Geceleri neden uyuyamıyoruz?
Abone olSağlığın en iyi işaretlerinden biri iyi uyunan bir uykudur. Mümkünse 30 - 40 yaşlarından sonra gündüzleri yarım saat veya bir saat uyumaya çalışın...
Birçok kimse uykuya rahat geçemediğinden veya geceleri
uyuyamadığından bahseder. Ve hemen uyku ilaçlarından medet ummaya
çalışır. Hiçbir zaman niçin uyuyamadığını kendine
sormaz.
Bazıları da büyük bir keyifle “Ben başımı yastığa koyar koymaz
uyuyorum” der. Başını yastığa koyar koymaz uyumak hem iyi bir
alışkanlıktır, hem de sağlık işaretidir. Çünkü insanlar günün
tedirginlğini, sorunlarını gece yatağa taşıdığı zaman, uyumakta
zorluk çeker. Ayrıca sağlıkla ilgili sorunları, ağrı sızıları varsa
yastıkla kavga eder. Bir türlü boyunlarını rahat ettiremezler.
Onların da büyük bir ihtimalle boyunlarıyla ilgili sorunları
vardır.
Kalp yetmezliği olanlar genellikle çok yüksek yastıklarda yatar.
Solunum yetmezliği de buna eklenince neredeyse oturur gibi uyumaya
çalışırlar. Son zamanlarda gittikçe artan reflü sorunu olan
hastalar da dik yatmaya çalışır. Hatta bunun için özel yastıklar
yapılmaya başlandı. Halbuki aldıkları gıdalara ve yemek yedikleri
saate dikkat etseler belki bu sorunu yaşamayacaklar. Daha doğrusu
kendi vücutlarına sorsalar, tabii işleyişini bozmadılarsa, en doğru
cevabı alacaklar. Son yıllarda hastalarıma “Mide sorununuz var mı?”
diye sorduğumda çoğunluğu “Var” diyor. Özellikle de moda olduğu
için çoğu “Reflüm var” diye cevap veriyor. Bu da onların gece
uykularını etkiliyor, rahat uyumalarını engelliyor. Halbuki akşam
yemeklerini daha erken saatlerde yiyebilseler, margarinden uzak
durup mayalı içecekler içmeseler bu sorunu da yaşamayacaklar.
Bir de geceleri oluşan, bazı kişilerde sık görülen uykuda solunum
durmaları (uyku apnesi) sorunları var. Kişi bunu çok yaşıyorsa
ertesi gün şiddetli baş ağrısı ile uyanıyor. Bunun nedeni beynin ve
diğer dokuların geceleri yeterince oksijen alamaması. Uyku apnesi
olanlar rahat uyuyamaz, ağrılı ve yorgun kalkar. Organlarının
çalışması rahat, beslenmesi düzgün olan, gündüzleri kafa
karışıklığına izin vermeyen insanları inanın rahat bir uyku
bekler.
Kaliteli uyku için ortopedik yatak şart mı?
Biz genellikle bel sorunları olan hastalarda ortopedik yatak
öneririz. Fakat ben hastalarıma şunu söylerim: “Vücudunuza sorun, o
size doğruyu söyleyecektir.” Çok yumuşak yatakları da tercih
etmemelerini öneririm. Belli bir yaştan sonra, kalp hastalığı ve
solunum sorunları olanlara bu tür yatakların çok yararlı olmadığına
inanıyorum. Çünkü vücudunuz onun içine gömüldüğü zaman solunum
kasları rahat çalışamaz, akciğer solunum kapasitesinin de
azaldığını göreceksiniz. Bu da size rahat bir uyku sağlamayacaktır.
Açıkçası solunumunuz, özellikle belli bir yaştan sonra
kiloluysanız, o tür yataklarda iyi olmayacaktır. Onun için
uzanmadan ve denemeden yatak almamanızı öneriyorum.
Horlama da uykuda hem size hem etrafınıza rahat vermeyen bir
sorundur. Bu da genellikle kilolu ve üst solunum yollarında sorunlu
kişilerde ortaya çıkar. Bunun da nedenine göre tedbirler alırsanız
uykuyu iyi hale getirebilirsiniz.Bir de Anadolu’da çok güzel bir
söylem vardır: “Kafanı yastığa koyduğun anda rahat uyuyabiliyor
musun?” Bu kişinin iç dünyası ile olan ilişkilerindeki rahatlığının
göstergesidir. Ve iç huzuru yansıtır. Bana göre de sadece iyi
uykunun değil, sağlığın en iyi göstergelerinden biridir.
Güne erken başlayalım
Yine binlerce yıllık kültürümüzden gelen, sabahları erken uyanmak
da çok yararlıdır. Geçenlerde rahmetli Sakıp Sabancı’nın eşi Türkan
Sabancı Hanım’a sordum. Amerika’da hastayken gazetecilerle yaptığı
söyleşisinde en çok İstanbul’un sabah ezanlarını sevdiğini ve
özlediğini söylemişti. Bu beni çok etkilemişti. Türkan Hanım bir
şey daha ilave etti. “Bir de horoz sesiyle uyanmayı severdi” dedi.
Herhalde Anadolu insanının doğallığının ve alışkanlıklarının
özlemiydi anlattıkları. “Demek ki başarılı bir işadamının günlük
yaşamında sabahları doğan güne merhaba demek varmış” dedim. Ve
kendisini rahmetle ve saygıyla andım.
Ben hep şunu denedim ve gördüm. Çok sıkıntılı olduğum zamanlarda
biraz uyuyarak bu sorunun düzeleceğine kendimi inandırdım ve böyle
olduğunu da yaşadım. Hemen sakinleştirici ilaçlara sarılacağınıza,
onlardan medet umacağınıza kendinizi en güzel ve doğal olan uykuya
alıştırın. Sizin sorunlarınızı ilaçlardan daha iyi çözecek bir
çıkış yoludur uyku.
Günde ortalama sekiz saat uyku idealdir. Eğer gün içinde
bitkinliğiniz ve devamlı uyku haliniz varsa, orada da sağlıkla
ilgili sorunlarınız var mı diye araştırın. Diyabet ya da böbrek
hastalıkları, kansızlık ve beyin hasarı gibi.
Özellikle uyku apnelerinde de kişi rahat uyku uyuyamadığı ve beyin
oksijeninde azalma olduğu için, ertesi gün halsiz, bitkin ve ağrılı
uyanır. Yapılan araştırmalarda bir gecede 600 defa solunum
durmasına bile rastlanmıştır. Uyku apneleri önemlidir. Tamamen
solunum yollarının kapalı olmasından dolayı oluşur. Şiş ve iri
bademcikler, büyümüş küçük dil, burun solunumunun tam olmaması, en
önemlisi de kilo fazlalığı bu apnelerin yani solunum durmalarının
nedenidir. Kas gevşetici ilaçların da ya da antialerjik ilaçların
da uykuya meyli arttırdığını göz ardı etmeyin.