Genler masaya yatırıldı
Abone olGenetik Hastalıklardan Korunma Derneği Başkanı Prof. Dr. Ergül Tunçbilek, genetik yapı ile hastalıklar arasında bir ilişki olduğunu belirterek şunları söyledi:
Uluslar arası Nutri-Genetik Sempozyumunda konuşan Genetik
Hastalıklardan Korunma Derneği Başkanı Prof. Dr. Ergül Tunçbilek,
genetik yapı ile hastalıklar arasında bir ilişki olduğunu
belirterek, yapılan çalışmalara göre artık her yüksek tansiyon
hastasına tuz kısıtlaması yapmanın doğru olmadığını söyledi.
Genetik araştırmalar konusunda dünyaca ünlü bilim adamlarının
katıldığı “Uluslar arası Nutri-Genetik Sempozyumu”nun açılışında
konuşan Nutri-Genetik Bilimsel Danışma Kurulu ile Genetik
Hastalıklardan Korunma Derneği Başkanı Prof. Dr. Ergül Tunçbilek,
nutri- genetik’in bireyin genetik yapısı ile yaşam tarzı ve
beslenmesini birlikte analiz ederek, kişinin taşıdığı hastalık
risklerinden uzak kalmasını sağlayacak beslenme ve yaşam tarz
önerilerini ortaya koyan bilim dalı olduğunu açıkladı. Prof.
Dr.Tunçbilek ” Yüksek tansiyonda tuz kısıtlamasını hepimiz kabul
ederiz. Bir gen; hem tansiyonu hem de tansiyonun tuza karşı
duyarlılığını ayarlıyor. Bu gende kişiye göre bazı ufak tefek
değişiklikler oluyor. Bu farklılıklara göre bazı kişiler tuza
hassas değil. Yani yüksek tansiyonlu hastaların en az yarısının tuz
kısıtlamasına hassas olmadığını artık biliyoruz. Bunun ışığında
artık tansiyon hastalarına tuz kısıtlaması yapmak doğru olmaz”
dedi. İnsanda 30 bin gen bulunduğuna ve bu gen dizilimlerinin tüm
insanlarda yüzde 99.9 oranında aynı olduğa da işaret eden Prof. Dr
Tunçbilek, geri kalan kısmın insanları birbirinden ayıran
özellikleri taşıdığını belirtti. Prof. Dr. Ergül Tunçbilek, şöyle
konuştu: “ Bizi dünyadaki 6 milyar insandan farklı kılan, o
herkeste aynı olan gen dizilimindeki yüzde 99.9 dan arta kalan
kısımdır. Bu farklılıklara polimorfizm denir. Bunlar hem bizim
birey olarak tek olduğumuzu gösterir. Bazı hastalıklara karşı
yatkınlık veya bazı hastalıklara, ilaçlara karşı direnç
göstermemize neden olur. Kardiyo-vasküler hastalıklar, diyabet,
kanserler ve osteoporoz gibi hastalıklara yatkınlıkta ve dirençte
bazı polimorfizmlerin rol oynadığını artık biliyoruz. Genetik yapı
ile hastalıklar arasındaki ilişkinin önemli ve farklı bir boyutunu
da bireylerin beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzları oluşturur.
Genetik olarak bu hastalıklara yatkınlık polimorfizmleri taşıyan
bireylerin kendilerine özgü geliştirilmiş programlarla beslenmeleri
ve bazı yaşam tarzı değişiklikleri yapmalarının bu hastalıklardan
korunmalarında son derece önemli olduğunu ortaya koydu.” Obezite
(aşırı şişmanlık), diyabet (şeker hastalığı) ve bunlara bağlı
hastalıkların moleküler temelleri üzerine yaptığı araştırmalarla
tanınan, Harvard Üniversitesi Genetik ve Kompleks Hastalıklar
Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gökhan S. Hotamışlıgil de genetikte uzun
vadeli çalışma sonuçlarının, kişilere, hastalıklara karşı korunma,
sağlıklı bir yaşam sürdürme konusunda kişisel reçete yazılımını da
getirebileceğini söyledi. sagliginsesi.com