Geveze bakan toto
Abone olAnkara'da gezeve bakan aranıyor. Reuters'e konuştuğu iddia edilen üst düzey AK Partili için fal açıldı.
"AK Parti kapatılacak, Erdoğan bağımsız aday olarak seçime
girecek" diyen geveze bakan kim? Reuters ajansına konuşan bakan
hükümeti kızdırdı.
Muhalefefet kadar kabine üyelerini de bu gizemli bakanın kim
olabileceği üzerine kafa yoruyor. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da
meçhul ismi arayanlardan.
Yazar önce bu şüpheliler listesinde olamayacakları yazdı. Sonra da
olağan şüphelileri... O isimler Unakıtan, Mehmet Şimşek ve Cemil
Çiçek.. İşte Hakan'ın geveze bakan totosu:
-(...)Beşir Atalay olabilir mi?
Hayır! Asla! Çünkü kulakları çınlasın, saygıdeğer İçişleri
Bakanımız, bir ketumiyet abidesidir... Konuşma yapması gerektiğinde
bin kere düşünen, bin kere düşündükten sonra da konuşmaktan
vazgeçen birinin böyle bir boşboğazlığa imza atması mümkün
müdür?
Mehmet Ali Şahin ya da Hayati Yazıcı olabilir mi?
Olamaz! Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gören gözü, konuşan dili, işiten
kulağı haline gelmiş bu "Bakan" beylerimizin ağzından çıkacak her
kelime Erdoğan tarafından test edilip onaylanır...
Binali Yıldırım ya da Nazım Ekren olabilir mi?
İmkánsız! Her ikisi de "sırdaş"tır... Suskunluk anlaşmasına imza
koymuşlardır.
Ali Babacan olabilir mi?
En işine gelebilecek konularda bile "Ne olur yazılmasın" diye
ricada bulunan bir temkin kumkumasının böyle bir açık vermesi
düşünülebilir mi?
* * *
Biraz daha hızlı devam edelim:
Murat Başesgioğlu olamaz, çünkü "Başına iş almak istemez"...
Mehmet Aydın gıybet sevmezliğinden, Said Yazıcıoğlu aşırı
memnuniyetinden yapmaz böyle bir gevezeliği...
Nimet Çubukçu olmaz... Çünkü liderine, partisine ve örgütüne
gönülden, aşk ile bağlıdır.
Vecdi Gönül olmaz... Çünkü asker ile sivil arasında kalmışlıktan
kaynaklanan bir takatsizlik söz konusudur...
Veysel Eroğlu olmaz... Çünkü kendisinin bir "ifade-i meram" sorunu
vardır... O lafları toparlayıp da ifade etme ihtimali
sıfırdır...
Gerçi dillere destan bir konuşma ve anlatma merakı vardır ama
Hüseyin Çelik de olmaz... Çünkü o, "AKP karşıtlarının yaptıkları
saçmalıklar" konusunda konuşmaya meraklıdır...
Nafiz Özak Frenklerle sosyalleşemediğinden, Recep Akdağ intisaplı
bir mürit kadar partisine bağlanmış olduğundan, Mehdi Eker tarım
dışına çıkmamaya yeminli olduğundan, Zafer Çağlayan Ankara
kazanında nelerin kaynatılabileceğini iyi bildiğinden, Hilmi Güler
Názım’ın deyişiyle "Bir inanmış bir adam" olduğundan girmez bu
işlere...
* * *
Şimdi diyeceksiniz ki: O olmaz, bu olmaz... Uzatma da söyle...
Kimmiş şu "Geveze Bakan"?
Tamam, tamam... "Olağan şüpheliler"e geliyorum.
Ekonomi yönetiminin tümden kendisine bahşedileceğini beklerken
sadece Maliye Bakanlığı ile yetinmek durumunda kaldığı için biraz
burukluk ve keder içine düşmüş Kemal Unakıtan’a da bir mim
koyalım... Zira dışlanmışlık hissi intikam için biçilmiş
kaftandır...
Ankara havasına bir türlü giremeyen Mehmet Şimşek, acaba o müthiş
acemiliği ile böyle bir kelam etmiş olmuş olabilir mi? Bence
dikkate almaya değer...
Ve Cemil Çiçek...
Hep merak ederim: Nasıl oldu da "Adını vermek istemeyen bir üst
düzey AKP’li" sıfatı, Cemil Bey gibi siyaset oyunlarını çok iyi
bilen birinin üzerine yapışıp kaldı?
Zaten önceki vukuat nedeniyle "olağan şüphelilerin şahı" durumuna
düşmüş olan Cemil Çiçek’in, Frenk gazetesine o açıklamayı yapmış
olabileceğine ihtimal vermiyorum ama hepimizin Cemil Çiçek’in
siyaset dáhisi olup olmadığı konusunu gözden geçirmemizde yarar
var...