Genelkurmay'dan dikkat çekici ilan
Abone olGenelkurmay Başkanlığı, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam kararını veren hakim Ali Elverdi'ye 'vefat ilanı' verdi...
İNTERNETHABER.COM - Genelkurmay Başkanlığı,
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam kararını veren
Ankara 1 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi'nin başkanı emekli Tuğgeneral
Ali Elverdi için başsağlığı ilanı verdi.
Hürriyet Gazetesi'ne verilen vefat ilanında şu ifatelere yer
verildi:
E. Tuğgeneral Ali Elverdi'yi (Topçu 1944-104) kaybetmenin
derin üzüntüsü içindeyiz. Merhumun aziz naaşı; 20 Nisan 2010 Salı
günü (Bugün) Kocatepe Camisi (Ankara)'nde kılınacak öğle namazını
müteakip Cebeci Asri Mezarlığı (Ankara)'nda toprağa verilecektir.
Merhuma Tanrı'dan rahmet, ailesine ve silah arkadaşlarına
başsağlığı dileriz. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI
OĞUL ELVERDİ: HİÇ PİŞMAN OLMADI!
Babasının verdiği kararı tarihin yargılanacağını belirten İskender
Elverdi, “Bir karar verildi. Değerlendirmesini tarih
yapacaktır. Bu kararı doğru bulanlar da yanlış bulanlar da
olabilir. Ben de hukukçuyum ama olayın olduğu dönemde daha yeni
mezun olmuştum. Hukuken o dosyayı değerlendirecek hukuki donanıma
sahip değildim. Çoğu subay çocuğu gibi derslerimizi okuduk, sağ ya
da sol bir öğrenci hareketinin içinde olmadık” dedi.
Elverdi, babasının verdiği karardan hiçbir zaman pişmanlık
duymadığını da anlatarak şöyle devam etti: “Hiçbir zaman
rövanşist duygular içerisinde olmadı. İnsan sevgisine sahipti.
Onlar bizdendi, bunlar değil diye bir karar veremez. Çok az insan
onun kadar bütün canlıları sever. Mutlaka üzülmüştür olanlara ama
karar birçok hukuki boyuttan geçti. Yargıtay’dan, Meclis’ten.
Pişmanlık duymadı. O zamanki hukuki düzenlemelere göre verilen bir
karardı.”
İskender Elverdi, babasının ölümü hakkında şunları
söyledi: “1982’de MS hastalığına yakalandı. Zaten o
tarihten bu yana da inzivai bir hayat sürdü. Hızlı bir gelişimle
ilerledi hastalığı. Yürüyemiyor, elleri tutmuyor, konuşamıyordu.
Son haftayı da yutkunma güçlüğüyle geçirdi. Zaten ölümünün nedeni
de bu. Bakıcının anlattığına göre her şey normal giderken, yutkunma
zorluğundan dolayı yaşamını yitirmiş. Çok yoğun tehdit almıyordu.
Bizlere yansıyan, bizi hedef alan bir tehdit ise hiçbir zaman
olmadı. Zaten üzerinden çok zaman geçti. Düşünün 1972’de mahkeme
başkanlığı yaptı. 1974’te emekli oldu. Milletvekili seçildi. 1980
ihtilali ile milletvekilliği son buldu. Sonra da hastalığa
yakalandı.”
Elverdi, babasının ölü olarak bilindiği ve hastalığı
nedeniyle konuşmamasından kaynaklı olarak gündeme gelmediğini ifade
etti.
TARİH ONLARI BERAAT ETTİRMİYOR
'Ölünün arkasından konuşulmaz sözüne bugün inanacak gibi
değilim' diyen Hürriyet yazarı Yalçın Doğan'ın Ali
Elverdi'nin ardından kaleme aldığı yazıyı okumak için ikinci
sayfaya geçiniz...
“ÖLENİN arkasından konuşulmaz” sözüne bugün inanacak gibi
değilim. Hele de, ölen Ali Elverdi gibi, darbecilerin emriyle iş
gören, hukuku ayaklar altına alan mesleği gibi, kendisi de
militarist bir ruhun sahibi ise.
İki gün önce ölen Ali Elverdi ailesinden istek
gelmediği için Meclis’te cenaze töreni düzenlenmiyor. İyi ki,
düzenlenmiyor.
Ali Elverdi yarbay. 12 Mart darbesi sonrasında ilan edilen
sıkıyönetimde bir nolu mahkemenin hukukçu olmayan başkanı. O
mahkeme Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı idama mahkum
ediyor. Aynı mahkeme daha başka idam ve ağır hapis cezalarına da
imza atıyor. Hukuk yok, emir-komuta zinciri var.
Hukukçu olmadan en ağır hukuki kararlarda Ali Elverdi imzası var.
Devrimci gençlere en ağır cezalar verilmesi için elinden geleni
yapıyor.
MİLLETVEKİLİ ÖDÜLÜ
Elverdi’nin 12 Mart öncesinde de macerası var.
21 Mayıs 1963’te Albay Talat Aydemir ikinci kez darbe girişiminde
bulunduğunda, Ankara Radyosu’nda onlara karşı bildiri okuyor.
Radyo evinden çıktıktan sonra, başına gelebilecek en kötü şey
geliyor. Talat Aydemir’in adamları onu yakalıyor ve Aydemir’in
karşısına çıkartıyor. Elverdi’de el ayak buz kesiyor, pişmanlıkla
karışık telaşı 21 Mayısçıların anılarında uzun uzun
anlatılıyor.
Kadere bakın ki, o Elverdi, aman dilediği Aydemir’in
yargılanmasında Aydemir’i suçlamaktan geri kalmıyor.
Adı devrimci gençlerin idamlarıyla yan yana gelen Elverdi’yi,
Süleyman Demirel daha sonra Adalet Partisi milletvekili yapıyor.
İyi bir ödül. Faşist uygulamalarıyla ün salmış başka generallere
verdiği ödüller gibi.
Tarih ve hayat böyle. Halk unutmuyor. İdam edilen genç insanları
bugün coşkuyla, saygıyla anıyor, unutmuyor, idamları için yanıp
tutuşanları da unutmuyor, öldüklerinde en kara satırlar onlar için
döşeniyor.
Tarih ve hayat gibi, hukuk da öyle. Bugün hukuk adına en tartışılan
kararları verenler, yarın nasıl anılacaklarını düşünüyor olmalılar.
Ali Elverdi onlar için en yakın örnek.
Tarih onları hiç bir zaman beraat ettirmiyor.