Geleceğin medyası terazide
Abone olSözün esirgenmediği sınırsız bir tartışma programı. İnternet medyasının önemli ismi teraziye çıktı. Medyanın güvenilirliği tartışıldı.
İNTERNETHABER
Bahar GİRTİ
Ses TV Genel Yayın Yönetmeni Bedrettin Habiboğlu'nun
hazırlayıp sunduğu 'Terazi'de medyanın güvenirliği tartışıldı.
İnternethaber Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hadi
Özışık, Turktime Yönetim Kurulu Başkanı Talat Atilla, Gazeteci
yazar Nuray Başaran ve Star yazarı Ardan Zentürk programa katılan
isimler.
İNTERNETHABER TÜRKİYE'NİN İLK 5'İNE GİREN BİR SİTE
İnternethaber Genel Müdürü Hadi Özışık, programa girişinden sonra İnternethaber'in 9 yıl önceden bu zamana gelişini değerlendirdi.
Biz artık sorumlu gazeteci olmak istiyoruz diyen
Hadi Özışık, "bu programda bu akşam avazımız çıktığı kadar
bağıracağız" dedi.
Kendisi için esas amiral gemisinin İnternethaber olduğunu dile
getiren Özışık, "İnternethaber artık benim çocuğum,
yıllardır bu siteye emek verdim. 2000 yılından 2009 yılına kadar
internet gazetesi dünyasına ilk girenlerdenim. İnternethaber
şu anda mükemmel bir durumda, Türkiye'nin ilk 5'ine girebilen bir
site ama arkasında sermayesi olmayan, gazetesi, televizyonu
olmayan bir yapı ve diğer büyük sitelerle aynı
kafada."
Bedrettin Habiboğlu'nun, "Üretimler galiba içinde bir şey barındırmıyor, bir şey barındırmadığı için mi hani sizin gibi arkasında çok büyük sermaya olmasa bile halk tarafından sarılacak bir şey haline geliyor. İnternethaber'e rağbet bundan mı kaynaklanıyor?" sorusuna Özışık şöyle yanıt verdi;
İNTERNET MEDYASI YAYGINLAŞTI TAŞLAR YERİNDEN OYNADI
"Bu akşamki konumuz medya güveni. Güvenli ve doğru bir habercilik yaptığınız zaman alternatif medya olarak halkın bizi tutmasının nedeni bu. Yani doğru habercilik yapıyorsunuz, velevki yanlış yaptınız anından düzeltme durumunuz var. Okurla sürekli iç içesiniz, çünkü okur size yazıyor, eleştiriyor. Bu internet medyası Türkiye'de yaygınlaşmaya başladığından itibaren, taşlar yerinden oynadı. Eskiden bir Hürriyet veya Sabah gazetesinin içerisinde neler olduğunu hiç bir şekilde öğrenemezdik. Ama internet medyası oldu olalı herşey çok şeffaf bir şekilde devam ediyor."
MEDYANIN GAZZE SALDIRISI İLE İLGİLİ TUTUMU
Daha sonra medyanın Gazze saldırısı ile ilgili tutumuna değinen Talat Atilla, yaşanan vahşete, medyanın seyirci kaldığını söyledi.
Talat sözlerini şöyle sürdürdü; "Medyanın içinde
bulunduğu durumla ilgili çok kısa bir analiz yapmak istiyorum.
Yakın dönemde Türk medyasında çok sık bir el değiştirme
oldu. önce Uzan Grubu Star Televizyonunu ve Star
gazetesi'nin kaybetti. Sabah Grubu bir değişiklik yaşadı.
Nereden geldiği belli olmayan bir belge çıktı. Bu belge
neticesinden Ciner Sabah gazetesi'ni kaybetti. Yeni sahibi Ahmet
Çalık oldu. Cem uzan'ın televizyonunu Aydın Doğan aldı. Kanaltürk
Tuncay Özkan'ın kendi tabriyile son kale olarak tabir ettiği bir
televizyondu. Kendi dünya görüşüyle örtüşmeyen bir yere verdi.
Böyle zincirleme bir değişim oldu. Bir de mevcut
bildiğimiz bir yapılanma var, bu yapılanmada eğer Türkiye'nin milli
konularında net bir tavır alınamıyor ise bunun demokratlıkla çok
yakın alakalı olduğun düşünmüyor. Çıkarlarımız ortak,
mazlumlarda öyle. İnsan olduğunu iddia eden herkes de o mazlumun
yanında olacak. Üç yaşındaki çocukların öldürüldüğü
bir ortamda, bunun izah edilebilir bir durumu var mı?"
Gazze katliamına neden seyirci kalındığına cevap aranan programda,
ortak görüş, ticari ilişkiler ve sermaya olarak nitelendirildi.
BUNUN TEK NEDENİ VAR TİCARİ İLİŞKİLER
Hadi Özışık bu duyarsızlığı medya patronlarının İsrail'le
ilişkilerine bağladı ve şunları söyledi;
"Nedenini aslında hepimiz biliyoruz, bunun tek bir
nedeni var sermaye... Yani ticari ilişkiler. Ticari ilişkilerin
sıkıntıya düşmemesi için böyle bir yola başvuruluyor.
Sadece bizde de değil, bütün dünya, Arap ülkeleri de buna dahil
neden seyirci bu katliama? Daha dün açıklamalar yapıldı 'herkes
ilişkisini kessin' diye.
Biraz daha açık konuşmak gerekirse, para tatlı geliyor.
Ticari ilişkiler var, bunu kabul edelim. Dış politika
konusunda çok bilgi sahibi olmama rağmen ben, bunu idrak
edebiliyorum. Neden ilk gün yayınlar verildi de daha sonradan
kesildi? Bunun bahanesi Ergenekon olamaz. Ergenekon ayrı bir olay
öbürü de ayrı bir olay... Bunun devam etmesi gerekirdi, çünkü
katliam hala devam ediyor."
ANA ÇELİŞKİ İSRAİL-İRAN ÇELİŞKİSİ
Ardan Zentürk ise, İsrail'in İran'la olan kötü ilişkilerinin bu
savaşı başlattığını söyleyerek, "Bugün dünyada ve
Ortadoğu'da ana çelişki İsrail-İran çelişkisidir. İsrail ve İran
Ortadoğu'da çok ciddi bir gerginliği karşılıklı olarak
tırmandırıyorlar. Ortadoğu'da tek ulusal nükleer güce sahip olan
devlet İsrail. Fakat aynı şekilde İran'ın nükleer silahlanma
programına dönük müthiş bir tepki göstermekte ve İsrail İran
gerginliği olağanüstü boyutlara doğru tırmanmaktadır. İnsanlığın ve
Ortadoğu'nun bu çelişkinin nasıl düzenlenebileceği noktasında
düğümlenmektedir " dedi.
NURAY BAŞARAN NEDEN İSTİFA KARARI ALDI?
Programın ilerleyen bölümlerinde Bedrettin Habiboğlu, Nuray Başaran'a istifasıyla ilgili sorular yöneltti. Fakat Nuray Başaran istifa konularını "Bu konuda konuşmama hakkımı kullanmak istiyorum" diyerek geçiştirdi.
Habiboğlu konunun üzerine giderek, "Star Gazetesi Ankara temsilcisiniz değil mi hala?" deyince, Başaran şu yanıtı verdi, "Star Gazetesi Ankara temsilciğim şuanda resmi olarak devam ediyor. Henüz işlemlerim bitirilmedi. Ben 25 yıldır bu işi yapıyorum. En az on iş yeri değiştirmişim. Medyada da bu tür şeyler çok sık oluyor. Sizler de görüyorsunuz, medyanın patronları bile ne kadar hızlı değişiyor son dönemde. Patronların değiştiği bir dönemde çalışanların da yer değiştirmesi ya da istifaları gayet normal."
Habiboğlu'nun "Aydın Doğan'la mı ya da Ertuğrul Özkök'le mi bir sorununuz oldu da bu istifa kararını aldınız" sorusuna Başaran, "Kesinlikle hayır... Ertuğrul Özkök'le benim doğrudan bir bağlantım yok. Ben Star Televizyonunda çalışıyorum, Referans gazetesinde de yazı yazıyorum. Ertuğrul Bey Hürriyet Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni. Star Televizyonunun genel yayın yönetmeniyle de kişisel bir problemim yok. Sadece ilkeler bazında ben ayrılma kararı aldım." diyerek yanıt verdi.
Aydın Doğan'ın kendisini telefonla aradığını belirten Başaran, "Aydın Bey benim gitmemi istemedi ama uzun süredir rahatsızlıklarımı da biliyordu. Bu rahatsızlıkları gidermek için adımlar attı ama benim yeterli görmediklerim oldu" dedi.