Bir dönem moda olan ve birçok kadını sağlığından eden ‘0 beden’ takıntısı, yerini büyük kalçalara bıraktı. Dünya starları bu akımı başlattı, kadınlar rahat nefes aldı! Aslında ince bel ve geniş kalçalar 1800’lü yıllarda zarafetin ve güzelliğin göstergesiydi. Kadınlardaki bu tutku öyle bir noktaya geldi ki, 1874’te sadece korse kullanımına bağlı 97 hastalık tanımlandı. İç Hastalıkları Uzmanı Lütfiye Derya İnal, “Armut tipi vücut olarak da nitelendirilen ince bel ve geniş kalça her dönem ‘çekici’ bir görünümün ve doğurganlığın simgesi oldu. Üst bedenin kalçadan daha geniş olduğu ‘elma tipi vücut’a üstünlüğü ise artık bilimsel olarak da kabul görüyor” dedi. BEL BÖLGESİNDEKİ YAĞLANMA KANSER NEDENİ! Bazı ölçümler yaparak vücut tipimizi belirleyebiliriz. Bel çevresi, bel-kalça oranı ve beden kitle indeksi, vücuttaki yağ içeriğini en iyi yansıtan antropometrik (insan vücudunun boyutlarıyla ilgilenen bilim dalı) ölçümlerdir. Bel-kalça oranı belin en ince olduğu yerin, kalçanın en geniş olduğu yere oranıdır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bel çevresi kadında 88 cm, erkekte 102 cm’nin altında olmalı. Bel-kalça oranı ise kadında 0.85, erkekte 0.9’un altında olmalı. Ölçümler, oranlar, indeksler… Peki, bunlar neden bu kadar önemli? Bel çevresi karın içi yağlanmanın başlıca göstergesidir. Bel-kalça oranı 1’i geçtiğinde tehlike çanları çalmaya başlar. Basen bölgesinde yağlanma fazla olanlara göre, şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp damar hastalıkları, kolesterol yüksekliği, başta yumurtalık ve meme olmak üzere çeşitli kanserler, adet düzensizlikleri ve infertilite (kısırlık) daha fazla görülür. Haliyle ince belli, geniş kalçalı ‘armut’ Türk kadınları, kalın belli ve göbekli ‘elma’ tipi Avrupalı kadınlara göre çok daha şanslı. Daha sağlıklı, daha doğurgan… Ancak hemen havaya girip kocaman kalçalarla gezmek yok! Beden kitle endeksimiz hesaplayıp boyumuza göre uygun kiloyu korumamız gerekir. İdeal beden kitle indeksi 18,5-25 arasındadır. Basen ve kalça bölgesindeki yağlanma, bel bölgesindeki yağlanmaya göre daha kabul edilebilir olsa da, azı karar çoğu zarardır. KIZARTMADAN UZAK DURUN Kalça ve basendeki yağlanma artışı, estetik olarak birçok kadının korkulu rüyasıdır. Bunun için öncelikle diyetimize dikkat etmeliyiz. Porsiyonlarımızı azaltmalıyız. Yağlı besinlerden, kızartmalardan mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Makarna, pilav, patates, ekmek, hamur işi gibi karbonhidrat yükü fazla olan besinleri fazla tüketmemeye özen göstermeli, özellikle şerbetli tatlılardan ve şekerli içeceklerden uzak durmalıyız. BASENLERİ ERİTMEK İÇİN... Haftanın en az 3 günü ve en az 40 dakika tempolu egzersiz yapmalıyız. Bunun yanında yağlanmanın fazla olduğu bölgelere yönelik egzersizler ve pilates de oldukça faydalıdır. Su ise olmazsa olmazımız. Günde en az 2 litre kadar su içmeliyiz. Günde 3 fincanı geçmemek kaydıyla yeşil çay ve beyaz çay gibi yağ yakımına yardımcı olan çaylar içilebilir Öğünlerimizdeki sebze ve meyve oranını artırmalıyız. Tarçın, zencefil, zerdeçal, badem, kinoa, acı biber gibi yağ yakımını hızlandıran besinlere de diyette yer verilmelidir.