Gençler mağdur olmasın
Abone olYTÜ Rektörü Alkış, yükseköğretime giriş sistemini değiştiren yasa tasarısının aceleye getirilmemesi gerektiğini söyledi.
Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanı ve YTÜ Rektörü Prof. Dr. Ayhan Alkış, TBMM'ye sevk edilen yükseköğretime giriş sistemini değiştiren yasa tasarısının ''aceleye getirilemeyeceğini'' belirterek, ''(Kılavuzlar basılacak) diye gençlerimiz mağdur edilemez. Bunu düzeltmek için hala süre vardır'' dedi. YTÜ'nün 2003-2004 Akademik Yılı açılış töreninden sonra basın mensuplarının yükseköğretime giriş sisteminde değişiklikleri öngören yasa tasarısıyla ilgili sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Alkış, ''Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in, toplumdaki sosyal dengeleri gözetmeden, onlarda huzursuzluk yaratacak, haklı olmayan, akademik temeli bulunmayan bir düzenleme getirmesini kavrayamadığını'' söyledi. Prof. Dr. Alkış, ''(Biz kamuoyumuza söz verdik, acil eylem planımızda yer alıyor) düşüncesiyle bir yanlışlık yapılmasına toplumun tüm kesimlerinin tepki göstermesinin doğal olduğunu'' kaydederek, ''Bir yanlışlık yapılmaktadır. Mağdur olan bir grubun mağduriyetini giderelim derken, daha büyük mağduriyetlere neden olunmamalıdır'' dedi. Mesleki ve teknik liselerden mezun olanların sınavsız geçiş sistemiyle 2 ya da 4 yıllık okullara girebildiğini, dikey geçiş sistemiyle de üniversitelere geçebildiklerini dile getiren Prof. Dr. Alkış, ''bu okul mezunlarının, yeni düzenlemeyle lise mezunlarının sahip oldukları haklara da sahip olarak doğal bir imtiyaza kavuşacaklarını'' bildirdi. ÜAK Başkanı Prof. Dr. Alkış, kendisinin de Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi'nden mezun olduğunu anlatarak, Türkiye'de meslek liselerinin teşvik edilip sayılarının iki katına çıkarılması ve meslek yüksekokullarının 2 ve 4 yıllık programlarının geliştirilmesi önerisinde bulundu. ''Taşıdıkları bu kaygıları Milli Eğitim Bakanlığı'nın taşıyıp taşımadığını'' soran Prof. Dr. Ayhan Alkış, ''Bu soruyu kendilerine sorarlarsa, siyasi amaçlarla varılmak istenen ile toplumsal düzende yaratılmak istenen kaygıların ne denli çeliştiği ortaya çıkar'' diye konuştu. ''GENÇLERİMİZİ ALDATMAMALIYIZ'' Prof. Dr. Alkış, bugüne kadar iyi niyetle yürüttükleri görüşmelerde bu konunun gündeme gelmediğini, diğer sivil toplum kuruluşlarının da görüşü alınmadan yasama sürecine sokulduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bir haftada böyle önemli bir konu tartışılamaz. Bu aceleye getirilemez. Yani 'kılavuzlar basılacak' diye gençlerimiz mağdur edilemez. Hala bunu düzeltmek için süre vardır. Sayın Bakana ve Hükümetimize çağrıda bulunuyorum; Bu düzenlemenin eğer hükümet yönünden bir aciliyeti varsa, o zaman hiç olmazsa mevcut sistemi bozmayacak, telafi edilmesi güç duruma sokmayacak düzenlemeleri kısa sürede yapmak mümkündür. Bizim görüşümüz odur ki; meslek lisesi mezunları kendi eğitim gördükleri alanlara (bir ya da birkaç olabilir) öncelikle ve tercihen girmelidirler. Bütün alanları açmak, onları bir bakıma şaşırtmak ve yanıltmak demektir. Giremeyecekleri bir yarışa sokmak demektir. Biz gençlerimizi böylesine aldatmamalıyız. Onlara gerçekleri söylemeliyiz. Hükümetin hedefi, mesleki ve teknik eğitimi geliştirecek, güçlendirecek, kalite kazandıracak, sayılarını artıracak politikaları uygulamak olmalıdır. Kağıt üzerinde yasa değişikliğiyle böylesine kazanımlar sağlamak mümkün değildir.'' ''TÜSİAD'IN AÇIKLAMASI FEVKALADE GERÇEKÇİ'' ÜAK Başkanı Prof. Dr. Alkış, bu sorunun sadece üniversitelerin sorunu olmadığını ve diğer sivil toplum kuruluşlarının da konuya katıldığını ifade ederek, ''Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) açıklamasını fevkalade gerçekçi buldum. Yapılması gerekenlerin tek tek ifade edildiğini gördüm. Gerçekten ülkemizde mesleki ve teknik eğitim, ortaöğretim ve yükseköğretimde bir istihdam planlaması yapılmalı, gençlerimiz buna göre yönlendirilmeli'' dedi. İmam hatip liselerinin de diğer meslek ve teknik liselerin statüsüne tabi olması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Alkış, şunları kaydetti: ''Gençlerimizi mesleği olmayan alanlara yönlendirmek yerine, imam hatip okullarını normal liseye dönüştürmek ve ihtiyaç olduğu kadar imam hatip lisesini açık tutmak, gençlerimizin geleceğine yapılacak en büyük katkıdır. Bugün yaşadığımız sorun da oradan kaynaklanmaktadır. Çok sayıda imam hatip lisesi mezunu, bir yandan kendi mesleklerini yürütmekte, öbür yandan üniversiteye girme sıkıntısı yaşamaktadır. Çözümü, birtakım katsayılarla, puanlarla oynamak ve bunu yasaya adeta 'değişmesin' diye yazmakla olmaz. Dünyanın hiçbir ülkesinde, üniversite giriş sınavında alınacak puanların kaçla çarpılacağı, puan dağılımının nasıl hesaplanacağı yazmaz. Bunun akademik bir tabanı vardır.'' Prof. Dr. Ayhan Alkış, ''konunun sadece imam hatip liselerinin konusu olmadığını'' da vurgulayarak, ''Umut ediyorum ki su akıl yoluna girer ve biz bu düzenlemeleri hükümetle birlikte yaparız. Sonuçta bir yıl sonra yapılacak bir sınav vardır. Birkaç aylık bir gecikme sorunları çözer, sistemde de büyük kayıplar getirmez'' dedi. ''HEPSİ BİZİM ÖĞRENCİMİZ'' ''Kanunun bu şekliyle çıkması halinde çıkan kanuna saygılı olacaklarını'' belirten Prof. Dr. Alkış, ''Şu andaki çabamız, bu yanlışlığın yapılmaması konusunda Hükümetimizi uyarmaktır. Asla bir art niyetimiz, düşüncemiz yoktur. İmam hatipliler de, meslek ve teknik eğitim görenler de, lise mezunları da hepsi bizim öğrencimiz'' diye konuştu. ''ÜAK'ın bu diyaloğu açık bırakarak bir adım attığını, uyarılarının dikkate alınmasının kendilerini mutlu edeceğini'' kaydeden Prof. Dr. Alkış, ''tasarının yasalaşması halinde görüşmelerden çekilip çekilmeyeceklerini de değerlendireceklerini'' bildirdi. Prof. Dr. Alkış, Türkiye'de güvenin oluşmasının yanı sıra bu güveni korumanın da çok zor olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bu güven ortamının sürmesini diliyoruz. Hükümet, salt siyasal gücüne dayanarak bugün çağa, akla ve bilimsel bulgulara ters düşen uygulamalar yaparsa, bizim görevimiz onları uyarmaktır. Biz bugün bu görevi yapıyoruz. Hükümetimizi uyarıyoruz. Sonrası Hükümetin, parlamentonun bileceği bir iştir.''