Genelkurmay'dan suç duyurusu
Abone olGenelkurmay aylık SoL dergisi hakkında suç duyurusunda bulundu. Derginin 223'üncü sayısında çıkan dört yazı hakında bakanlıktan gerekli işlemin yapılması istendi.
Genelkurmay Başkanlığı, aylık "soL" dergisinde 223’üncü
sayısında çıkan dört yazı hakkında "komuta kademelerinin tahkir ve
tezyif edildiği" gerekçesiyle Adalet Bakanlığı’na suç duyurusunda
bulundu. Genelkurmay Başkanı adına Adli Müşavir Hakim Tuğgeneral
Hıfzı Çubuklu imzasıyla Adalet Bakanlığı’na gönderilen gizli
yazıda, dergide yer alan Cemil Kırımlı imzalı "Manevranın Sonu",
Murat Papuç imzalı "Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Toplumsal Rolündeki
Değişim", Murat Papuç imzalı "NATO’cular İşlerini Sağlama
Alıyorlar" ve Rahmi Yıldırım imzalı "İş Bilenin Kılıç Kuşananın"
başlıklı yazılar için gerekli işlemin yapılması istendi.
Genelkurmay Başkanlığı’nın suç duyurusu üzerine Adalet Bakanlığı,
İstanbul Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’nı soruşturmayı yürütmekle
görevlendirdi. Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı da derginin adresinin
Kadıköy olması nedeniyle dosyayı Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’na
iletti. Yazarların önümüzdeki günlerde sanık sıfatıyla sorguları
yapılmak üzere adliyeye çağrılmaları bekleniyor. Savcılık
sorgusunun ardından Adalet Bakanlığı’nın izin vermesi durumunda,
yazarlar hakkında Türk Ceza Yasası’nın 159’uncu maddesine
muhalefetten 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava
açılabilecek. Söz konusu yazılarda, "komuta kademelerini tahkir ve
tezyif" ettiği gerekçesiyle Genelkurmay’ın şikayetine konu olan
ifadeler şöyle: -Cemil Kırımlı imzalı "Manevranın Sonu" başlıklı
yazıda yer alan "...TSK Türkiye’de sermaye iktidarının bir ürünü
olduğu kadar onu biçimleyen ve yönlendiren önemli bir aktör olarak
da değerlendirilmelidir". -Murat Papuç imzalı "Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin Toplumsal Rolündeki Değişim" başlıklı yazıdaki
"...Bilinir ki askerler müdahalede bulunmadan önce hangi gruptan
destek göreceklerini önceden hesap ederler ve adresleri bugüne
kadar hep sermayedarlar ve dış emperyal güçler olmuştur... Sermaye
ile işbirliği ile iddia edilenin aksine ulusal çıkarların yerine
müdahalelerle sermayenin çıkarlarına hizmet edilmiştir... Sermaye
sınıfının üyeleri, bırakalım bu bölgelerde çatışmalara katılmayı,
askerlik hizmetlerini bile kurum içi kayırmalar nedeniyle başka
bölgelerde ve karargahlarda yapmışlardır...". -Murat Papuç imzalı
"NATO’cular İşlerini Sağlama Alıyorlar" başlıklı yazıdaki
"...Herhalde komutanların ABD ve diğer emperyalist ülkelerin hangi
mekanizmalarla Türkiye’yi kontrol ettiklerini, ABD ile ilişkilerin
Türkiye’yi ne hale getirdiklerini bilmediklerini söyleyemeyiz.
Bilirler, ama işbirliğine devam ederler... Hiyerarşik düzen rütbesi
ne olursa olsun görevini çabuklaştırmak veya üstlerinin hoşuna
gitmek kaygısındaki her general mutlaka usulsüzlük yapar..." -Rahmi
Yıldırım imzalı "İş Bilenin Kılıç Kuşananın" başlıklı yazıdaki
"...Şu kadarını söyleyeyim: ’Atatürk ilke ve inkılaplarının yılmaz
savunucusu’ paşalar, bir tarihten beri, (diyelim, İkinci Dünya
Savaşı’ndan sonra Türkiye’nin İsmet Paşa tarafından emperyalist
limanlara yanaştırılmasından beri), aslında sermaye düzeninin
koruyucusu, sıradan neferleri, aktörleri ve figüranlarıdırlar. Bu
yüzden, sermaye düzeninin aktif birer aktörü, figüranı ve
koruyucusu olarak nasıl davranmaları gerekiyorsa öyle
davranıyorlar. Ve söylemeye hatırlatmaya dilim varmıyor, ABD
yöneticileri kendilerine ’our boys’ diyorlar".