Gezi davasında yakalama kararları!
Abone olPolisin sert müdahalesi nedeniyle aralarında Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii'ne sığınan göstericilerin de bulunduğu 255 sanıklı Gezi Davası'nın ikinci duruşması bugün görüldü.
Aralarında 2 doktor ile Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii'ne
sığınan göstericilerin de bulunduğu 255 sanıklı Gezi Davası'nın
ikinci duruşması sona erdi. Duruşmaya katılmayan 3 sanık hakkında
daha "yakalama kararı" çıkarıldı.
İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmanın
sonunda, mahkeme heyeti, duruşmalara katılmadığı için haklarında
daha önce "yakalama kararı" verilen 11 sanık hakkındaki kararın
devamına hükmetti.
Mahkeme ayrıca, kendilerine tebligat yapıldığı halde duruşmaya
katılmayan Fırat Kahyaoğlu, Mert Kaan Kuyumcuoğlu ve Seza Karaca
hakkında da yakalama kararı çıkardı.
İfadesi alınan sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasına karar
veren mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 6 Mrat 2015
tarihine erteledi.
MÜŞTEKİ POLİSLER İLE TANIK DİNLENDİ
Müşteki sıfatıyla dinlenen iki polis memurundan biri Dolmabahçe
Başbakanlık Çalışma Ofisi etrafında görev aldığını belirterek, "
Görev yaptığım süre içerisinde kişisel manevi değerler açısından
bir fiille karşılaşmadım." şeklinde konuştu ve sanıklardan
şikayetçi olmadığını belirtti.Tanık olarak dinlenen Bezm-i Alem
Valide sultan Camisi'nin güvenlik görevlisi de camiye ilk olarak
girenlerin ayakkabılarını çıkararak girdiklerini, yaralılar gelmeye
başlayınca ayakkabılarını çıkarmamaya başladıklarını söyledi. Tanık
güvenlik görevlisi , hakim'in "İçeride bira kutusu gördün mü?"
şeklindeki sorusunu "..Kutuyu cami tamamen boşaldıktan sonra
gördüm...Hafiften doluydu, kutu büzülmüştü. Kutuyu kullanan şahsı
görmedim" diye yanıtladı.
39 ŞÜPHELİ HAZIR BULUNDU. CHP 'Lİ MİLLETVEKİLLERİ
İZLEDİ
İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen ve tamamı
tutuksuz yargılanan 255 sanıklı "Gezi Davasının" ikinci duruşmasına
39 şüpheli ile avukatları katıldı. Duruşmada daha önce ifadesi
alınmayan 7 kişinin sorgusu yapıldı. Ayrıca 2 polis memuru
"müşteki" ; caminin güvenlik görevlisi de "tanık" sıfatı ile
dinlendi. Duruşmanın bir bölümünü CHP İstanbul milletvekilleri Umut
Oran ve Mahmut Tanal da izledi.
GÖZALTINA İŞKENCE GÖRDÜĞÜNÜ İLERİ SÜRDÜ
İfadesi alınan 7 isimden Celal Akgün, gözaltına alındığı sırada
işkence gördüğünü öne sürerek, “Haseki Hastanesi'nin raporunda var.
Karakolda ifade verdim. Dolayısı ile bu ifade bir bakıma zorla
alınmıştır. Suçsuzum, beraatimi istiyorum" dedi. Dinlenen diğer 6
sanık da olaylarla ilgileri olmadığını söyleyerek beraatlerini
istediler.
"KİŞİSEL MANEVİ DEĞERLER AÇISINDAN BİR FİİLLE
KARŞILAŞMADIM. ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM"
Sanıkların sorgularının ardından müşteki sıfatı ile dinlenen polis
memuru Fuat Yıldız, Gezi olayları sırasında Dolmabahçe Başbakanlık
Çalışma Ofisi etrafında görev aldığını belirterek, “Orada tedbir
amaçlı görev aldım. Görev yaptığım süre içerisinde kişisel manevi
değerler açısından bir fiille karşılaşmadım. Bana yönelik salonda
bulunan şahıslardan suç unsuru teşkil eden bir olay olmamıştır. Bu
nedenle ben şikayetçi değilim" dedi.
"ŞİKAYET HAKKIMI KULLANACAĞIM"
Yine müşteki sıfatı ile dinlenen polis memuru Muammer Kayaoğlu,
barodan kendisine avukat atanmasını isteyerek, “Barodan avukat
tahsisi ile şikayet hakkımı kullanacağım" dedi.
CAMİNİN GÜVENLİK GÖREVLİSİ TANIKLIK YAPTI
Göstericilerin sığındığı Dolmabahçe'deki Bezm-i Alem Valide Sultan
Camisi'nin güvenlik görevlisi Naif Uçar tanık olarak dinlendi. Olay
günü akşam saat 18.30 sıralarında işbaşı yaptığını belirten Uçar
ifadesinde şunları söyledi:
Akşam namazından sonra caddede kalabalık toplandı. Caminin imamı
Halil Necipoğlu kalabalık olunca 'camiyi kapat' dedi. Camide
bulunan birkaç kişiyi dışarıya çıkararak camiyi kapattım. Sonra
kalabalık gittikçe çoğaldı. Kalabalık camiye ait demirleri söktü.
Levazım kapısındaki brandaları aldıklarını gördüm. Ancak alanı
tanımam. Camiden aldıkları malzemelerle polis gelmesin diye set
kurdular. 2-3 bin kişi vardılar, belki de fazlaydı. Daha sonra
15-20 kişilik beyaz gömlekli bir grup geldi. Bunlar caminin
kapısını zorladılar. Kapı hafif açılınca imam Halil Necipoğlu
'kapıyı aç' dedi, açtım. Ondan sonra camiye girildi. İçeriye
girenler ilk önce ayakkabılarını çıkardılar, yaralılar gelmeye
başlayınca ayakkabılarını çıkarmamaya başladılar. Camiyi bölümlere
ayırmaya başladılar; eczane, cerrahi gibi. Ayakkabı raflarını ters
çevirip içine ilaç koydular. Motosiklet kullanan kuryeler ilaç
getiriyordu. İçeride bir kişinin sigara içtiğini gördüm çıkarmak
istedim ama çıkmadı. Gidip doktora söyledim, doktor bu kişiyi
dışarıya çıkardı. İçeride bin kişi vardı. Bunların yüzde 10'u
sarhoştu."
HAKİM "O SORUYU" SORDU TANIK YANITLADI : KUTUYU CAMİ
TAMAMEN BOŞALDIKTAN SONRA GÖRDÜM
Naif Uçar, Hakim'in “İçeride bira kutusu gördün mü? İçeride bira,
alkol kullanan oldu mu?" şeklindeki sorusu üzerine, “Caminin tümüne
hakim değildim ama bir tane bira kutusu gördüm. Caminin kadınların
ibadet ettiği yerde pencerenin kenarında bira kutusu gördüm.
Hafiften doluydu, kutu büzülmüştü. Kutuyu kullanan şahsı görmedim.
Kutuyu cami tamamen boşaldıktan sonra gördüm. Cami boşaldıktan
sonra yaptığımız kontrolde çok sayıda plastik su şişeleri, ilaç
kutuları, gazete gibi şeyler çıktı. Cami kullanılmaz haldeydi, dış
kameraları kırılmıştı" şeklinde ifade verdi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede,
İddianamede, 31 Mayıs 2013 günü Gezi Olayları'nın devamında
eylemcilerin Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camii'ne girmek
istedikleri, Cami müezzini Fuat Yıldırım'ın grubun içeri girmesine
engel olmaya çalıştığı, Yıldırım ve caminin güvenlik görevlisinin
kırılan kapının arkasına kalaslar koyarak eylemcilerin içeriye
girmesini engelledikleri ifade edildi. Ertesi gün 1 Haziran 2013
tarihinde ise eylemcilerin, cami kapısının açık olmasından
faydalanarak içeri girdikleri , camideki ayakkabılıkları ters
çevirerek tezgah gibi kullanmaya çalıştıkları, motosikletli
kişilerin camiye sürekli ilaç taşıdıkları, tıbbi atık ve içeride
yiyecek içecek artıkları ile içerinin kirletildiği, cami içine
zarar verildiği, cami içindeki güvenlik kameraları ile minber
kısmında Arapça yazılar bulunan perdelerden bir kısmını çaldıkları,
daha sonra polisin yaptığı incelemede, pencere önünde içi boş
ezilmiş halde bira kutusu ile müezzin bölümünde boş sigara kutusu,
söndürülmüş sigara izmaritleri bulunduğu, eylemcilerin camininin
dışına da zarar verdikleri kaydedildi. İddianamede ayrıca cami
içindeki kamera görüntülerinin çözünürlüğünün düşük olduğu, Foto
Film Şubesindeki iyileştirme çabalarına rağmen Bezmi Alem Valide
Sultan Cami'nde bulunan sanıklardan E.Ö.'nün elindeki kutudan ne
içtiğine yönelik bir tespitin yapılamadığı beliritildi.
İŞLENDİĞİ İDDİA EDİLEN SUÇLAR VE İSTENEN
CEZALAR
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede,
Dolmabahçe'deki Bezmialem Valide Sultan Camisi'ne girilmesi olayı
ve Taksim çevresinde 31 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde yaşanan
eylemler yer alıyor. İddianamede, 7'si yabancı uyruklu 255 sanığın,
"2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet",
"görevi yaptırmamak için direnme", "kamu görevini usulsüz
üstlenme", "kamu malına zarar verme", "özel kıyafetleri usulsüz
kullanma", "suçluyu kayırma", "ibadethaneyi kirletmek suretiyle
zarar verme" ve "hırsızlık" gibi suçlardan 1 yıldan 11 buçuk yıla
kadar değişen hapis cezasıyla cezalandırılmaları isteniyor.