Gençlerbirliği mucizesi
Abone olKimse şans olarak yorumlayamaz Gençlerbirliği'nin yükselişini. Çünkü bu noktaya adım adım geldi başkent ekibi.
81 yıllık tarihinde son 20 yıldaki çıkışıyla Türk futbolunda
patlama yaptı Gençlerbirliği. Başkentin kırmızı siyahlı ekibi bugün
Türkiye'nin borçsuz, UEFA kriterlerine uyan sayılı bir kaç
kulübünden biri ve futbolcu fabrikası. Kimse şans olarak
yorumlayamaz Gençlerbirliği'nin bu yükselişini... Kimse gelip
geçici bir başarı kabul edemez kırmızı siyahlıların elde ettiği
sonuçları. Çünkü bu noktaya adım adım geldi başkent ekibi...
1923'te kurulan ve uzun süre Türkiye 1. Ligi'nde mücadele eden
G.Birliği, daha sonra 3. Lig'e kadar indi. Bununla da kalmadı,
1979-80 sezonunda 3.Lig B Grubu'nda yer alan G.Birliği, amatör
kümeye düştü. Ancak zamanın Gençlik ve Spor Bakanı Talat Asal'ın
önerileri, Mazhar Zorlu Federasyonu'nun kararıyla o sezon küme
düşme ve 3. Lig kaldırıldı, 2. Lig genişletildi. Amatör kümeye
düşen Çorumspor, Mardinspor, Alibeyköy ve Karşıyaka kulüpleriyle
birlikte G.Birliği'ne yeniden profesyonel liglerde mücadele etme
şansı tanındı. İşte G.Birliği için hayati önem taşıyan bu dönüm
noktasında, ikinci kez Hasan Şengel'den başkanlığı devraldı İlhan
Cavcav. 1980-81 sezonunda tekrar amatör kümeye düşme kabusu yaşayan
G.Birliği, Yılmaz Tokatlı Federasyonu nun düşmeyi dondurma kararı
üzerine bir kez daha yaşama döndü. Yükseliş dönemi O günden sonra
başladı yükseliş dönemi. Takımın başına getirilen Teknik Direktör
Teoman Yamanlar önderliğinde oluşturulan kadro, bir sonraki sezon
Kadri Aytaç'ın yönetiminde l. Lig'e çıktı. Bu bir başlangıçtı.
Vehbi Koç Öğrenci Yurdu'nun alt katında farelerin cirit attığı
soyunma odasını kullanan, antrenman yapmak için yürüyerek Anıttepe
futbol sahasına giden G.Birliği futbolcuları için artık yeni bir
dönem başlıyordu. Beştepe Atlıspor Kulübü yanındaki AOÇ'den
kiralanan arazi üzerinde yeni bir tesis inşası başlattı Cavcav ve
arkadaşları. Merhum Fikri Elma'nın denetiminde pırıl pırıl çim
sahalara kavuşuldu. 1986-87 sezonunda bu emeklerin ilk meyvası olan
Türkiye Kupası kazanıldı. Artık Ankaralı futbol tutkunları,
çocuklarını kollarından tutup G.Birliği'ne getirmek için sıraya
giriyordu. Fehmi Baştüzel, Köylü Selçuk gibi ünlü hocaların
eşliğinde, Cafer, Tarık, Ali Eren, Ümit Özat gibi yıldız oyuncuları
Türk futboluna sunmaya başladı kırmızı siyahlılar. Süper kadrolar
oluşturuldu Ama bu yetmiyordu Cavcav ve ekibine. Menajer Cem
Onuk'un başlattığı transfer arayışlarıyla dünyanın dört bir
yanından süper yetenekli isimlere G.Birliği forması giydirilmeye
başlandı. Ama büyük geçinen takımların trilyonluk harcamalarının
aksine 5-6 milyon dolarlık harcamalarla süper kadrolar oluşturuldu.
2001-2002 sezonunda bu kez Fenerbahçe'nin elinden kaptı Türkiye
Kupası’nı bu ihtişamlı kadro. Şimdi hedef Avrupa'ydı. UEFA'daki 2.
denemede İsveç'in Halmstad takımı karşısında başarı sağlanamadı.
Ama Ersun Yanal liderliğinde ligde üçüncülükle elde edilen UEFA
şansı bu kez iyi kullanıldı. Blackburn, S.Lizbon'dan sonra Parma'yı
da eleyen G.Birliği 4.tura imzasını attı. Bu başarılarının yanında
ekonomik olarak da örnek bir kulüp haline geldi G.Birliği. Nisan
ayının başında yapılacak kongreye 28 trilyon liralık nakit
birikimiyle giriyor. Bunun yanında en büyük övüncü ise, milyonlarca
taraftarı olan takımların aksine en az taraftarıyla Türkiye'nin en
fazla maç hasılat vergisini ödeyen takım unvanına sahip olması.
Futbolcular, maaşlarını, primlerini, transfer taksitlerini günü
gününe bankadaki hesaplarında buluyor. Şu anda UEFA kriterlerini
tam olarak yerine getirmiş 2-3 kulüpten biri Türkiye'de. İşin en
güzel yanı da vergi ve sigorta primleri dahil, kimseye beş kuruş
borcu olmaması. İşte tabandan kulübünü tavana çıkaran Türk
futbolunun duayen Başkanı İlhan Cavcav şimdi asıl hedefini
gösteriyor futbolcu ve teknik adamlarına; ‘‘Bize Şampiyonlar
Ligi'nde mücadele etmek yakışır. Planlarınızı bundan sonra ona göre
yapıp karşıma gelin. Artık futbolcu satıp para kazanan kulüp olma
dönemi bitti. Şimdi, yetiştirdiği yıldız oyuncularla kupaları
toplayan G.Birliği olacağız’’ komutunu veriyor. Dünya Kupası'nı 3
kez kazanmış İtalyan futbolunun temsilcisi Parma'yı elemeyi
mütevazı bir şekilde karşılayan Cavcav, finallere kadar giderek
gelecek sezon Türkiye'nin UEFA Kupası’nda 4 takımla mücadele
etmesini sağlamayı düşlüyor. Sevinç için sakatlanmayı göze aldı
Parma'yı elemek için gözünü budaktan sakınmayan Gençlerbirliği
futbolcularının bu işe ne kadar inandıklarının en güzel göstergesi,
Baki Mercimek'in yaşadığı olay oldu. Oyuna sonlarda giren ve bir
ikili mücadelede yere düşen Baki'nin omzu çıktı. Çektiği büyük
acıya rağmen oyunu bırakmayan milli futbolcunun, omuzunu kendi
kendine yerine oturttuğu öğrenildi. Maç sonrası hastanede filmleri
çekilen Baki'nin omzunda 2 kırık saptandı. Genç futbolcu, ‘‘O
sevinci arkadaşlarımla yaşamaktan mahrum kalsaydım, kahrımdan
ölürdüm’’ dedi. Kaynak: Hürriyet