Genç Ödülleri sahiplerini buldu
Abone olSolingen’de 1993 yılında Neo-Naziler’in kundakladığı evde beş ferdini yitiren Genç ailesi adına 2008 yılından beri barış ve uzlaşıya katkı a...
Solingen’de 1993 yılında Neo-Naziler’in kundakladığı evde beş
ferdini yitiren Genç ailesi adına 2008 yılından beri barış ve
uzlaşıya katkı amacıyla iki yıl arayla verilen “Genç Ödülleri”
sahiplerini buldu.
Federal Meclis NSU cinayetlerini Araştırma Komisyonu Başkanı
Sebastian Edathy ve 2001 yılında Nürnberg’te öldürülen Abdürahim
Özüdoğru’nun kızı Tülin Özüdoğru, ödüle layık görüldü.
Almanya’nın başkenti Berlin’deki Adlon Otel’de Türk Alman Sağlık
Vakfı, Türk Alman Toplumu ve Allianz Kültür Vakfı’nın işbirliğiyle
düzenlenen ödül törenine Almanya Meclis Başkanı Prof. Dr. Norbert
Lammert, TBMM Başkanvekili Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Solingen
Belediye Başkanı Norbert Feith, Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria
Böhmer’in yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Ödül töreninde
konuşan öldürülen Abdürahim Özüdoğru’nun kızı Tülin Özudoğru,
“Babamı çok seviyordum. İşe bile gitmesini istemiyordum. Biz hiçbir
zaman ayrım yapmadık. Babam herkesle iyi anlaşıyordu. Alman
dostlarımızla Noel’i, Almanlar da bizimle Ramazan Bayramı’nı
kutlarlardı. Hiç kimse hangi millete ait olduğunu kendisi seçmiyor.
Babam dünyaya açık bir insandı. 29 yıl Almanya’da yaşadı, 10 yıl
ölümü aydınlığa kavuşmadı. Bu bizi yıprattı. Ben burada doğdum,
burası benim ülkem” dedi.
Törende konuşan TBMM Başkanvekili Prof. Dr Mehmet Sağlam ise,
evrensel barışın herkesin hedefi olması gerektiğini söyleyerek,
“Sayın Genç ailesinin başına gelenler gibi ırkçı hareketler her
zaman her toplumda olabilir. Ama devlet adamlarına düşen, özellikle
politikacılara düşen, bilim adamlarına düşen, bu olayları iyi
analiz etmek ve olmaması için neler yapıldığına dair çalışmalar
yapmaktır” diye konuştu.
Sağlam sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim medeniyetimizde reaksiyonlar ne kadar acı olaylar olursa
olsun belli ölçülerde kalır. Genç ailesi bunun örneğini vermiştir.
Olaylar ne kadar acı olursa olsun iki ülkenin birlikte hareket
etmeleri ve burada yaşayan Türkler’in, Almanya gibi büyük bir
devlette her zaman değişik kültürler olacağını, değişik kültürlerin
barış içinde bir arada yaşayabileceklerini göstermesi bakımından
çok anlamlıdır. O bakımdan 3 milyona yakın insanımızın buradaki
faaliyetleri, vaktiyle davet edildikleri için gelmiş olan insanlar,
Almanya’nın kalkınmasına katkıda bulunmuşlardır, ellerinden geleni
yapmışlardır. Problemlerin ortaya çıkışı bunlara karşı şu veya bu
şekilde, ırkçılık veya başka nedenlerle bir kin beslenmesini değil
bir minnet hissinin ortaya konmasını gerektirir.”
Ödüllerin verilmesinden sonra kürsüye davet edilen anne Mevlüde
Genç, “Alman devleti de, Türk devleti de her zaman yanımızda oldu,
acımızı paylaştı. 5 tane yavrumu kaybettim ama ne yapalım kaderin
önüne geçilemiyor. Ben seve seve geldim bu ülkeye. Memleketim gibi
sevdim, saydım. 27 yaşında geldim, 70 yaşındayım. Ama 4 cani
çocuklarımızı, babamızı, beyimizi kurban etti diye bu ülkeye.
Hiçbir zaman nefretle bakmıyoruz, sevgiyle bakıyoruz. Biz de bu
ülkenin insanları sayılırız” diye konuştu.
(İHA)