Genetik bilimi ve hastalıklar
Abone olGenetikçilerin en büyük hayalinin genleri tam olarak çözmek ve tedaviyi kişiselleştirmek olduğu savunuldu.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Genetik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Özkul, günümüzde kalıtsal hastalıkların teşhisi ve tedavisinde büyük rolü olan genetik bilimcilerinin en büyük hayalinin, genleri tam olarak çözmek ve tedaviyi kişiselleştirmek olduğunu savundu. Genetik bilimi ve bu bilim dalını kapsayan hastalıklar konusunda İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Özkul, bugün dünyada genetik bilimini ilgilendiren 10 bini aşkın hastalık olduğuna dikkat çekerek, genetik ünitelerinde yapılan inceleme ve araştırmaların da bu hastalıkların teşhis ve tedavisine yönelik olduğunu söyledi. Prof. Dr. Özkul, "Geçmişte birçok hastalığın daha adı bile bilinmezken, genetik bilimindeki gelişmeler sayesinde hastalıkların teşhis ve tedavisinde önemli bir yol alındı. İnsan geninde yapılan incelemelerle hastalıkların tespiti kolaylaştı. Eskiden insan geninde bir tek hatayı belirlerken, bugün aynı anda gende 5 bin hatayı belirleyebiliyorsunuz. İnsan vücudunda tam sayısı bilinmemesine rağmen 35-40 bin adet gen bulunuyor. Bu genler tam olarak çözüldüğü ve genlerdeki hastalık belirtileri tam olarak bilindiği zaman kişisel tedavi gerçekleşecektir. Bugün genetik alanında çalışan bilim adamlarının hayali de budur; genleri tam olarak çözmek ve tedaviyi kişiselleştirmek. Bu gerçekleştirildiği zaman ilaçların etkileri daha iyi anlaşılacak ve ilaçların vücuttaki yıkımı önlenecektir. Her hastaya geninin özelliğine göre ilaç verilebilecektir" dedi. 35 yaşın üzerinde olan her hamile kadının 3'lü test adı verdikleri kan tarama testi yaptırmasının artık günümüzde bir öneri değil zorunluluk haline geldiğini ifade eden Prof. Dr. Özkul, hamile kadınlardan alınan kanın enzim düzeyine bakılarak doğacak çocukta kalıtsal hastalık riski olup olmadığının anlaşıldığını kaydetti. Özkul, "Bütün hedefimiz sağlıklı bir nesil yetişmesine yardımcı olmak. Çünkü sağlıksız nesiller pahalıya mal oluyor. Sakat ve hasta doğan bir çocuğun hem ailesine, hem de devlete yükü oldukça fazla oluyor. Bu yüzden insanlarımızın daha duyarlı olmaları, 35 yaş üzeri hamile bayanların da 3'lü testi yaptırmaları gerekir" diye konuştu.