Gezi Parkı iddianamesi kabul edildi
Abone olGezi Parkı eylemleri sırasında belindeki silahla görüntülenen Ulaş Bayraktaroğlu’nun da aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu 36 kişi hakkında ha...
Gezi Parkı eylemleri sırasında belindeki silahla görüntülenen
Ulaş Bayraktaroğlu’nun da aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu 36 kişi
hakkında hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi.
Olaylar sırasında belindeki silahla görüntülenen Ulaş
Bayraktaroğlu’nun 58 yıla kadar hapsi istendi.
İDDİANAME HAZIR
Gezi Parkı olaylarıyla Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi ile
yetkili olan savcı Muammer Akkaş tarafından iddianame hazırlandı.
Hazırlanan iddianame İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından
kabul edildi. Kabul edilen 95 sayfalık iddianamede 4’ü tutuklu
toplam 36 kişi şüpheli olarak yer aldı. İddianamede bu şüphelilere
terör örgütü üyesi olmak, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak
bulundurmak, terör örgütü propagandası yapmak suçlarından 3 yıl ile
58,5 yıl arasında değişen hapis cezası istendi. Gezi Parkı
olaylarının devam ettiği sırada polise Molotof atan ve belindeki
tabancayla görüntülenen Ulaş Bayraktaroğlu’nun ise 58 yıla kadar
hapis cezası istendi.
Savcı Akkaş 1’i yabancı uyruklu toplam 24 şüpheli hakkında ise
kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. İstanbul 22. Ağır Ceza
Mahkemesi tarafından hazırlan tensip tutanağında ise tutuksuz
yargılanan 22 şüphelinin duruşmaya zorla getirilmesi istendi.
Savcı Muammer Akkaş tarafından hazırlanan iddianamede Taksim
Meydanı yayalaştırma projesi kapsamında Taksim Gezi Parkı’nda 28
Mayıs 2013’de başlayan protestolar, demokratik tepkinin ötesine
geçerek terör örgütleri ve marjinal grupların yönlendirmesiyle
terör örgütlerinin propagandalarına ve eylemlerine dönüştüğü
belirtildi. Bu eylemlerde kamu mallarına, özel mülkiyete zarar
verme, kamu görevlilerini aciz düşürme, güvenlik güçlerinin
yaralanmasına sebebiyet verildiği yazıldı.
İDDİANAMEDEN NOTLAR
İddianamede Taksim Meydanı’nda 11 Haziran 2013 tarihinde terör
örgütlerinin bayrak, flama ve posterlerinin toplanmasına yönelik
faaliyetler esnasında terör örgütü mensuplarının güvenlik güçlerine
molotofkokteyli, taş ve sapan atmak suretiyle engellemeye
çalıştıkları, Gezi Parkında bulunan sivil vatandaşların ise Gezi
Parkı’na çekilerek terör gruplarından ayrıştığı vurgulandı.
Taksim’de yapılan eylemlere sırasında terör örgütüne mensup
şüphelilerin tanınmamak amacıyla yüzlerinin bir kısmını veya
tamamını kapattıkları, terör örgütlerine ait amblem ve işaretler
taşıdıkları, terör örgütlerinin ise yoğun bir şekilde örgüt
propagandası yaptıklarına yer verildi. Dağıtılan grupların tekrar
organize olup toplanmalarıyla ilgili ise güvenlik güçlerine yönelik
taşlı sopalı, sapanlı, ve sert cisim ile saldırı eylemlerinin
artması ana cadde ve sokaklarda barikat kurma, ateş yakma ve yol
kapama eylemlerinin artarak devam etmesi, kamu kurum ve
kuruluşları, bankalar, dershaneler, araçlar ile kişilere ait
işyerlerine zarar verilmesi, sonuç olarak basın açıklaması yapmak
suretiyle kullanılması gereken protesto etme hakkının yasal
zeminden uzaklaşmak suretiyle gerçekleştirilen eylem ve saldırılar
neticesinde halk üzerine korku, panik ve endişe oluşturulmuştur
ifadelerine yer verildi.
VATANDAŞLAR DEVLETE İSYANA YÖNELTİLDİ
Taksim Gezi Parkı’ndaki olayların bir süre sonra tamamen bir
provokasyona dönüştüğü yazılan iddianamede güvenlik güçlerinin
devlet otoritesinin olmadığı bölgeler oluşturulmuştur. Devlete
karşı isyan etme, cebir şiddet kullanarak kurtarılmış bölgeler
oluşturma, kargaşa, kaos ortamı yaratılarak vatandaşı sindirip
devleti ve güvenlik güçlerini halkın gözünde aciz göstermeye doğru
yöneltilmiş, yasadışı örgütler ve destekçileri güvenlik güçlerine,
işyerlerine, resmi araçlara ve vatandaşlara ait otolara
saldırılarda bulunarak kundaklama-yangın çıkartma ve yağmalama
eylemlerini gerçekleştirmişlerdir. Molotof kokteyli(yangın bombası)
ses bombası, havai fişek, sapan, taş, sopa, balyozlar kullanan
saldırgan gruplar Taksim Meydanı’nı savaş alanına çevrilmiştir.
’’ASIL AMAÇ PROVOKASYON’’
Taksim ve çevresindeki işyerlerinde hayatın durduğu belirtilen
iddianamede, “Oteller boşalmış, eylemci haricinde Taksim Meydanı’na
giriş çıkış tamamen durmuştur. Dünyada ülkemizi zor duruma sokmak,
devletimizi itibarsızlaştırmak isteyen terör örgütlerinin istediği
bu ortama son vermek, Atatürk Kültür Merkezi ve Atatürk anıtındaki
illegal pankart ve dövizleri indirmek, amacıyla 11 Haziran 2013’de
Taksim Meydanı’na giren güvenlik güçlerine başlarını Devrimci
Karargah terör örgütünün hamisi olan Sosyalist Demokrasi
Partisi(SDP) ve bazı sol terör örgütleri mensupları tarafından
bombalı, Molotoflu, havai fişekli, taşlı, sopalı, saldırılarda
bulunulmuş, bir çok güvenlik görevlisi çeşitli yerlerden
yaralanarak hastaneye kaldırılmıştır. Saldırganlara yönelik
defalarca megafonla anons yapılmasına rağmen saldırılarına devam
etmeleri üzerine orantılı güç, kullanılmış, bahse konu grup kaçarak
direk SDP binasının olduğu sokağa girerek bahsi geçen binaya
sığınmışlardır. Olay günü ve eylemlerin gerçekleştiği diğer
günlerde güvenlik güçlerince ve diğer basın tarafından çekilen
görüntüler incelendiğinde bu insanların gerçek yüzü ortaya
çıkmaktadır. Soruşturma dosyasında da bu fotoğraf karelerinden çok
miktarda mevcuttur. SDP’nin aramasında elde edilen dokümanlar
incelendiğinde düzenlenen eylemleri provoke eden bu yapılanmanın
asıl amacının Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilerek yeşil alanın yok
edilmemesi gibi masumane bir taleple meydanlara çıkan vatandaşları
provoke ederek bir terör ortamı oluşturmak ve halkı kışkırtmak
olduğu anlaşılmaktadır. Özelikle dosya içeriğinde sunulan ve parti
binasında ele geçirilen ajandadaki notlarda provokasyon oluşturmak
için tüm marjinal sol fraksiyonların bir araya gelip toplantı
yaptıkları ve barikatları güçlendirmek, İstanbul’da hayatı
durdurmak gibi konularda anlaştıkları ortaya çıkmaktadır.
Taksim’deki şiddet eylemlerinin merkezini bu grupların oluşturduğu
“Çoğunluğun azınlığa tabi olduğu” gibi el yazıları da dikkate
alındığında bu yapılanmaların eylem için gelen halkı provoke etmek
olduğu anlaşılmıştır. Şüphelilerin bir kısmının terör örgütü üyesi
oldukları, diğerlerinin de terör örgütünün internet ortamında
yapmış olduğu eylem çağrılarına uyarak güvenlik güçlerine karşı
örgüt adına suç işledikleri, kamera görüntüleri terör örgütünün
çağrıları el konulan dijital veriler ve belgelerde anlaşılmaktadır”
ifadelerine yer verildi.
(İHA)