Gerçek bir aşk hikayesi
Abone ol23 yıl sonra rastladığı gençlik aşkıyla evlendi. Ama bu kez araya azrail girdi.
Turizmci Kayhan Arsoy 1974 yılında 23 yaşındayken, çalıştığı
otelde Hülya Tüzüntürk'e gönlünü kaptırdı. Birbirlerine aşklarını
bir grev sırasında açıkladılar. İlişkileri 4 yıl sürdü. Aileler
evliliğe karşı çıkınca parasızlıktan ayrıldılar.
Otobüste yan yana geldiler
Aşkının başkasıyla evlendiğini duyan Arsoy da evlendi. Yıllar
geçti. İkisi de eşlerinden ayrıldı. 23 yıl sonra eski arkadaşların
toplantısında görüşüp kucaklaştılar. Bir gece sonra otobüste yan
yana geldiler. Bir daha hiç ayrılmamaya söz verdiler.
Üç ay önce evlendiler
Üç yıl rüya gibi geçti. Tüzüntürk'e kanser teşhisi kondu. Arsoy,
sevdiği kadını üç ay önce evliliğe ikna etti. Hülya Hanım perukla
nikah masasına oturdu. Üç gün önce ölürken Arsoy'a "Seni öldükten
sonra da seveceğim" diyordu...
23 yıl beklediği aşkını kaybetti
Turizmci Kayhan Arsoy, yıllar önce sevip ayrıldığı kadını ikinci
baharında yine buldu. Yıllar sonra evlendi ancak o 3 gün önce
kanserden öldü.
Turizmci Kayhan Arsoy, tam 32 yıl önce yani 23 yaşındayken
çalıştığı otelde kendisinden bir yaş büyük Hülya Tüzüntürk'e
gönlünü kaptırdı. Güzelliği ile herkesi peşinden koşturan Hülya da
bu aşka sessiz kalmadı. İki aşık birbirlerine olan sevgilerini
sendikalarının düzenlediği grevde itiraf edebildiler. Sevgililerin
mutluluğu tam dört yıl sürdü. 1978 yılına geldiklerinde evlenmeye
karar verdiler. Ancak ailelerin engeliyle karşılaştılar. Her iki
gencin de ailesi ekonomik nedenlerle bu evliliğe karşı çıkıyor, nuh
deyip peygamber demiyordu. Kayhan da, Hülya da çaresiz kaldı.
Aşklarını kalplerine gömüp, ayrıldılar... Her ikisi de iki ayrı
hayata doğru yola çıktı. Hülya kısa süre sonra bir başkasıyla
evlendi. Sevdiği kadının evlendiğini duyan Kayhan Arsoy da Hülya'yı
bir türlü aklından çıkaramamasına rağmen başka bir kadınla, tek
oğlunun annesiyle hayatını birleştirdi. Zaman hızla geçti ve
sevgililer birbirlerini bir daha 'asla' aramadı. Artık orta yaşlı
bir kadın olan Hülya, bir süre sonra evlendiği adamla, kızının
babasıyla yollarını ayırdı. Kayhan Arsoy da, kısa süre sonra
eşinden ayrıldı.
İLK GÜNKÜ GİBİ...
Kalplerindeki o eski aşk dinmemiş, birbirlerine olan özlemleri her
geçen gün artmıştı. Ta ki 30 yıl önce karşılaştıkları otel, eski
çalışanlarını bir araya getirmek için bir gece düzenleyene kadar...
Hayatlarının ikinci baharlarını yaşayan Hülya ve Kayhan, 2001
yılında, otelin gecesinde karşı karşıya geldiklerinde ilk günkü
heyecanla kucaklaştılar. Ancak gece kısaydı ve yolları yeniden
ayrılacaktı. Birbirlerine ikinci kez hüzünle veda eden sevgililerin
yolu, bir gece sonra bir şehirlerarası yolcu otobüsünde kesişti.
Yaşamını Antalya'da sürdüren Kayhan Aksoy'un bindiği otobüse
Hülyada Afyon'daki bir cenazeye katılmak için bindiğinde
küllenmeyen aşk yeniden alevlendi. Yol uzundu ve konuşulacak çok
şey vardı... Yan yana oturdukları koltuklarda sabahın ilk
ışıklarına kadar sohbet eden eski aşıklar, bir daha ayrılmamak için
birbirlerine söz verdiler. Arsoy, sevdiği kadın için ikinci kez
İstanbul'a geldi. Yıllar sonra bir araya gelen çift, aynı evi
paylaşmaya başladı. Mutluluğu geç de olsa yakalamışlardı. Tam 3 yıl
rüya gibi geçti. Ancak 2004 yılında Hülya'ya kanser teşhisi
konuldu. Acı gerçeğe karşı ne Hülya ne de Kayhan Arsoy umudunu
yitirmedi. Birbirlerini geç bulmuşlardı, kolay bırakmayacaklardı.
Kayhan Arsoy, sevdiği kadını 3 ay önce nikah masasına oturtmaya
ikna etti. Gördüğü tedavi nedeniyle saçları dökülen Hülya'nın peruk
taktığı nikah töreninde sevgililer birbirlerine ölünceye kadar
birlikte olma sözü verdiler. Ve sözlerini de tuttular... Zorla
geçen günlerin ardından Hülya 3 gün önce hayata gözlerini
yumdu.
"MELEK GİBİYDİ"
Şimdi sevdiği kadının arkasından gözyaşı döken Kayhan Arsoy,
"Yıllarca nereye gitsem 'keşke burada Hülya da olsaydı' dedim.
Melek gibiydi. Onun tarafından sevilmek gerçekten gurur vericiydi"
diyordu. Hülya'nın ölümünden bir hafta önce, yeğeninin düğününde
tüm sevdikleriyle vedalaştığını anlatan Arsoy geç bulduğu aşkıyla
yaşadığı son anları anlatırken de gözyaşlarını tutamıyordu: "30
Ağustos gecesi ağırlaştı. Ambulansla hastaneye giderken 'Beni
görebiliyor musun' diye sordum. Gözlerini açıp, 'Seni görmez miyim'
diye yanıt verdi. Yoğun bakımda kimseye gözünü açmadı. Ama bana
gözlerini açtı ve 'Öldükten sonra da seni seveceğim' dedi. Bir gün
sonra onu kaybettim..."
Haber: Veli SARIBOĞA Canan YILMAZ
Kaynak: Sabah