Gerekçe ayrıntıları basına sızdı
Abone olBaşkan Kılıç, "Spekülasyon olmasın diye oy sayısı ve rengini açıklamıyoruz’ dedi. Oturumun ayrıntıları basına sızdırıldı.
Üniversitelerde başörtüsü serbestisini kesinleştiren Anayasa değişikliğinin görüşüldüğü Anayasa Mahkemesi’ndeki gizli duruşmanın tüm konuşmaları medyaya sızdırıldı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, karar toplantısının ardından ‘Kararda detay açıklamadık. Spekülasyon olmasın diye oy sayısı ve rengini açıklamıyoruz’ dedi. Ancak Kılıç’ın bu duyarlılığına rağmen, ‘retçi’ üyeler toplantıda konuşulan tüm ayrıntıları ve hangi üyenin ne karar verdiğini medyaya sızdırdı.
HAYALİ SENARYO ÜZERİNE KARAR
ANAYASA Mahkemesi’nin ‘iptal’ kararının, 9 üyenin gerçekleşmemiş olaylar üzerine kurduğu senaryoları üzerine alındığı ortaya çıktı. Milliyet, Vatan, Akşam ve Sabah gazetelerinde ‘gizli oturumun’ tüm ayrıntıları tutanak şeklinde yer aldı. Milliyet gazetesi, üyelerin türban kararını verirken, ‘şekil denetimini, Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin uygunluğuna göre yapılması yönünde genişletildiğini’ ve böylece Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen ‘dolaylı olarak’ dosyanın ‘esasına’ girdiğini yazdı.
PARONOYA GİBİ GEREKÇE ARAYIŞI
GAZETE, isim vermeden, ‘gizli oturumda söz alan üyeler’in, ‘Seçim sonunda bir parti TBMM’ye Anayasayı tek başına değiştirecek çoğunlukla girer ve devletin kuruluş felsefesine aykırı Anayasa değişiklikleri yaparsa ne olur?’ ve ‘Bu tip bir Anayasa değişikliği, denetim yoluyla engellenebilir mi?’ sorularına cevap aradı. Milliyet, bazı üyelerin daha ileri giderek, ‘Bu çoğunlukta bir parti Anayasa değişikliğiyle iktidar süresini 20 yıla çıkarırsa; kuvvetler ayrılığı ilkesini kaldırırsa nasıl bir önlem alınabilir’ sorularını da sorduğunu yazdı.
DOKUZ ÜYE ‘İPTAL’ OYU VERMİŞ
VATAN gazetesi ise Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın ‘söze nasıl başladığını’ da yazarak, esastan inceleme yapılırsa Meclis’in yetkisine müdahale edilmiş olacağını söylediğini belirtti. Gazete, bu görüşe Sacit Adalı’nın katıldığını, diğerlerinin ‘sessiz kaldığını’ da yazdı. Gazete, 7 saatlik tartışma sonunda 9 üyenin başörtüsüne üniversite kapılarını kapatan ‘iptal’ yönünde oy kullandığını yazdı.
‘KIYAFET’ SÖZÜ ŞEKLİ İNCELEME GETİRİR
SABAH’TAKİ haberde ise ‘iptal’ yönünde oy kullananların, değişikliğin gerekçesindeki ‘bazı öğrenciler kılık kıyafetleri nedeniyle eğitim hakkından mahrum kalıyor’ ifadesinin ‘şekil’ denetimine girdiğini, bu nedenle ‘esastan inceleme’ sayılmaması gerektiğini vurguladıkları anlatıldı.
Kime karşı ‘silah’
ANAYASA Mahkemesi’nin son dönemde aldığı tartışmalı kararlarda adeta teorisyenlik yapan eski Başsavcılar Vural Savaş ve Sabih Kanadoğlu’na da hukukçular tepki gösterdi. Kanadoğlu’nun ‘Elimizdeki bir tek yargı silahı kaldı’ sözünü eleştiren Mustafa Kamalak ‘Kanadoğlu’nun, ‘Elimizde bir tek yargı silahı kaldı’ cümlesi yanlış ama maalesef doğrudur. Çünkü Anayasa Mahkemesi, 1961 anayasası ile darbeci generallerin getirdiği bir kurumdur ve o dönemde getirilenlerden geriye bir tek o kalmıştır’ dedi. Prof. Dr. Hasan Tunç ise Kanadoğlu’nun sözleri, çok vahimdir. Bu cümle husumet anlayışını ifade eder. Elinizdeki yargı silahını kime karşı kullanacaksınız diye sormak lazım’ dedi.
Yüce Divan suçu işlendi
Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden başkasının bilmediği gizli oturumun ‘tutanak’ şeklinde basına sızdırılması ‘Yüce Divanlık suç’ olarak gösterildi. (Star)
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, karar toplantısının ardından ‘Kararda detay açıklamadık. Spekülasyon olmasın diye oy sayısı ve rengini açıklamıyoruz’ dedi. Ancak Kılıç’ın bu duyarlılığına rağmen, ‘retçi’ üyeler toplantıda konuşulan tüm ayrıntıları ve hangi üyenin ne karar verdiğini medyaya sızdırdı.
HAYALİ SENARYO ÜZERİNE KARAR
ANAYASA Mahkemesi’nin ‘iptal’ kararının, 9 üyenin gerçekleşmemiş olaylar üzerine kurduğu senaryoları üzerine alındığı ortaya çıktı. Milliyet, Vatan, Akşam ve Sabah gazetelerinde ‘gizli oturumun’ tüm ayrıntıları tutanak şeklinde yer aldı. Milliyet gazetesi, üyelerin türban kararını verirken, ‘şekil denetimini, Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin uygunluğuna göre yapılması yönünde genişletildiğini’ ve böylece Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen ‘dolaylı olarak’ dosyanın ‘esasına’ girdiğini yazdı.
PARONOYA GİBİ GEREKÇE ARAYIŞI
GAZETE, isim vermeden, ‘gizli oturumda söz alan üyeler’in, ‘Seçim sonunda bir parti TBMM’ye Anayasayı tek başına değiştirecek çoğunlukla girer ve devletin kuruluş felsefesine aykırı Anayasa değişiklikleri yaparsa ne olur?’ ve ‘Bu tip bir Anayasa değişikliği, denetim yoluyla engellenebilir mi?’ sorularına cevap aradı. Milliyet, bazı üyelerin daha ileri giderek, ‘Bu çoğunlukta bir parti Anayasa değişikliğiyle iktidar süresini 20 yıla çıkarırsa; kuvvetler ayrılığı ilkesini kaldırırsa nasıl bir önlem alınabilir’ sorularını da sorduğunu yazdı.
DOKUZ ÜYE ‘İPTAL’ OYU VERMİŞ
VATAN gazetesi ise Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın ‘söze nasıl başladığını’ da yazarak, esastan inceleme yapılırsa Meclis’in yetkisine müdahale edilmiş olacağını söylediğini belirtti. Gazete, bu görüşe Sacit Adalı’nın katıldığını, diğerlerinin ‘sessiz kaldığını’ da yazdı. Gazete, 7 saatlik tartışma sonunda 9 üyenin başörtüsüne üniversite kapılarını kapatan ‘iptal’ yönünde oy kullandığını yazdı.
‘KIYAFET’ SÖZÜ ŞEKLİ İNCELEME GETİRİR
SABAH’TAKİ haberde ise ‘iptal’ yönünde oy kullananların, değişikliğin gerekçesindeki ‘bazı öğrenciler kılık kıyafetleri nedeniyle eğitim hakkından mahrum kalıyor’ ifadesinin ‘şekil’ denetimine girdiğini, bu nedenle ‘esastan inceleme’ sayılmaması gerektiğini vurguladıkları anlatıldı.
Kime karşı ‘silah’
ANAYASA Mahkemesi’nin son dönemde aldığı tartışmalı kararlarda adeta teorisyenlik yapan eski Başsavcılar Vural Savaş ve Sabih Kanadoğlu’na da hukukçular tepki gösterdi. Kanadoğlu’nun ‘Elimizdeki bir tek yargı silahı kaldı’ sözünü eleştiren Mustafa Kamalak ‘Kanadoğlu’nun, ‘Elimizde bir tek yargı silahı kaldı’ cümlesi yanlış ama maalesef doğrudur. Çünkü Anayasa Mahkemesi, 1961 anayasası ile darbeci generallerin getirdiği bir kurumdur ve o dönemde getirilenlerden geriye bir tek o kalmıştır’ dedi. Prof. Dr. Hasan Tunç ise Kanadoğlu’nun sözleri, çok vahimdir. Bu cümle husumet anlayışını ifade eder. Elinizdeki yargı silahını kime karşı kullanacaksınız diye sormak lazım’ dedi.
Yüce Divan suçu işlendi
Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden başkasının bilmediği gizli oturumun ‘tutanak’ şeklinde basına sızdırılması ‘Yüce Divanlık suç’ olarak gösterildi. (Star)