Genelkurmay'dan açıklama
Abone olGenelkurmay, TSK ile ilgili aralarında bir görüş ayrılığı olmadığını, işbirliği içinde olduklarını açıkladı..
Genelkurmay Başkanlığı, son MGK toplantısında, 2002 Yüksek
Askeri Şura toplantısı ve sonrasında oluşan general, amiral
atamalarının gündeme gelmediğini bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı
Genel Sekreterliği'nden yapılan basın açıklamasında, son günlerde
çeşitli çevrelerde ve bazı basın yayın organlarında gerçeklere
dayanmayan, kamuoyunu yanıltan haber ve yorumlara yer verilerek,
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ve onun mensuplarını yıpratmaya yönelik
bir eğilimin gözlendiği ifade edildi. Açıklamada, 30 Nisan 2003
tarihinde gerçekleştirilen MGK toplantısı sonrası kamuoyuna
yansıtılan hususların gerçek dışı olduğu ve "TSK'nın derin nefreti
ile karşılandığı" belirtildi. Açıklamada, toplantıda, 2002 Yüksek
Askeri Şura toplantısı ve sonrasında oluşan general, amiral
atamalarının gündeme gelmediği kaydedildi. Açıklamada, "TSK'nın,
Atatürk'ün maddi ve manevi mirasının yılmaz bekçisi olma
özelliğini, demokratik yollarla devam ettireceği ifade edilerek,
"TSK bu kutsal görevinde tam bir birlik ve beraberlik içinde olup
bu birlik ve beraberliğini bozmaya yeltenen cumhuriyet düşmanları
karşısında kararlığını gösterme azim ve iradesine sahip
bulunmaktadır" denildi. Genelkurmay Başkanlığı, son MGK
toplantısında, 2002 Yüksek Askeri Şura toplantısı ve sonrasında
oluşan general, amiral atamalarının gündeme gelmediğini bildirdi.
Kutsal görev Genelkurmay, "TSK'nın, Atatürk'ün maddi ve manevi
mirasının yılmaz bekçisi olma özelliğini, demokratik yollarla devam
ettireceğini" bildirerek, "TSK'nın bu kutsal görevinde tam bir
birlik ve beraberlik içinde olup bu birlik ve beraberliğini bozmaya
yeltenen cumhuriyet düşmanları karşısında kararlığını gösterme azim
ve iradesine sahip bulunduğunu" vurguladı. Genelkurmay Başkanlığı
Genel Sekreterliği'nden yapılan yazılı açıklamada, "son günlerde
çeşitli çevrelerde ve bazı basın yayın organlarında gerçeklere
dayanmayan bilgilerden hareketle hemen her gün kamuoyunu yanıltan
haber ve yorumlara yer verilmekte, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ve
onun mensuplarını yıpratmaya yönelik giderek artan bir eğilim
gözlendiği" bildirildi. Kasıtlı değilse bilgisizlik Açıklamada,
şöyle denildi: "Bu tür haber ve yorumların sadece kamuoyunu yanlış
istikamette yönlendirmekle kalmayıp Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
geleneksel disiplin anlayışına nifak sokmak çizgisine gelmesi
nedeniyle kamuoyunun bilgilendirilmesinin gerekli olduğu
düşünülmüştür. 2002 yılında yapılan Yüksek Askeri Şura
çalışmalarında son anda atamalarda değişiklik yapıldığı ve bazı
atamaların değiştirildiği yönündeki haber ve yorumlar şayet kasıtlı
değilse derin bir bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Zira yasalar
gereği Yüksek Askeri Şura, atamalarla değil sadece general, amiral
ve albayların terfi işlemleri ve general/amirallerin görev
sürelerinin uzatılması konusunda kararlar almaktadır. Yüksek Askeri
Şura'nın atamalarla ilgili bir sorumluluğu ve yetkisi
bulunmamaktadır. Genelkurmay Başkanı'nın ataması hariç; diğer tüm
general ve amiral atamaları Genelkurmay Başkanlığı'nın teklifi ile
başlayan yasal bir süreç içinde gerçekleşmektedir. Bu bağlamda,
kuvvet komutanlıklarına atama işlemi; Genelkurmay Başkanı'nın
kanunlardan kaynaklanan yetki ve takdiri ile başlatılan yasal
işlemlerin meşru sonuçlarını oluşturmaktadır. Aynı işlemler 2003
yılı Yüksek Askeri Şura toplantısı ve sonrasında da aynı işlemler
yapılacak ve her şey olması gereken şekilde sonuçlandırılacaktır.
Bu konuda yorum yapanların, TSK'nın geleneksel uygulamalarını ve
yasalarımızı daha dikkatli incelemelerini tavsiye etme ihtiyacı
ortaya çıkmaktadır. Yapılmakta olan önyargılı ve amaçlı yayınların
diğer bir yönü ise TSK içinde farklı düşüncelere sahip ve
birbiriyle uyumsuz grupların bulunduğu yönündeki kabul edilemez
yaklaşımlardır. Ancak, ideolojik saplantılarını, yasa ve
mantıklarının önüne koyan az sayıdaki kişilerin ve grupların, devam
etmekte olan bu davranışlarının hukuki yollarla ve kamuoyunun
takdiri ile düzeltilmesi yönünde Türk Silahlı Kuvvetlerinin kararlı
tutumuna devam edeceğinin bilinmesi gereğini ifade etmek gerekir.
Yılmaz bekçisiyiz Her vesileyle ifade edildiği gibi, TSK,
Anayasamızın değiştirilmez ilkelerinde ifadesini bulan ve İç Hizmet
Kanunu'ndan kaynaklanan Türkiye Cumhuriyeti'nin korunması ve
kollanması yönündeki temel görevini ödünsüz yerine getirmeye ve
Mustafa Kemal Atatürk'ün maddi ve manevi mirasının yılmaz bekçisi
olma özelliğini, demokratik yollarla devam ettirecektir. TSK; bu
kutsal görevinde; tam bir birlik ve beraberlik içinde olup, bu
birlik ve beraberliğini bozmaya yeltenen cumhuriyet düşmanları
karşısında kararlılığını gösterme azim ve iradesine sahip
bulunmaktadır. Gündeme gelen diğer bir konu ise, 30 Nisan 2003
tarihinde icra edilen MGK toplantısıdır. Toplantı sonrası,
kamuoyuna yansıtılan ve adeta bir senaryo gibi basında yer alan
hususlar, gerçek dışı olup, TSK'nın derin nefreti ile
karşılanmıştır. MGK'da konuşulanların açıklanması kanunla
yasaklanmıştır. MGK'nın bu toplantısında 2002 YAŞ toplantısı ve
sonrasında oluşan general/amiral atamaları gündeme gelmemiştir.
Buna rağmen; bir kısmı hayal mahsulü, bir kısmı bazı çevrelerin
kasıtlı fısıltılarıyla oluşturulan bu bilgileri kamuoyuna yansıtan
yayınlar, şüphesiz ciddi bir hukuki incelemeye tabi tutulacaktır.
Yayınlar kasıtlı Bugüne kadar yapılan ve yukarıda açıklanan bu
kasıtlı yayınların, devletimize ve milletimize yarar getirmeyeceği
gibi, kanunlar önünde bir suçun unsurlarını da oluşturacağı bir
gerçektir. TSK'nın bu suçu mahkemeler yerine kamuoyunun takdirine
bırakma iyi niyeti yanlış anlaşılmamalı ve kötüye
kullanılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki; TSK dün olduğu gibi bugün de
birlik ve beraberlik içinde laik, demokratik ve sosyal niteliklere
sahip Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük güvencesi olarak yüce
milletimizin hizmetinde olmaya devam edecektir."