduriyetlere muhatap kılacak bir
politika tarzıdır."
Başbakan’ın son Amerika gezisinde Suriye konusundaki tezlerinin
hepsinin iflas ettiğini belirten Başesgioğlu, sözlerine şöyle devam
etti: "Sayın başbakan Suriye bir askeri müdahale yapılmasını ve
olmadı uçuşa yasak bölge ilan edilmesini ısrarla savunmuş ama bu
başta Amerika olmak üzere batı devletleri tarafından kabul
edilmedi. Tam aksine mevcut rejimle muhaliflerin yapacağı
görüşmelere Türkiye’nin yardımcı olmasını istemişlerdir. Bu yüzden
maalesef Türkiye’nin Suriye konusundaki tezleri 180 derece
değişerek bu noktadaki görev üstten inmiştir. Bu da Türkiye’nin
devlet olarak imajını ve güvenliğini zedelemiştir. Suriye
politikası yanlış ve bu yanlış politika nedeniyle 900 kilometre
sınır yol geçen hanına döndü. Şu an o bölgedeki insanların can ve
mal güvenliği kalmadı”
MEZHEP SAVAŞI ÇIKARILMAK İSTENİYOR
Türkiye’nin menfaatine olanın hem Suriye’nin hem de Irak’ın siyasal
bütünlüğünün sağlanması olduğunu ifade eden Başesgioğlu, sözlerini
şöyle tamamladı: “Bu ülkeler parçalanırsa bu ülkelerde yeni küçük
devletler çıkarsa bu Türkiye’nin menfaatine değil aynı zamanda
oradaki yaşanan mezhep savaşını da tetikler. Onun için bizim bu
ülkelerin bütünlüğünü korumak yönünde politikalar geliştirmemiz
gerekir. Hükümetin bu dış politikadaki konseptini de süratle
değiştirmesi ve angajmanları da hızlı bir şekilde test etmesi
gerekiyor. Yoksa hızlı bir şekilde bizleri Ortadoğu bataklığına
çekiyorlar. Yoksa burada mezhep savaşı çıkar. Buda Türkiye’nin
sürekli eksen kaymasına yol açar. Umarım hükümet, bu yoldan da çok
kısa zamanda döner”
"İKTİDAR TÜRKİYE’Yİ HADDİNDEN FAZLA YORUYOR"
MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, hükümetin nereye el
atsa sorun oluşturduğunu belirterek, iktidarın Türkiye’yi haddinden
fazla yorduğunu söyledi.
MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, Kastamonu’da hükümeti
sert bir dille eleştirdi. Başesgioğlu, Türk ekonomisinin 2012
yılında yüzde 2.2 büyüdüğünü hatırlatarak şöyle konuştu: “Bu son
yılların en düşük büyüme oranıdır. Türkiye’nin sadece işsizlik
sorununu yenebilmesi için her yıl yüzde 7 nispetinde büyümesi
gerekiyor. Yüzde 7’nin altında bir büyüme Türkiye’de işsizlik başta
olmak üzere bütün ekonomi parametrelerinin alt üst edebilecek bir
eksilmedir. Mutlaka Türkiye bu düzeye tutturulması lazım. Ama
maalesef büyüme yüzde 2.2 olarak gerçekleşti. Buna bağlı olarak
işsizlik son derece arttı. Binlerce genç kardeşimiz işsiz. Her gün
iş umuduyla kapıları aşındırmaktadır. Müracaat edebilecek en ufak
kapıya yüzlerce binlerce gencimiz müracaat etmektedir. Özellikle
yüksek tahsil yapan gençler arasında işsizlik had safhadadır."
Üniversiteli beş gençten birinin işsiz olduğunu anlatan
Başesgioğlu, şunları söyledi: "Bu hem aileler açısından hem toplum
açısından bir insan kaybıdır. Almış olduğu eğitim dalında
gençlerimizi çalışmaması hem ülkemiz açısından hem aileler
açısından bir kayıptır. Tasarruf oranı son yılların en düşük
seviyesindedir. Yüzde 15’i bile bulmamaktadır. Ülkede tasarruf
olmazsa yatırımda yapılmaz yabancı sermayeye muhtaç bir durumda
kalırsınız. Bunun dışında toplam borç miktarı cumhuriyet döneminde
borçlandırılan miktardan kat ve kat artmıştır. Son 10 yılda yapılan
borçlanma toplam borç miktarı bugün 580 milyar dolar buldu. Bu
cumhuriyet tarihinin en yüksek borçlanmasıdır. Borçlanma demek
geleceği ipotek altına almak demektir. Yani bugün doğan her çocuk,
dünyaya 2 bin 500 dolar borç yükümlülüğü altında gelmektedir. Yani
hesapsız kitapsız davranışlar doğan her çocuğu 2 bin 500 dolar
borçlu kılıyor. Yine vatandaşlarımızın bankalara olan kredi ve
banka kartları için toplam borcu 10 yılda 43 kat arttı ve 287
milyar doları bulmuştur. Buna karşı Türkiye sıcak para için yabancı
sermaye için bir faiz yiyen cennet olmuştur. Bugün bir yabancı
sermaye bir sıcak para takipçisi bir kişi borsaya yüz dolar
yatırırsa bir yılda 64 dolar getirisi var. Bir doların borsada
kazandırdığı getiri 64 dolardır. Bu dünyanın hiçbir yerinde olmayan
rantiye merkezidir. Rantiye cenneti demektir. Eğer borsaya değil de
hazine kağıtlarına giderse kamu kağıtlarına giderse her yüz dolar
için 21 dolar faiz ödememiz söz konusudur. Bu çok büyük bir
rakamdır.”
Başesgioğlu, tamamen iç talebe dayalı bir istihdam oluşturmayan
işsizliği çözmeyen bir ekonomik büyüme modelinin şu an hükümetin
dört elle sarıldığı bir model olduğunu söyledi. Bu durumun
dertlerimize çare olmayacağını belirten Başesgioğlu, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Geleceğe dönük tasarılarımıza faydası olmaz. Bize
sadece Türkiye’nin geleceğin tüketmek için bir imkan sağlar.
Çocuklarımızın geleceğini tüketmek adına bugünden peşin bir harcama
yaptığımızı bize gösterir. Oysa ekonomik büyümenin istihdam
yaratması lazım. Ayakları yere sağlam basması lazım ve özellikle
risk olan sıcak para girişiyle birebir ilişkili olmaması lazım.
Şimdi bu sektörleri çoğaltmak mümkündür”
Başesgioğlu, sorunları çözmek için iş başına gelen hükümetin artık
kendisinin sorunlu olduğunu vurguladı. Hükümet nereye el atsa
karşımıza bir sorun çıktığını belirten Başesgioğlu, sözlerini şöyle
tamamladı: "Dış politikada Suriye’ye el atıyor. Suriye karşımıza
problem olarak çıkıyor. Irak’a el atıyor Irak problem oluyor. Gezi
Parkı’na el atıyor çok büyük devasa sosyal sorunlar ortaya çıkıyor,
para ve diğer politikalar yine bu şekilde. Bu yüzden hükümet
kendisi sorunludur. Açıkçası bu iktidar Türkiye’yi yormuştur.
Türkiye’ye çok ağır yük gelmiştir. Bu milletin bu kadar çok ağır
bir siyasal yükü çekmemesi lazım. Hiçbir siyasi iktidarın bu kadar
yükü milletimizin sırtına yüklemeye hakkı yoktur. Onun için
vatandaşlarımızın en ağır yükten ve sorun olmuş bu hükümetten
kurtulması gerekiyor. Onun için önümüzdeki mahalli seçimler olmak
üzere vatandaşımızın iradesinin ortaya çıkacağı günler
gelecektir.”
(İHA)