1972'de Kara Harp Okulu'ndan, 1973'te de Piyade Okulunu tamamladı. 1980 yılına kadar Türk Kara Kuvvetleri bünyesinde çeşitli birliklerde takım ve bölük komutanı olarak görev yaptı. 1982'de Kara Harp Akademisi'ni tamamladıktan sonra 7. Piyade Alayı'nda karargâh bölük komutanlığı yaptı. Daha sonra 12. Piyade Tümeni Lojistik Şube Müdürlüğü, Genelkurmay Genel Sekreterliğinde Plan Subaylığı, Kara Harp Akademisi öğretim üyeliği, Güney Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'nda istihbarat subaylığı, Kara Kuvvetleri Genel Sekreterliği'nde plan subaylığı, Genelkurmay Özel Kalem Müdürlüğü ve Bosna-Hersek Türk Kuvvetleri Komutan Yardımcılığı gibi görevlerde bulundu. 1998 yılında tuğgeneralliğe terfi etti. Tuğgeneral olarak 51. İç Güvenlik Piyade Tugay Komutanlığı, Güney Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı Plan ve Prensipler Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2002 yılında tümgeneralliğe terfi etti. Tümgeneral olarak Kara Harp Okulu Komutanlığı ve Kara Harp Akademisi Komutanlığı görevlerini yürüttü. 2007 yılında korgeneralliğe terfi etti. Korgeneral olarak Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı ve 3. Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulundu. 2011 yılında orgeneralliğe terfi etti. Orgeneral rütbesi ile 2011-2013 yılları arasında Genelkurmay II. Başkanlığı görevini yürüttü. 2013 yılı Ağustos ayında itibaren olmak üzere Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atandı. Evli ve iki çocuk babasıdır. Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre; Bir oğlu uluslararası ilişkiler-ekonomi temeline dayalı Amerika-İngiltere ekseninde eğitimini devam ettirirken, kızı da Hacettepe Tıp Fakültesi mezunu bir doktor. Fakat en belirgin özelliklerinden biri de lojmanının olduğu Köşk bölgesinde yaptığı uzun yürüyüşler ve taviz vermediği diyeti. Bunu çevresindeki personele de neredeyse emir vererek uygulatmaya çalışıyor. Bu hassasiyetinin perde arkasındaki sebep ise diyetisyen olan eşi. Evde ve mesaide yediği içtiği her şey adım adım belirlenmiş durumda. Hulusi Akar, aynı zamanda Kara Harp Okulu Komutanlığı döneminde de ilginç bir çalışma yapmış. Düzenlediği bir konferansta dünyanın en önemli, sert eleştirileriyle tanınan sivil, asker, akademisyen uzmanlarını çağırtmış. Böylelikle Kara Harp Okulu öğrencilerinin de sivil-asker dengelerini sadece Türkiye gözünden değil global açıdan da birbirine zıt görüşleri dinleyerek öğrenmesini sağlamış. Hulusi Akar, aslında TSK içinde çok iyi bilinen hem de sevilen bir asker. Çeşitli kademelerle diyalog yapısı oluşturabilen bir isim. Ama en büyük özelliği ise yine yakın çevresinin tanımlamasıyla detaylarda boğulmadan seri karar verip uygulayabilme yeteneği. Bu nedenle ona bu seriliği için "Seri Paşa" ismini takanlar bile var. Buna ek olarak bir süreden beri yeni bir konseptin de yaratıcılarından. O da "Sivil gibi düşünüp asker gibi hareket etme" prensibi. Bunu da sürekli empati uygulayarak kendini hem asker hem sivillerin yerine koyarak sorunların çözümünde bir formül olarak uyguluyor. Seri karar vermesini de "Türkiye'nin zorlu koşullarında zaman kaybetmemek" olarak tanımlıyor. Yıllarca yurtdışı görevi olduğundan dolayı ileri derecede İngilizcesi ve NATO'nun kritik kademelerinde yakın arkadaşları var. İç güvenlik harekatlarında aldığı görevler de onun yine eylemlerindeki yerleşik hafızalarından biri.