Genci yaşlısı Osmanlıca öğreniyor
Abone olBeyoğlu'nun dertsiz 'tiki'lerinden üniversite öğrencilerine, öğretmenlerden emeklilere kadar herkes Osmanlıca öğreniyor. Araştırmacı Dursun Gürlek bu ilgin memnun.
Osmanlıca'ya yeni nesil inanılmaz bir ilgi gösteriyor. Osmanlıca
araştırmaları uzmanı Dursun Gürlek, Osmanlıca öğrenme merakının
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar arttığını söyledi.
Beyoğlu'nda küpeli uzun saçlı gezen gençlerden, caddenin dertsiz
tikilerine, 18'lik üniversite öğrencilerinden 65'lik emekli tıp
doktorlarına kadar herkes, Osmanlıca kurslarının kapısını
aşındırıyor. Kubbealtı Akademisi'nde Osmanlıca dersleri veren
Dursun Gürlek artan bu ilginin nedenini şu şekilde açıkladı;
"Soykırım tartışmaları o kadar gündemi meşgul etti ki sonunda genci
yaşlısı her kesimden insan 'bizim dedelerimiz böyle bir şey yapmış
olamaz' diyerek aslını Osmanlı arşivlerinden okumak üzere Osmanlıca
dersine merak saldı."
Yunanlı tarihçiler Osmanlı arşivinde
Osmanlıca ilgisinin son 50 yıldır hiçbir zaman bu kadar fazla
olmadığını ifade eden Osmanlıca hocası Dursun Gürlek şunları
söylüyor: "Kütüphanelerimiz Osmanlıca eserlerle dolu ve işin garibi
bu eserlere bizden çok Avrupalı oryantalistler ilgi gösteriyor.
Düşünebiliyor musunuz benim kütüphanemdeki eserleri bir Fransız ya
da İngiliz araştırmacı, rahatlıkla okuyup çevirebiliyor. Yunanlı
tarihçiler kendi tarihlerini yazmak için Osmanlı arşivlerinde
karınca gibi çalışıyorlar. Ancak biz ne dedemizden kalan tapu
belgesini okuyabiliyoruz. Ne de Osmanlı çeşmelerinin, camilerinin
kitabelerini... Tabii bu lüzum, bu boşluk gün geçtikçe daha çok
açığa çıktığı için Osmanlıca'ya rağbet var. Kanaatim odur ki bu
rağbet daha da artacak."
Osmanlıca eserlerin unutulmuş bir cevher, kimsenin haberdar
olmadığı bir hazine gibi saklı durduklarını belirten Gürlek,
hazinelerden istifade edilebilmesi için Latin harflerine çevrilmesi
veya sadeleştirilmesinin zorunlu olduğunu söylüyor.
Osmanlıca üzerine araştırmalar yapan Dr. Mustafa Koç ise
1990'lardan beri insanların hangi tarihe ve kültüre ait olduklarına
dair bir merak içerisinde olduklarını anlatıyor: "İnsanlar
geçmişlerini merak ediyorlar, temellerini arıyorlar. Ya da bazen
evde babadan, dededen kalma metinler, tapu kayıtları oluyor ve bu
insanları harekete geçiriyor. Böylece ev hanımı da işadamı da
Osmanlıca kursunun yolunu tutuyor." Koç'a göre Türkiye'de bu yoğun
ilgiyi karşılayacak yeterli bilgi birikimi, kadro ve bir disiplin
maalesef yok. Bu yetersizlik en çok Osmanlıca eserlerin Latin
alfabesine aktarılmasında kendini hissettiriyor.Kubbealtı
Akademisi'nde Osmanlıca dersleri organize eden Mehmet Nuri Yardım
ise bu dile rağbetin artmasına vesile olan hususlardan birinin de
artık gençlerin Türk Edebiyatı klasiklerini asıllarından okumak
istemeleri olduğunu belirtti.
'Pop'dan sıkılan gençler aslına rücu etmeye
başladı'
Yardım; " Son zamanlarda klasikler sadeleştiriliyor ve bozuluyor.
Bunları aslından okumak istiyorum diyenler de bize gelip Osmanlıca
öğrenmeye başlıyorlar. Üstelik bu ilgi sadece Osmanlı'nın diline
karşı değil sanat ve kültürüne de yöneldi. Tezhip, hat sanatı,
ebru, minyatür gibi geleneksel sanatların, 'ney, ud' gibi yerli
sazların öğrencisi çok fazla. Arabesk ve pop kültürden sıkılan
gençler artık asıllarına rücu ediyor.Ankara, İzmir, Konya, Bursa
gibi Anadolu illerinde de hızla Osmanlıca kursları açılıyor."
dedi.
Aziz Nesin, ölünceye kadar Osmanlıca yazdı
Henüz okullarda zorunlu dersler arasına girmediyse de bugünlerde
Osmanlıca her yaştan ve meslekten insanın öğrenmek için çaba
gösterdiği bir dil haline geldi. Politikacılar, gazeteciler,
yazarlar ve sanatçılar hem alışkanlıklarından hem de Osmanlıca not
almanın kolaylığı (Arap alfabesinde sesli harfler yazılmadığı için)
nedeniyle 1960 - 70'li yıllara kadar Arap alfabesiyle not almayı,
yazışmayı tercih ettiler. Aziz Nesin de ölünceye kadar Osmanlıca'yı
kullandı.
Köklerimizi öğreniyoruz
Kübra Öztürk (Jeoloji Müh.):
Türbelerde, mezar taşlarında yazanları okuyamamak beni çok
üzüyordu. Bu kadar büyük bir kültürden gelip de Osmanlıca bilmemek,
kendi özüme yabancı kalmak çok gurur kırıcı bir durum. Bunun için
Osmanlıca öğrenmeye karar verdim.
Necmi Erdoğmuş (Öğrenci):
Görüp de okuyamadığım Osmanlıca metinler var. En azından dedemin
mezar taşını okumak istiyorum. İki seneden beri Osmanlıca dersleri
alıyorum. Bu dil benim kendi tarihim ve kültürüm. Şimdiye kadar
bilmemiş olmam büyük bir kayıp.
Hatice Metin (İngilizce öğret.):
İngilizce'den kitap çevirisi yapıyorum. Fakat bunun için anadilimin
özünü iyi bilmem gerekiyordu. Dil devrimi sırasında kelimeler
ortadan kaldırılmış. Pozitivist batılı bir eğitimle büyüdük. Şimdi
köklerimizi öğreniyoruz.
Turgut Betin (Emekli doktor):
Sokakta gördüğümüz eski harflerle yazılmış bir levhayı okuyamamak
azap verici. Uzun süredir burada Osmanlıca dersi alıyorum. Bu dili
öğrenmek gün geçtikçe daha zevkli oluyor.
Merak, Anadolu'yu da sardı
Osmanlıca eğitim verilen yerler önceleri üniversitelerin edebiyat,
tarih, sanat tarihi, gibi bölümleriyle sınırlıyken bugün İSMEK,
başta olmak üzere birçok il ve ilçe belediyesi, Kubbealtı Akademisi
Kültür ve San'at Vakfı, Bilim Sanat Vakfı, Basın Müzesi, Hoca Üveys
Kültür Merkezi gibi vakıflar düzenli olarak Osmanlıca eğitimi
veriyor. Ankara, İzmir, Konya, Bursa gibi illerde hızla Osmanlıca
kursları açılıyor. Bu arada Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ile
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Osmanlı Türkçesinden günümüz Türkçesine
metin aktarımı veya sadeleştirme yapan resmi kurumlar. Çeviri,
bankaların da ilgi duydukları bir alan. Osmanlıca çeviri yapanların
başında Yapı Kredi Bankası, İş Bankası ve Koçbank'ın kültür sanat
bölümleri geliyor.
Kaynak: www.yenisafak.com.tr