Gerilime müsaade etmeyin

Erdoğan, "Bu ülkede bırakalım her inanç sahibi inancını inandığı gibi yaşasın. Her düşünce sahibi düşündüğünü düşündüğü gibi dile getirsin. Bırakalım nasıl giyiniyorsa, nasıl hareket ediyorsa öyle hareket etsin. Bunlarla uğraşmayalım" dedi. Erdoğan, siyasette kriz halinin ve "yönetememe hastalığıyla" malul idari sistemin geride kaldığını, artık halkın iradesinin hakim olduğu bir siyaset anlayışının iktidarda olduğunu ifade etti. İktidarlarının birinci yılının sonlarına yaklaştıkları bugünlerde, Türkiye'yi yeniden ayağa kalkan ve aydınlık yarınlara doğru adımlar atmaya başlayan bir ülke olarak görmenin gururu içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, ancak bu mutluluğu tam anlamıyla tabana yayamamanın hüznünü yaşadığını söyledi. Bugün başlayan ramazanın, zenginlerle fakirler kucaklaşabilirse mutluluk, kucaklaşamazlarsa hüzün meydana getiren bir ay olduğunu söyleyen Erdoğan, hali vakti yerinde olanların, semtlerindeki fakir fukarayı dolaşıp, dertleriyle dertlenmelerini istedi. "Birbirimizi sevmeye mecburuz. Çünkü Türkiye buna muhtaç" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Aramızda asla bir ayrıma girmememiz lazım. Bizim üç tane kırmızı hattımız var. Bunlardan bir tanesi dine dayalı milliyetçilik, biri ırka dayalı milliyetçilik, bir tanesi de bölgesel milliyetçilik. Biz bunlardan hiçbirini yapmadık. Bunu asla istemiyoruz. Ama bu ülkede bazı perdeler çekilmek isteniyor. Lütfen bu perdelerin çekilmesine müsaade etmeyin. Bu ülkede asla gerilime müsaade etmeyin. Bu ülkede bırakalım her inanç sahibi inancını inandığı gibi yaşasın. Bırakalım her düşünce sahibi düşündüğünü düşündüğü gibi dile getirsin. Bırakalım nasıl giyiniyorsa, nasıl hareket ediyorsa öyle hareket etsin. Bunlarla uğraşmayalım."