Gençlerin geleceği tehlikede!
Abone olTürk Eğitim Derneği(TED)'nin yaptığı araştırma ülkemizdeki eğitim sisteminin çöküş noktasına gelindiğini tüm çıplaklığıyla gösteriyor. İşte ulaşılan inanılmaz sonuçlar....
Türk Eğitim Derneği'nin, 13 ilde lise son sınıf öğrencileri,
lise mezunları, üniversite öğrencileri, aileler, ortaöğretim ve
dershane öğretmenleri arasında yaptığı araştırmadan çarpıcı
sonuçlar çıktı.
Türk Eğitim Derneği(TED)'nin, 13 ilde lise son sınıf öğrencileri,
lise mezunları, üniversite öğrencileri, aileler, ortaöğretim ve
dershane öğretmenleri arasında yaptığı araştırmadan çarpıcı
sonuçlar çıktı. Araştırmada yüksek öğretim sisteminin sorunları da
masaya yatırıldı. Üniversiteye hazırlık sisteminin eğitim sistemini
yozlaştırdığına dikkat çekilen araştırmada, önlem alınmaması
halinde hem üniversite kapılarında büyük yığılmalar olacağı hem de
işsizler ordusunun her yıl katlanarak artacağı belirtildi.
Ortaöğretim, hayata hazırlamıyor
Araştırma kapsamında yapılan anketlerde, yükseköğreitm sisteminin
ÖSS'ye odaklandığı , ortaöğretimin de üniversite girebilmek için
diploma veren bir kuruma dönüştüğü kaydedildi. Araştırmaya göre
lise son sınıf öğrencilerinin yüzde 54'ü, üniversite öğrencilerinin
yüzde 50'si üniversiteye meslek sahibi olabilmek için gidiyor.
Ortaöğretim sisteminin gençleri hayata hazırlamak konusunda ciddi
zaaflar içinde olduğuna dikkat çekilen araştırmada, gençlerin
hayatta başarılı olmanın tek koşulu olarak üniversiteyi gördükleri
ortaya çıktı.
YÖK'e 'meslek liseleri' eleştirisi
Araştırmada, meslek liselerinin ve meslek yüksek okullarının
cazibesini yitirdikleri için tek meslek edinme kapısı olarak
üniversitenin önplana çıktığı kaydedildi. Buna göre YÖK'ün meslek
liselerine getirdiği kısıtlamalar nedeniyle genel liselere yönelme
eğilimi arttı. Ancak genel liselerin yüksek öğretime hazırlayıcı
fonksiyonu nedeniyle bu durum üniversite kapılarındaki yığılmayı
daha da arttırdı. Araştırmada genel lise oranının tüm
dünyadakilerin tersine olarak yüzde 70 seviyesine çıktığına dikkat
çekildi. Oysa gelişmiş ülkelerde bu oran, yüzde 65 mesleki eğitim,
yüzde 35 ise düz lise. Araştırmada bu oranların tersine çevrildiği
ve sözkonusu çarpıklığın giderek büyüdüğü kaydedildi. TED'in 314
sayfalık araştırmasında kalkınma planlarında, eğitim şuralarında ve
hükümet programlarında sık sık çağdaş dünyadaki yüzde 65, yüzde 35
hedefine vurgu yapıldığı, ancak gidişatın tamamiyle bunun tersine
olduğu da ifade edildi.
Dershanelere 25 milyar dolar aktı
Araştırmada, ailelerin çocuklarını üniversitede okutabilmek için
özel dershanelere milyonlarca dolar akıttığı belirtilirken, lise
son sınıf öğrencilerinin yüzde 48'i, lise mezunlarının yüzde 53'ü,
anne-babaların yüzde 49'u, öğretmenlerin yüzde 53'ü dershanesiz
üniversiteye girilemeyeceğini düşünüyor. Son 15 yılda özel
dershanelere harcanan paranın 34.5 milyarı bulduğu ifade edilirken,
her yıl öğrenci başına düşen dershane maliyetinin de 2 buçuk
milyara yaklaştığı kaydediliyor. 15 yılda dershanelere akıtılan bu
parayla 69 üniversitenin açılabileceği ve 250 bine yakın öğrencinin
okuyabileceği kaydedildi. Önlem alınmaması halinde 2011'de 2.5
milyon, 2023'te 6 milyon genç üniversite kapısında yığılacak.
Araştırmaya göre bu yığılma, birikmeli bir yığılma. Eğitimde
yaşanan sorunların çözülmesi için bir girişim başlatan TED,
eğitimde uluslararası standartları yakalamak amacıyla 'Hayat=180
dakika mıdır? kampanyası başlattı. Türk milli eğitim sisteminin
üniversiteye giriş sistemi yüzünden ciddi bir zaafiyet içinde
olduğunu belirten TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, dernek
lokalinde kampanyayla ilgili olarak yaptığı basın toplantısında
eğitimdeki sorunun ötelenerek çözümlenemeyeceğini belirtti.
DİĞER ÜLKELERDE SİSTEM NASIL İŞLİYOR?
ABD: Öğrenciler üniversiteye lisedeki not ortalamalarına göre
giriyor. Öğrencilerin lise öğretmenlerinin referans mektupları
üniversitelerce önemli kabul ediliyor.
Almanya: Girişte bir sınırlama yok, öğrenciler doğrudan
üniversiteye başvuyor. Talebin arzı geçtiği durumlarda genel bir
seçme sistemi uygulanıyor.
Danimarka: 2 ve 3 yıl süren lise eğitimi önemlidir. Üniversiteye
girişte sınav yok, lise notları üzerinden seçme yapılıyor.
Fransa: Lise mezuniyet sınavı olarak yapılan bakalorya sınavı hem
mezuniyette hem de üniversiteye girişte ölçü alınıyor.
İngiltere: Merkezi bir kurum tarafından üniversite başvuruları 6
tercih olarak kabul edilir. Aşırı ilgi olan bölümler için sınav
var. Diğer bölümlerde lise notlarına göre alır.
İtalya: Zorunlu eğitim 6 yaşından 14 yaşına kadar sürer. İsteyenler
5 yıllık lise okuduktan sonra lise bitirme sınavına girerler. Lise
bitirme sınavını geçip, "Maturita" diploması alan her öğrenci
üniversite okuma şansına sahiptir.
Japonya: Dershane olgusunun çok yaygın olduğu nadir ülkelerdendir.
Ancak Japon eğitim sistemi dershanlere kampüs oluşturma, sınav
hazırlık yanında spor, sanat ve sosyal alanlarda da eğitim verme
zorunluluğu getirmiştir. Dershaneler üniversitede istenen bölüme
girmek için yardımcı olur, Japonya'da isteyen her öğrenci
üniversite okuma imkanına sahiptir.
Kanada: Üniversite sınavı için ortaoğretim en önemli kıstastır.
TOEFL sınavından en az 560 alarak, İngilizce yeterliliği
aranır.
Ukrayna: Üniversite sınavı yok, lise notlarına göre üniversiteye
giriliyor.
'DERSHANELER KAPATILSIN ÖZEL OKULLAR
AÇILSIN'
Türk Eğitim Derneği'nin (TED) başlattığı 'Hayat=180 Dakika mıdır?'
kampan-yasını desteklediklerini açıklayan Eğitimciler Birliği
Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, gelecek
nesillerin kurtuluşu için üniversiteye hazırlık sisteminin
değiştirilmesi gerektiğini ifade ederek, dershanelerin tamamen
kapatılmasını teklif etti. Gündoğdu,"Özel ticaret kurumlarına
düşman değilim. Ama devletin okulda veremediği eğitimi ticarete
dönüştürmesi eğitimde fırsat eşitliğini ihlaldir. Dershanecilik
kalkmalı, özel okulculuğa dönüştürülmelidir" diye konuştu.
Gündoğdu, "İlköğretimin 4. veya 5. sınıfından itibaren yönlendirme
yapılmalıdır. Gençler kendi alanlarını erken yaşlarda bulacaklar.
Üniversite kapısında bocalamayacaklar" diye konuştu.
'FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ GİDERİLSİN'
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, parasız eğitimin esas
alınması gerektiğini savunarak, "Sosyal devletin olmazsa olmaz
şartı olarak eğitimin ücretsiz olarak vatandaşlara sağlanması
gerekir. Dershaneler sıkıntının büyümesine neden oluyor. Rant
oluşuyor. Devlet bir an önce fırsat eşitsizliğinin önüne geçmeli ve
sınav sistemini değiştirmelidir" dedi. Dinçer dersanelerin bacasız
sanayiye dönüştüğünü söyleyerek, bunun devlet liselerindeki
eğitimin kalitesini de düşürdüğünü belirtti
YENİŞAFAK