Gerginliğin ardında ABD vardı
Abone olBekaroğlu'na göre ABD'nin bu gerginliği çıkarmasının nedeni Tezkere gerginliği.. ABD AK Parti'ye dedi ki..
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu,
Başbakan Tayyip Erdoğan'ı eski dönem siyaset yapmakla eleştirerek,
"Dışarıda prestij kaybedenler, içerine Münevver hanımın başörtüsünü
kısıtlayarak prestij kazanmaya çalıştı" dedi. Zonguldak'ı
ziyaretinde SP İl Binası'nda partililerle biraraya gelen SP Genel
Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eski dönem siyaset yapmakla
suçlayarak, "Susurluk vakası yaşadık. Kanunsuz işler yapıldı. Faili
meçhul cinayetler diye bir dönem hatırlıyoruz. Yüzlerce insan
öldürüldü. TBMM raporlarına ve mahkeme kararlarına devlet
görevlilerinin kanunsuz bir şekilde cinayet işlediği geçmiştir.
'Biz yepyeni bir döneme başlıyoruz. Bizim yaptığımız siyaset yeni
siyasettir' diyen Tayyip Erdoğan, grubunda yaptığı konuşmada,
'Ahlaki önceliğimiz elbette barıştır. Siyasi önceliğimiz biricik
Türkiye'mizdir, Türkiye'nin bekasıdır' dedi. Yani ahlaki olmayan,
hukuki olmayan, insani olmayan meşru olmayan çıkarlarımız da
olabilir ve Türkiye'nin çıkarları için bunları yapmak zorundayız
diyerek eski dönem siyasetten vazgeçemediklerini ifade etti" dedi.
Konuşmasında, Irak Savaşı'na da değinen Bekaroğlu, sıranın
Türkiye'ye geldiğini ileri sürdü. Irak Savaşı ile birlikte başka
şeylerin de olduğunu belirten Bekaroğlu, savaşı Irak ile sınırlı
olmadığını söyledi. Bakaroğlu, ABD'nin Suriye'yi ve İran'ı tehdit
ettiğine dikkat çekerek, sıranın Türkiye'ye geleceğini ileri sürdü.
"ABD, İSRAİL'İN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN BÖLGEYE GELDİ" ABD'nin
bölgeye gelmesinin en temel sebeplerinden bir tanesinin İsrail'in
güvenliğinin sağlanması olduğunu vurgulayan Bekaroğlu, "40 sene
boyunca Türkiye, Amerika'nın stratejik ortağıydı. Sovyetler
Birliği'nin ortadan kalkması ile Türkiye'nin ABD ile stratejik
ortaklığının şartları da tümüyle ortadan kalkmıştır. NATO, Batı
İslam dünyasındaki gelişmeleri düşman olarak görmeye başladı. Biz
de bölgenin tek laik, demokratik ülkesiyiz. Dolayısıyla ABD, bizim
üzerimizden bölgeye düzen verecek. O halde bizim stratejik önemimiz
devam ediyor diye 10 senedir bununla avunduk. ABD'ye de çok ciddi
destekler verdik. En son Afganistan'da olduğu gibi. Şimdi işler
değişti" şeklinde konuştu. ABD'nin artık Türkiye'ye güvenmediğini
ileri süren Bekaroğlu, bölgede ABD'nin çıkarları ve yapmak
istedikleri ile Türkiye'nin çıkarlarının örtüşmediğini belirtti.
Türkiye ile ABD'nin artık stratejik ortak olamayacağına inanan
Bekaroğlu, "İsrail 1948'den beri saldırarak, yayılarak genişleyerek
var olabilmiştir. İsrail'in varolabilmesi, genişlemesine bağlıdır.
İsrail'in güvenliği için bölgede güçlü ülke olmamalıdır. Bölgenin
en güçlü ülkesi bütün sorunlarına, 240 milyar dolar borç, buna
karşın 170 milyar dolar geliri olmasına rağmen Türkiye'dir. Batı,
ABD ve İsrail biliyor ki, Türkiye'de her an daha yerli, daha milli,
daha anti Amerikan, daha anti siyonist, daha anti İsrail bir
iktidar gelebilir. Dün Sovyetler'in önünde Türkiye'nin sınırları ne
kadar gerekli ve hatta kutsal idi ise bugün Türkiye'nin bu
büyüklüğü ve sınırları ABD'nin bölgemizde yapmaya çalıştıkları için
bir engeldir" dedi. Bekaroğlu'nun eleştirdiği bir diğer kurum
askeriye oldu. Bekaroğlu, askeriyeyi delikanlı olmamak ve
beceriksizlikle suçladı. Bekaroğlu şöyle konuştu: "Bugün olmasa
bile yarın mutlaka ve mutlaka çatışma alanları ortaya çıkacaktır.
Türkiye'yi reel stabilize etmek için, ekonomisini bozmak için
siyasetini bozmak için müdahalelerde bulunacaklardır. Bu doğrultuda
işaretleri yavaş yavaş görmeye başladım. 23 Nisan krizi diye
siyaset literatürüne girecek olan o çocukça komik gelen hadiselerin
altında biraz da bu vardır. ABD biraz da kendi işlerini 1 Mart'ta
Meclis kararıyla zora sokan AK Parti Hükümeti'ni uyarmıştır ve 'bak
bana çok fazla güvenme, atarım seni askerin önüne, seni
hırpalarlar" demek istemiştir. Türkiye'de yıllardan beri
afralarından tafralarından geçilmeyen büyük hükümetlerin,
projelerinin ve kırmızı çizgilerin de çöktüğünü gördük. Hani Güney
Kıbrıs, Avrupa birliğine tek başına girerse Kıbrıs'ı ilhak
edecektik. Bizim kırmızı çizgimizdi. Ne oldu? Hani Kuzey Irak'ta
kırmızı çizgilerimiz vardı. Bağımsız ya da federal bir Türk Devleti
kurulup, Kürtler, Musul'un ve Kerkük'ün petrollerine uzanırlarsa,
Türkmenleri devre dışı bırakırlarsa hani savaş sebebiydi. Kırmızı
çizgilerimizdi. Ne oldu? Hepsi çöktü. Hani delikanlılık? Bize
dikleniyorsunuz. İki de bir sopa gösteriyorsunuz. Dövüyorsunuz.
Hadi bakalım ne oldu. Olmadı tabi. Hiç kimse bir şey yapamadı.
Niye? Çünkü o kırmızı çizgiler de yanlıştı. O hava atmaların
altında da hiçbir şey yoktu. Ne oldu O'nun yerine, orada prestij
kaybedenler, döndüler Münevver hanımın başörtüsünü kısıtlayarak
prestij kazanmaya çalıştılar. Kuzey Irak'taki kırmızı çizgiler
çökünce içteki kırmızı çizgileri sağlamlaştırmaya çalıştılar."