Genelkurmay YÖK tasarısını eleştirdi
Abone olGenelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada, tasarı sert şekilde eleştirildi.
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden YÖK yasa
tasarısıyla ilgili olarak yapılan açıklamada, ilgili kanunların
imam hatip liselerini, sadece din hizmetinde görevlendirilecek
eleman yetiştiren öğretim kurumları olarak tanımladığı
bildirilerek, ''Olaya bu açıdan bakıldığında, söz konusu değişiklik
tasarısının bahse konu bu kanunların lafzına ve ruhuna uygun
olduğunu söylemek mümkün değildir'' denildi. Açıklamada,
''cumhuriyetin temel niteliklerine bağlılığı şüphesiz olan kesim ve
kurumların bu değişiklik tasarısını benimsemesinin beklenmemesi''
gerektiği kaydedildi. Açıklamada, TSK'nın cumhuriyetin demokratik,
laik ve sosyal bir hukuk devleti nitelikleriyle ilgili düşünceleri
ve tavrı dün ne ise bugün de aynıdır ve yarın da aynı olacaktır.
Hiç kimsenin TSK'nın bu düşünce ve tavrı üzerinde şüphe ve yanılgı
içinde olması düşünülemez'' denildi. Genelkurmay Başkanlığı Genel
Sekreterliği'nden konuya ilişkin olarak yapılan açıklama şöyle:
''Türk Silahlı Kuvvetleri, Avrupa Birliği sürecinde ülkemizin önünü
açıcı ve yapıcı katkı sağlamak amacıyla, son Anayasa değişiklikleri
içerisinde yer alan doğrudan kurumumuzla ilgili konularda dahi
karşı görüş belirtmek için haklı gerekçeleri olduğu halde, görüş
belirtmekten özenle kaçınmıştır. Nisan 2004'de gerçekleştirilen
basın toplantısında, kamuoyuna yeterince yansıtılmayan, ancak
Kurumumuzun vazgeçilmez kabul ettiği ve açıkça taraf olduğu konular
açıklanmıştı. Bu çerçevede, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan
Yüksek Öğretim Kanunu Değişiklik Tasarısına ilişkin gelişmeler
dikkatle izlenmektedir. 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun
32. Maddesi; "İmam Hatip Liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an
kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile
görevli elemanları yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığı'nca
açılan orta öğrenim sistemi içinde, hem mesleğe hem yüksek öğrenime
hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır" hükmünü
amirdir. Kanun maddesinin gerekçesinin yazılı olduğu Meclis ve
Senato komisyon raporlarında da belirtildiği gibi, burada
kastedilen yüksek öğrenim kurumlarının, kendi alanlarındaki yüksek
öğrenim kurumları olduğu açıktır. Ayrıca, 430 Sayılı Tevhidi
Tedrisat Kanununun 4. Maddesi; Milli Eğitim Bakanlığı'nca, dini
bilgiler konusunda yüksek uzmanlar yetiştirmek üzere üniversitede
bir ilahiyat fakültesi kurulmasını ve ayrıca, imamlık ve hatiplik
gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesiyle görevli memurların
yetişmesi için de ayrı okullar açılmasını öngörmektedir. Görüldüğü
üzere, söz konusu kanunlar; imam hatip liselerini, sadece din
hizmetinde görevlendirilecek eleman yetiştiren öğretim kurumları
olarak tanımlamaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında, söz konusu
değişiklik tasarısının bahse konu bu kanunların lafzına ve ruhuna
uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. 1739 Sayılı Milli Eğitim
Temel Kanununun 32. Maddesi ve 430 Sayılı Tevhidi Tedrisat
Kanununun 4. Maddesi ile tesis edilen sistemin dışına çıkacak
uygulamaların, söz konusu maddelerin amaçladığı "öğrenim birliği"
ve ''laik eğitim ilkelerini" zedeleyeceği açıktır. Bu nedenle,
Cumhuriyetin temel niteliklerine bağlılığı şüphesiz olan kesim ve
kurumların bu değişiklik tasarısını benimsemesi beklenemez.
Değişiklik tasarısının getirdiği diğer önemli husus ise, Yüksek
Öğretim Kanununun 6. Maddesindeki Yüksek Öğretim Kurulu'na ait bazı
yetkilerin üniversitelere devrine imkan veren değişikliktir. Bu
yetki devriyle amaçlanan hususlar üzerinde de hassasiyetle
durulması gerekmektedir. Hatırlanacağı gibi, 2003 Ekim ayı
içerisinde, meslek liselerine ilişkin bir kanun tasarısı Türkiye
Büyük Millet Meclisi'ne sunulmuş, ancak kamuoyunda oluşan tepkiler
üzerine gündemden düşürülmüşken, yaklaşık altı ay sonra, ne
değişmiştir ki aynı kapsamda bir kanun tasarısı, birçok kurum ve
kesimin karşı çıkmasına rağmen yeniden gündeme getirilmiştir. Bu
tavrı görmezden gelmek mümkün değildir. Elbette yüksek öğretim
sisteminin düzeltilmesi gereken pek çok yönü bulunmaktadır. Burada
esas olan, "çağdaş uygarlık düzeyini hedefleyen bir toplum için
öğretimin kalitesini artırmak, öğretim ve istihdam arasındaki
dengeyi sağlamaktır. Bu düzenlemeler bilimsel kavramlar içerisinde,
Anayasa ve kanunlarla çizilen çerçevede eğitim ve öğretim sistemini
bir bütün olarak ele almak suretiyle yapılmalıdır. Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin Cumhuriyetin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk
devleti nitelikleriyle ilgili düşünceleri ve tavrı dün ne ise bugün
de aynıdır ve yarın da aynı olacaktır. Hiç kimsenin Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin bu düşünce ve tavrı üzerinde şüphe ve yanılgı içinde
olması düşünülemez. Türkiye'nin son derece hassas meselelerinin
olduğu bir ortamda, gereksiz yere ilave ciddi sorunları beraberinde
getireceği açık olan bu değişiklik tasarısına ilgili kurum ve
kuruluşların dikkatle ve sağduyu içinde yaklaşacaklarına ve Yüce
Milletimizin bu konuya gerekli hassasiyeti göstereceğine
inanılmaktadır.''