Geleceğin GDO'lu bebekleri geliyor
Abone olABD’nin Harvard Üniversitesi’nden bilim insanları ailelerde genetik miras olarak nesilden nesile geçen hastalıkları engellemek için insan yumurtası hücrelerinin DNA’sını değiştirdi
ABD’nin Harvard Üniversitesi’nden bilim insanları ailelerde genetik miras olarak nesilden nesile geçen hastalıkları engellemek için insan yumurtası hücrelerinin DNA’sını değiştirdi.
İngiliz Independent dergisinin haberine göre Harvard Üniversitesi tarafından yürütülen DNA’sıyla oynanan insan yumurtası projesi meyvesini vermek üzere.
ABD’li bilim adamları, ailelerde nesilden nesile geçen genetik hastalıkları durdurmanın yolunu insan yumurtasında buldu.
Genetik modifiye olarak tanımlanan yöntemde insan yumurtasının DNA’sı laboratuvarda inceleniyor.
Crispr geni olarak bilinen teknikle, insan genomunu en ufak parçalarının bile hatasız bir şekilde yeniden yazıyor.
Yumurtaya baskın olarak BRAC1 geni ekleniyor. Bu gene sahip kişilerin başta meme ve rahim kanserine yakalanmadıkları biliniyor.
Harvard Üniversitesi’nden Prof. Luhan Yang ile George Church tarafından yürütülen deneyde başarı sağlandı. Ancak genetiği değiştirilmiş yumurtayla oluşturulan ‘üstün’ embriyolar henüz nakledilmedi.
GRİBE YAKALANMAYACAKLAR
Bilim adamları araştırma sonuçlanının çok yakında tıp dergilerinde yayımlanacağını açıklarken, ‘Mükemmel nesil’ tartışma konusu oldu. İngiltere ve Avrupa ülkelerinde genetiği değiştirilmiş IVF embriyoları tasarımı ve transferi yasal değil. Öte yandan Yang ile Church’ün araştırmayı hayvan deneyleri yerine doğrudan insan yumurtası üzerinde yapmış olması da tıp çevrelerince eleştiriliyor. Independent gazetesine konuyla ilgili açıklama yapan Dr. Church, “Amacımız mutasyon bebekler tasarlamak değil. Sadece bilimin tüm imkanlarını kullanarak sağlıklı nesiller dünyaya getirmenin yolunu bulmak” dedi.
ETİK TARTIŞMALAR
Etik tartışmalara yol açabilecek araştırmanın embriyolara uygulanması ve insana nakli gibi bir ihtimalin söz konusu olmadığı vurgulanıyor.
Bilim dünyası bu araştırmaya gen terapisi adını veriyor. Ancak bir çok ülke bu araştırmaya etik olmadığı gerekçesiyle izin vermiyor