Geçirdiği ameliyatları film yaptı
Abone olGenç Yönetmen Melik Saraçoğlu, geçirdiği ameliyatları ve kör olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı günleri, ailesinin de oynadığı ‘Gözümü...
Genç Yönetmen Melik Saraçoğlu, geçirdiği ameliyatları ve kör
olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı günleri, ailesinin de
oynadığı ‘Gözümün Nuru’ filminde anlattı. Saraçoğlu’nun anne ve
babası gösteri sırasında duygu dolu anlar yaşadı.
Lyon ve Viyana üniversitelerinde aldığı sinema eğitiminin ardından
arkadaşı Hakkı Kurtuluş ile sinema dünyasına atılan Melik
Saraçoğlu, Bergmanya’ya Yolculuk’un ardından bu sefer sıra dışı bir
konu ve çekim planlarına sahip filmi ‘Gözümün Nuru’ ile seyirci
karşısına çıktı.
Genç yönetmen, Kurtuluş ile birlikte yazıp yönettiği sinema
filminde, çocukluğundan itibaren başlayan ve ailesinde de genetik
bir hastalık olarak göze çarpan ‘retina dekolmanı’ hastalığını ve
tedavi günlerini komik bir dille anlattı.
Üniversite yıllarında ardı ardına geçirdiği iki retina dekolmanının
ardından kör olmanın kıyısından dönen ve kırk gün boyunca gözleri
bandajlı bir şekilde yüzükoyun yatmak zorunda kalan Saraçoğlu, bu
süreci tiye alan filminde, annesini, babasını ve abisini de kamera
karşısına geçirdi. Saraçoğlu’nun tedavi günlerinin geçtiği kendi
evinde çekilen ve senaryodaki özgünlüğü ile sıra dışı kurgusuyla
dikkat çeken yapımın galası, 20. Altın Koza Film Festivali’nde
gerçekleştirildi. Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması’nın en güçlü
adaylarından birisi olan film, Cinemaximum Adana’daki gösteriminde
ayakta alkışlandı. Gösterimin ardından, teknik ekip ve aralarında
anne, babası ve abisinin de olduğu oyuncu kadrosu ile sahneye çıkan
Saraçoğlu, Hakkı Kurtuluş ile seyircilerin sorularını
yanıtladı.
“GÖRME AŞKI ÜZERİNE BİR FİLM”
Filmin ardından soruları yanıtlayan Melik Saraçoğlu, filmin kendi
başından geçen olayları anlattığını söyledi. Gözüyle ilgili
yaşadığı rahatsızlıkları yapıma aktardığını kaydeden Saraçoğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü:“Ben sinema yapmak isteyen bir genç olarak
Fransa’da okurken, dekolman hastalığı nedeniyle kör olma tehlikesi
ile karşı karşıya kalıyorum onun üzerine Türkiye’ye dönüyorum, film
de bu sancılı süreci anlatıyor. Bu durumu komik bir şekilde
anlatmaya çalışıyoruz. Sinema aşkı, görme aşkı üzerine bir film.
Ben de dolayısıyla başrolde oynuyorum; ailem de bana eşlik ettiler
sağolsunlar.” Ailesi de dahil filmde herkesin kendi rolünü
oynadığını belirten Saraçoğlu, filme yönelik yoğun ilginin
kendilerini mutlu ettiğini ifade etti.
"YAŞADIKLARIMI OYNADIM"
Anne Bilgin Saraçoğlu ise oğlunun film teklifini ilk olarak ‘evde
çekeceğiz, yaşadıklarınızı hatırlayın yeter’ sözleriyle yaptığını
kaydetti. Film konusunu ve senaryosunu daha önceden bilmediklerini
anlatan Saraçoğlu, şöyle konuştu: “Melik bize sadece şu sahnede
şunu yapacaksınız dedi. Biz o günlere geri gittik. Bunların hepsi
yaşandı, o hastalıklar yaşandı. Melik daha fazla yattı, daha fazla
ameliyat oldu çok zor günler geçirmiştik. O günleri tekrar yaşadık.
İnşallah bir daha yaşamayız diyorum. Bizim ilk seyredişimiz
açıkçası çok duygulandığım yerler oldu özellikle çocukluğunu
gördüğümde.”
“EĞER BİR GÜN BEDDUA EDECEKSENİZ”
Baba Saraçoğlu da eşinin görüşlerine katıldığını söyleyerek, “Ek
olarak bir tek şey söyleyeceğim. Eğer bir gün beddua edecek
olursanız, ‘İnşallah sizin evinizde film çevirsinler’ olabilir”
şeklinde konuştu. Abi Saraçoğlu ise şunları kaydetti:
“Kardeşiniz bir şeyler yapmak istiyor, hayalleri var biliyorsunuz.
Sonra onun elinde olmayan bir takım şeyler oluyor. Bunların hepsine
tanık olduğumuz için çok da zor değildi aslında çünkü yapılacak bir
rol yoktu açıkçası. Rol yapılmayan olabildiğince gerçekçi bir film
olduğunu düşünüyorum ben.”
(İHA)