Generalin yıldızı nasıl parlar?
Abone olAlbay Dursun Çiçek'in ifadesi alınmadı. Olay askeri yargıya havale edildi. Ancak Ahmet Altan'ın itirazı var.
Albay Dursun Çiçek olayında şimdilik sivil yargı devre dışı. Hal
böyle olunca kafalarda soru işaretleri doğdu. İşte gündemi
değiştiren habere imza atan Taraf'ın başındaki isim Ahmet Altan
soruyor: 'Kim inanacak?'
Bugünkü köşesinde bu yöndeki kuşkularını dile getiriyor. Bir
anlamda askere açık mektup niteliğinde. Soru işaretlerinin
silinmesi adına kapıları 'sivil savcılara açın' çağrısı yapıyor.
Gerekçelerini kendisinden dinliyoruz:
(...)Bakın, çok uzun yıllar, ordu "denetim dışı" kaldı bu
ülkede.
Ordunun yaptıkları sorgulanmadı.
Darbeler yapıldı, muhtıralar verildi, andıçlar yazıldı.
Hiçbir generale bunların hesabı sorulmadı.
Bir hatırlayın, koskoca ordu, toplumun gözüne baka baka "JİTEM
yoktur" diyebildi.
JlTEM'in varlığını herkes bildiği halde, ordu reddetti.
Bunları bile bile şimdi nasıl inanacağız bu soruşturmanın sağlıklı
yürüyeceğine?
Susurluk çetesiyle ilişkileri parlamento raporuna geçen "Albay"
Veli Küçük'ü bu ordu, bütün o raporlara rağmen generalliğe terfi
ettirdi.
Genelkurmay Başkanı ilker Başbuğ, "demokrasiye ve hukuka"
bağlı olduklarını söylüyor şimdi.
Ordumuzun nihayet
"demokrasiye ve hukuka" bağlı bir hale gelmesi elbette olumlu bir
gelişme.
Eğer böyle "hukuka" bağlı bir ordumuz varsa neden albayın sivil
savcılarca sorgulanmasına izin verilmiyor?
Nedir bu korku?
Sanırım bizim generallerin bir gerçeği anlaması
gerekiyor.
Bu andıçı o albay yazdıysa, bunu
saklayamazsınız.
Toplum bu sefer buna izin vermez.
Herhalde çıkan seslerden, konuşmalardan, yazılardan, bu toplumun,
"ordunun hukuksuz davranışlarından" bıktığını, daha fazlasına
tahammül etmeyeceğini generaller de görüyordur.
Bu olay açıklığa kavuşmak zorunda.
Andıçı ordunun içinden birileri yazdıysa bunun cezasını
çekecekler.
Birisi, ordunun üzerine suçu yüklemek için böyle bir belge
hazırladıysa, o da cezasını çekecek.
Bu belgeyi
hazırlayanın amacı bu ülkeyi birbirine katmak.
Toplumun dengelerini altüst etmek.
Bunu yapan bu sefer paçasını kurtaramaz.
Bırakın, açık, şeffaf, aydınlık, halka güven veren bir soruşturma
yapılsın.
"Ordunun yıpratılmak istendiğini" söyleyip durur bizim
generaller.
Ordu yıpranmasın mı istiyorsunuz?
O zaman, gereğini yapın.
Sivil yargıyı püskürterek "ordunun itibarını"
koruyamazsınız.
Kapalı kapılar ardında vereceğiniz
kararlarla bu toplumu ikna edemezsiniz.
Bu andıçı bir subay grubu hazırladıysa "ordunun itibarını korumak"
için onları aranızdan atmak zorundasınız.
Eski alışkanlıklarla bu iş yürümeyecek bu sefer.
Toplumun size güvenmesini istiyorsanız, siz de topluma güvenin.
Korkuyormuş, kaçıyormuş, saklanıyormuş görüntüsü vermeyin.
Bu işi karanlıkta değil aydınlıkta çözelim.
Övünerek omuzlarınızda taşıdığınız yıldızlarınız, emin olun
en iyi aydınlıkta parlar.
Karanlık, saklar ve sönükleştirir o yıldızları. //