Gezi Parkı davasında flaş gelişme
Abone olGezi Parkı olaylarına karıştıkları iddiasıyla ’kamu malına zarar verme’ ve ’toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet’ suçlarından ...
Gezi Parkı olaylarına karıştıkları iddiasıyla ’kamu malına zarar
verme’ ve ’toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet’
suçlarından haklarında 1 yıldan 9 yıla kadar hapis istemiyle dava
açılan 5 kişi beraat etti.
1 Haziran 2013 tarihinde katıldıkları Gezi Parkı olaylarında ’kamu
malına zarar verme’ ve ’toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa
muhalefet’ suçlarını işledikleri iddiasıyla 1 yıldan 9 yıla kadar
hapis cezası talebiyle yargılanan 5 tutuksuz sanığın ilk
duruşmasında karar çıktı.
İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz
sanıklar Ali Polat, Talip Söylemez, Ferdi Turhan, Alper Kırıcı ve
Armağan Altun ile avukat Serkan Günel hazır bulundu. Duruşmada
sanıkların kimlik tespitinin ardından iddianame okunarak
haklarındaki suçlamalar hatırlatıldı. Savunmaları alınan
sanıklardan Ali Polat Taksim’de yapılan gösteriye katıldığını
söyleyerek, "Gösterinin ardından evime gitmek üzere Kabataş’a doğru
yürüdüm. Bu esnada TOMA aracı su püskürttü ve polisler gaz bombası
atmaya başladı. Topluluk geriye doğru kaçmaya başladı. Beni bu
sırada polisler çağırdı. Yanlarına gittiğimde beni dövmeye ve küfür
etmeye başladılar. Daha sonra beni gözaltına aldılar. Polisin
dağılın uyarısını duymadım. Kamu malına zarar vermedim. Suçsuzum"
dedi.
HAKKINDAKİ SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Tutuksuz sanık Talip Söylemez ise öğretmen olduğunu belirterek,
“Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Olay günü Taksim’e çıktım,
polis çekilmişti. Herkes Gezi Parkı’nda eğleniyordu. Ben de Gezi
Parkı’nda bir müddet bulundum. Daha sonra evime dönmek için
Kabataş’a gittim. Bu sırada polis aracına taş atanları gördüm ve
onları uyardım. O sırada TOMA’dan su sıkılmaya başlandı. Ben de
refleks olarak iskeleye doğru kaçtım. Bu esnada polisler üzerime
atlayarak bana küfrettiler. Yasal olmadığı halde üzerimde arama
yaptılar ve gözaltına aldılar. Gaz ve su sıkılmadan önce uyarı
yapılmadı. Ben kamu mallarına zarar vermedim. Bir gösteriye de
katılmadım” diye konuştu.
Beşiktaş’ta yaşadığını vurgulan tutuksuz sanık Ferdi Turhan da,
“Olay günü Taksim’den Beşiktaş’a doğru yürüdüm. Bu sırada
Dolmabahçe’ye geldiğimde Başbakanlık Ofisi önünde bulunan kişilere
müdahale edildiğini gördüm. Bu sırada ne olduğunu anlayamadan
gözaltına alındım. Polisler beni araca bindirdiler ve dövdüler.
Polis aracına zaten taş atmadım. Suçsuzum’’ dedi.
Olay günü bir süre Taksim’de bulunduğunu ifade eden tutuksuz sanık
Alper Kırıcı ise, "Taksim’den sonra Beşiktaş’a indim. Başbakanlık
Ofisi’nin önünde çok sayıda polis ve TOMA aracı vardı. Herhangi bir
uyarı yapılmadan oradaki insanlara su sıkıldı ve gaz atıldı. Çok
kalabalıktı benim amacım iskeleye ulaşmaktı. Amacım Başbakanlık
Ofisi’ne girmek değildi. Sivil polisler tarafından gözaltına
alındım. Kanuna aykırı bir eyleme katılmadım. Kamu malına zarar
vermedim" şeklinde konuştu.
Duruşmada son olarak savunma yapan Armağan Altun da, yaralılara ilk
yardım amacıyla Mecidiyeköy’den Taksim’e gittiğini söyleyerek,
"Taksim’de herhangi bir olumsuz durum yoktu. Dolmabahçe’de
yaralıların bulunduğu haberi gelince oraya geçtim. Ortalık çok
karışıktı. Polislere bile su götürüyorduk. Bir kızın annesi için
ağladığını görünce koşarak yanına gittim. Annesini yerinden
kaldırdım. Bu sırada polisler yanıma gelerek bana tekmeyle
vurdular. Yardım amaçlı orada bulunduğum halde polisler beni yerde
sürükleyerek gözaltına aldı. Tıbbi malzemelerin bulunduğu çantam
olay yerinde kaldı. Daha sonra polisler bir çanta getirerek benim
olduğunu söylediler. Çantanın içinde polislere ait kask ve çevik
kuvvete ait robokop malzemeler vardı. Bunlar bana ait değil. Asker
çocuğu olduğumu öğrendikten sonra bu çantanın bana ait olduğunu
iddia ettiklerini düşünüyorum. Ben TÜBİTAK nezdinde yürütülen bir
projenin başkanlığını yapıyorum. Bu tür bilimsel faaliyetlerde
bulunurken hukuka aykırı bir eyleme katılacak biri değilim"
ifadelerinde bulundu.
Sanıkların son beraat taleplerini sundukları son sözlerinin
ardından dosyayı ilk celsede karara bağlayan mahkeme, sanıkların
üzerlerine atılı ’kamu malına zarar verme’ ve ’toplantı ve gösteri
yürüyüşleri kanununa muhalefet’ suçlarını işlediklerine dair
yeterli delil bulunmadığından ayrı ayrı beraatlarına karar
verdi.
(İHA)