Gencebay'dan Uğur Dündar'a cevap
Abone olBaşbakan'ın vizyon toplantısına katılan Orhan Gencebay, Uğur Dündar'ın ağır eleştirilerine cevap verdi.
Ünlü sanatçı Orhan Gencebay, Uğur Dündar'a "Biz bir
bütünün parçalarıyız. Birbirimizi ne kadar sever sayarsak,
ötekileştirmeden birbirimizi anlamaya çalışırsak, bize hiçbir şey
olmaz." diye karşılık verdi.
Türk müziğinin duayen ismi Orhan Gencebay, Başbakan Erdoğan'ın
vizyon toplantısına katılan tüm diğer sanatçılar gibi toplantı
sonrası hedef gösterildi.
Özellikle Uğur Dündar dün yazdığı köşe yazısında "Yazıklar
olsun, yazıklar olsun, kula kulluk edene yazıklar olsun"
ifadeleriyle sanatçılara karşı yürütülen linç faaliyetlerine destek
vermişti.
CANLI YAYINDA CEVAP
Orhan Gencebay ise, A Haber'de yayınlanan %100 Siyaset programına
telefonla bağlanarak kara kampanya ve linç faaliyetlerine cevap
verdi.
ÜÇ GÜN ÖNCE ALEVİ FEDERASYONU'NUN
İFTARINDAYDIM
İşte Orhan Gencebay'ın canlı yayında verdiği cevap ve o tarihi
metin:
"O kadar kaba olacak bir insan olamam ben. Bu bir davettir. Üstelik
ülkemizin Başbakanı davet ediyorsa, bu davete icabet etmemek mümkün
değildir. Ben böyle bir şey yapamam.
Hatta başka bir örnek vereyim. Üç gün önce de Alevi Federasyonu'nun
iftar daveti vardı, oraya katılmıştım.
Cumhurbaşkanlığı vizyonu da anlatılacakken ben orada, ne olduğunu
anlamak için bulunmalıydım. Neticede gittik gördük, öğrendik. İster
onay verelim, ister vermeyelim. Bu ayrı bir konudur. Çünkü
ülkemizde din, dil, ırk farklılıkları vardır, ayrılığı yoktur. Biz
saygılıyız herkese. Biz demokrat bir ülkeyiz. Dolayısıyla herkesin
özgürlüğü vardır.
Seçimin neticesini halkımızın iradesi belirleyecektir. Burada
herhangi bir tercihi belirtmem münkün değildir. Etkilemiş
olabilirim diye düşünerek düşünce belirtmem.
Bu sabah yazdığım bir yazının bir kısmını okumak istiyorum:
Çağrıldığınız bir davete gider misiniz? Bu davet bir iftar, düğün,
vizyon anlatımı, panel, konferans vs.. Gider misiniz?
Üstelik bu davet, halkımızın yasal oylarıyla ülkemizi yöneten meşru
bir Başbakan'ın daveti olursa, gider misiniz? İnsanlık kurallarına
göre, müsaitseniz gitmeniz gerek değil mi?
Tabi ki gerekir.
Fakat, bazı vatandaşlarımıza göre, gidemezsiniz.
Bazı vatandaşlarımız diyor ki, "sen benim istemediğim bir şeyi
yapamazsın. Öyle her davete gidemezsin. Yoksa seni lekelerim,
küfrederim, her şeyi yaparım" demek istiyor.
Ve yapıyor da.
"Ben demokrasi, özgürlük, parlementer sistem, insana saygı falan
anlamam" diyor.
"Sen benim onayım iznim olmadan hiçbir yere gidemezsin" diyor.
Bunu yalnız sanatçılarımıza söylüyor.
Bu davete katılan, STK'lar, işadamları, bilim insanları, gayri
müslim temsilcileri varken, bunu yalnız sanatçılarımıza
söylüyor.
Yani böyle bir duruma ne denir?
Bana göre tam anlamıyla, mahalle baskısı denir. İnanılmayacak bir
şey denir. Bazı kişilerin oluşturduğu sınıf farklılığı denir. Ne
yaptığını bilmezlik denir. Ötekileştirmek denir.
BATSIN BU DÜNYA PROTEST BİR YAPITTIR
Ben buna benzeyen bir resmi 70-80'li yıllarda da gördüm. Ülkemizde
sağ-sol olayları vardı. Kardeş kardeşe düşürülmek istenmişti. Her
gün onlarca kişi yaralanıyor ve ölüyordu. Biz bunları yaşadık.
Ben, Batsın Bu Dünya şarkısını o olumsuzluklara tepki olarak
yapmıştım. Batsın Bu Dünya protest bir yapıttır.
Hatta dedim ki:
Elimde bir kandil dolaşıyorum şu bozuk yollarda dertler içinde
Sağımda solumda can verenler var, her dostun kavgası aynı
biçimde
Nedir bu kin, nedir bu nefret, hiç kalmamış cana kıymet
Parça parça olsan bile, yine sabret gönül sabret...
***
Yani ben buna benzettim biraz. Burada birileri bana göre, bizim
dışımızda olan birileri yine bizi rahatsız etmek istiyor, bizi
bozmak istiyor. Ama bana göre, buna gücü yetmez. Biz birbirimizin
sağduyusuna sığınarak -ki tarih boyunca hep böyle olmuştur, her
zaman barış galebe çalmıştır- bizi bozamazlar.
Biz bir bütünün parçalarıyız. Birbirimizi ne kadar sever sayarsak,
ötekileştirmeden birbirimizi anlamaya çalışırsak, bize hiçbir şey
olmaz.
Bunun, bir projenin parçaları olduğunu düşünüyorum, 70-80 yılları
arasını örnek veriyorum. Alevi-sünni dediler, Kürt-Türk dediler,
Laik-Antilaik dediler... Çok şeyi denediler. Hatta 70'lerde
Ferdici-Orhancı dediler. Şarkıları türküleri sağcı-solcu diye
ayırmak istediler.
Bunlar yine belli zamanlarda denenebiliyor. Bunlara lütfen
kapılmayalım. Türkiye Cumhuriyeti denilen bu muhteşem yer bizim
ülkemiz. Bizim vatanımız. Burası bizim doğduğumuz toprağımız.
Buraya sahip çıktığımız sürece, birbirimize saygı sevgi duyduğumuz
sürece bize hiçkimse bir şey yapamaz."