Gerçek 'Küçük Osman' kim?
Abone ol‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin senaristi Coşkun Irmak, hikâyesiyle milyonları ekranlara kilitleyen minik Osman’ın kendisi olduğunu açıkladı
Başladığı günden beri en sıkı takipçileri arasındayım
'Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin. Bazen ağlayarak, kimi zaman da "Yok
artık, bu kadar da olmaz" diyerek izliyorum.
Ana en çok da evinde yaşanan bu kadar olaya karşı umudunu kaybetmeden hayata tutunup, iç sesiyle vicdanımıza dokunan küçük Osman'ın kim olduğumu merak ederek... Dizinin gerçek bir hikâyeden esinlenerek yazıldığını biliyorum. Bir yıldır bulmaca çözer gibi tahminler yürütüyorum ve tüm ipuçları senarist, yazar Coşkun Irmak'ı gösteriyor Ama kendisine bir türlü ulaşılamıyor. Sonunda Irmak'la geç kalan görüşmeyi gerçekleştirdik. Hatta heyecandan uyuyamadan dersime iyi çalıştım.
25 yıldır yazar olan ve ilk dizi senaristliği 'Öyle Bir
Geçer Zaman ki' gibi bir dizi olan Irmak'ın geçmişini
araştırdıkça karşıma bir deniz çıktı. Tiyatroya gönül veren, oyun
yazan, Devlet Tiyatrosu'nda yöneticilik yapan Irmak, Diyarbakır'dan
Van'a, Ankara'dan Bursa'ya nerede kendisine ihtiyaç varsa soluğu
orada almış. 50 yıllık hayatına 13 kitap sığdırmış. Önümüzdeki ay
'Değişmenin Aynaları 2' adlı kitabı çıkıyor. O nedenle altını
çizerek "Ben senarist değilim, yazarım" diyor.
Yeni sezon hakkında ser verip sır vermiyor. Ama "Her gecenin bir
sabahı vardır. Hep gece olmaz" diyerek bu sezon daha güçlü bir
Cemile izleyeceğimizi ima ediyor.
Çocukluğunuza dönsek... Gözünüzün önüne kaç yaşındaki
haliniz ve nasıl bir ev geliyor?
5-10 yaş arasındayım. "Dünya var, bir de onun üzerinde
ben varım" ayrımlarını hissetmiş ve sorular sormaya
başlamışım. Dertli bir ailem var. İki ağabeyim, bir ablamla
Kozyağı'nda oturuyoruz. Evde herkes benden çok büyük olduğu için
özgürlük duygusunu arıyorum. Sıkıntılarım var. Evde oturmam
isteniyor ama ben dışarı çıkmak, kırlarda, çayırlarda olmak ve
hayal dünyamda gezinmek istiyorum. Çünkü orada benim bir sürü
ülkem, ormanım, gölüm, nehirlerim var. İçe dönüğüm ve çocuk
dünyamda bir sürü macera yaşayabiliyorum.
Aslında bir sosyologsunuz. Peki, tiyatroya nasıl gönül
verdiniz?
Ege Üniversitesi'nde sosyoloji okurken her Türk insanı gibi
mecburiyet olarak ben de şiir yazdım. Bu defa "Ben neyim?" demeye
başladım. Arayışım sürerken 9 Eylül Üniversitesi'nde düzenlenen
Dünya Tiyatrolar Günü broşürü elime geçti. O etkinlikleri
izledikten sonra yazar olmaya karar verdim. Okulu bitirip tekrar
sınava girdim ve yazarlık eğitimi aldım. O arada evlendim. Devlet
Tiyatrosu'na girip 5 yıl Diyarbakır'a, sonra Ankara, Van'a gittim.
25 yıl boyunca sadece yazarlık yaptım. Ağırlıklı olarak tiyatro
oyunları yazdım.
Yıllarca yazarlık yaptıktan sonra televizyona geçmeye nasıl
karar verdiniz?
Arkadan ittiler. Tiyatroda deniz bitince, "Başka bir
şeyi denemek lazım" dedim. Benim bazı notlarım vardı ama
sinema filmi mi yoksa roman mı olurdu bilmiyordum. Ama aklımda
roman vardı. Bir arkadaşım sektörden birisine notlarımdan söz
edince okumak istedi. Birkaç versiyondan sonra bu dizi bazı
yapımcılara gitti ama okumadılar bile. Şu anda birileri kafasını
çok fena bir yerlere vuruyor. Sonra da bu yola girdim.
"Dertli bir ailem vardı" dediniz. Soyadınız Irmak ve
dizideki ailenin soyadı Akarsu. İnsan düşünmeden edemiyor bu aile
sizin aileniz mi?
Bir insan kendi hayatını ne kadar yazabilir ya da anlattığının
ne kadarı kendi hikâyesidir? Hayatımızı etkileyen başka hayatları
çıkardığımızda geriye ne kalır? Hayatıma gerçek ya da hayal olarak
girmiş herkes artık benim hayatıma dahildir. Dolayısıyla ben onları
anlatırım. Bu açıdan baktığınızda 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisi
benim hayatımdır. Ama diğer taraftan baktığınızda da ben herkesin
hayatını anlatırım. Doğru, bu dizide kendi hayatımdan çok önemli
parçalar anlatıyorum ama tamamen aynı değil. Bire bir gerçek olsa
bu röportajı yapamazdık. Ben kontrol altında olurdum. Çünkü bu
kadar travmayı bir kişi taşıyamaz.
"AĞLAYA AĞLAYA ABİMİN ŞARKISI"
Coşkun Irmak'ın annesi diziyi izlerken Osman'ı dilinden
düşürmüyormuş. Ancak 93 yaşındaki annesi iki ay önce vefat etmiş.
Büyük ağabeyi Tekel 'den emekli, ablası santral memureliğinden
emekli olan Irmak'ın küçük ağabeyi ise müzisyen. Hatta Mete'nin
İnci öğretmeni için söylediği 'Ağlaya Ağlaya' şarkısı ağabeyine
aitmiş. Irmak, "Çocukluğumdan kalan bir şarkı o. Ağabeyime
kullanmak istediğimi söyledim. Öyle bir şarkısı olduğunu bile
hatırlamıyordu. Eski kasetleri arayarak sonunda bulduk ve
kullandık" dedi.
"ERKAN İÇİN TE REDDÜT ETTİM"
Dizinin oyuncu kadrosundan çok memnun olduğunu ifade eden Coşkun
Irmak, Erkan Petekkaya'nın kendisini şaşırttığını söylüyor:
"Erkan tiyatroya girerken ben jürideydim. Güzel yüzlü bir
çocuktu. Hatta ilk oyununu beraber sahneye koyduk. Benim aklımda
öyle kalmış. O neden le Ali Kaptan olur mu diye tereddüt ettim. Ama
bir filmini izledikten sonra gördüm ki, Erkan tam da Ali
Kaptan'mış."
"BABAM DA ALİ KAPTAN GİBİ DENİZCİ"
1967 yılında siz de dizideki Osman gibi 6 yaşındaydınız.
Konuşurken sanki Osman'ı dinliyor gibiyim. Osman siz
misiniz?
Osman benim. Bunda gizli kapaklı bir şey yok. Osman kişiliği benim
dünyaya baktığım bir tayf. Osman günışığını birçok renge
ayrıştırıyor ve bana o renkleri gösteriyor. Yani Osman'dan bakarak
görüyorum. Osman'da benden çok şey var.
Osman'ın seri katil olacağı iddiaları var. Bana kalırsa
o da sizin gibi yazar olacak...
Seri katil meselesi Erkan'ın şakası. Osman evde kamera gibi geziyor
ve biriktiriyor. Bence de yazarlık yakışır Osman'a.
Dizi dört sezon mu sürecek?
Bu bir iş ve onun yürüme koşullan var. O koşullar olduğu sürece
devam eder. Bu hikâye o kadar sürebilir diye öngörüyorum. Ama
sanat, edebiyat ve sinema gibi hayallerim de var.
Eşiniz yazar mı?
Eşim oyuncu, dizide Selma'yı oynuyor. Bu projede de
öykü-geliştirme kısmını o yapıyor.
Peki, babanız Ali Kaptan mıydı?
Benim babam da denizciydi. Babam Ali Kaptan'a benziyor ama benzemeyen yönleri de var. Yazarlar illa kendilerini anlatmak zorunda değildir. Bu ustalıkla alakalı bir şey. Bir karakteri yaratma teknikleri var, ben de onları kullandım. Ayrıca kayınpederim de denizci. Beni tanıyanlar "Kendi ailesini yazmış" derken, eşimi tanıyanlar "Onun ailesini anlatmış" diye izliyorlar.