Gazze ABD ve İsrail'in arasını mı açıyor?
Abone olABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin ateşkes çabalarına karşın İsrail'in Gazze saldırıları devam ediyor. Kerry ise İsrail'de 'Hamas'ı kayıran ABD'li' olarak damgalanmış durumda. BBC muhabiri Suzanne Kianpour'un değerlendirmesi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Gazze'de kalıcı ateşkesi sağlayacak anlaşmayı inşa etmek üzere Orta Doğu'ya gitmeden hemen önce bir dizi televizyon kanalına mülakat vermişti.
Orta Doğu'da bu kadar büyük bir kriz varken bu mülakatlar yaşanan tek bir olay haricinde hiç de şaşırtıcı değildi.
Kerry, Fox News mülakatına hazırlanırken üst düzey
danışmanlarından güncel ölü sayısına dair bir telefon aldı. Tarih o
güne kadar en çok kişinin öldüğü gün olan 20 Temmuz'du.
Kerry'nin alaycı bir tonda sarf ettiği ve İsrail harekâtını kasteden "Amma da nokta atışı operasyonmuş" sözleri mikrofona ve kameralara takıldı.
Fox News sunucusu Chris Wallace o anı "diplomasi çabaları açısından olağanüstü koşullar altındayız" diyerek hem izleyicilere hem de Kerry'e canlı yayında izletti.
ABD müttefikini eleştiriyordu.
Kerry'nin Kahire temasları
Kerry'nin Kahire'ye gelişinden önce Gazze ile ilgili tartışmaların odağında 'Mısır bir anlaşmaya aracılık edebilir mi?' sorusu vardı.
Ancak art arda yapılan toplantılardan ya hiçbir sonuç çıkmadı ya da sadece sözde adımlar atıldı. Sorulan sorular da böylece değişti.
Yeni soru "Dökülen onca masum kanına ve kapsamlı bir barış planında başarısızlığa uğramasına karşın Kerry bir uzlaşma sağlayabilir mi?" olmuştu.
ABD'nin İsrail'e uçuşları yasaklamasıyla birlikte öfke artmışken ve ABD'nin ekonomik baskı uyguladığından kuşkulanırken, Kerry bu kez bir günlüğüne kriz bölgesine daha yakın bir noktadaydı.
Kudüs'ü ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile beklenenden daha kısa süren bir görüşme gerçekleştirdi.
Kerry, Kahire'ye döndüğündeyse revize edilmiş iki aşamalı bir plan masaya kondu.
Plan kapsamında önce geçici bir ateşkes ilan edilecek, kazanılan bu sürede de daha kalıcı bir anlaşmanın temeli oluşturulacaktı.
Çatışmalara verilecek en küçük ara dahi Gazze'nin geleceğinin -özellikle de ekonomik geleceğinin- ve İsrail'in bölgedeki askeri varlığının tartışılmasını sağlayabilirdi.
Geçtiğimiz hafta Katar'ın başkenti Doha'da BBC'nin sorularını yanıtlayan Hamas'ın Gazze'deki siyasi lideri Halid Meşal'in konuyla ilgili görüşü açıktı.
Meşal, "Nasıl bir mekanizma işletilirse işletilsin, benim için önemli olan Gazze ablukasının sonlandırılacağına dair samimi bir garantinin verilmesidir. Bu tür sözler önceden de verildi ama hiçbir şey yapılmadı" diyordu.
Cuma gününe gelindiğinde artık Gazzelilerin insani ihtiyaçlarını karşılaması için geçici bir ateşkes an meselesiydi.
Ancak ortak basın toplantısının saati ertelendikçe ertelendi.
Hamas'a yakın olarak bilinen Katar ve Türkiye'den yetkililerle görüşüleceği haberleri gelmeye başlamıştı. Diplomatik girişimlerde sıkıntı yaşandığı açıktı.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Mısırlı mevkidaşı, Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Genel Sekreterleri hep birlikte Kahire'deki Fairmont Hotel'de kameraların karşısına geçmeden sadece dakikalar önce İsrail hükümetinin ateşkes teklifini reddettiği haberi İsrail medyasının manşetlerine taşındı.
Kerry Mısırlı ve ABD'li basın mensupları karşısında durumu izah etmeye çalışıyordu.
Açıklaması kısaca şöyleydi, "Ortada İsrail'e sunulmuş resmi bir teklif, nihai bir teklif ya da oylanmaya hazır bir teklif yoktu. Bunu çok açık ve net bilmemiz gerekiyor."
Kerry açıklamasında, "Görüşmelerimizde farklı fikirler ve olasılıklar üzerinde duruyorduk. Bazı şeylere karşı çıkan kişilerin gelişmelerin önüne taş koyduğunu her zaman görebilirsiniz" diyordu.
Kerry'e göre ateşkes teklifinin reddedildiği haberinin sızması da 'girişimlerin önüne taş koyma' çabalarından biriydi ve o anki koşullarda hiç de doğru bir eylem değildi.
'Hamas'ı kayırıyor'
Daha sonra ABD'li üst düzey bir yetkili de Kerry'nin açıklamalarına destek verdi ve ortada sadece Mısır'ın ateşkes teklifine dayanan bir 'taslak' olduğunu ifade etti.
O basın toplantısından bu yana İsrail medyası Kerry'i Hamas'ı kayırmakla suçluyor. ABD ise, İsrail medyasının yaklaşımını 'saldırgan' olarak niteliyor.
ABD 'terörist' olarak kabul ettiği Hamas ile yakın gözükmemek için elinden geleni yapıyordu. Belki de bu yüzden Kerry daha önce planlasa da Doha'ya gitmekten vazgeçti.
Bunun yerine Hamas'ın arabulucuları Türkiye ve Katar ile tarafsız bölgede, Paris'te görüştü.
Cumartesi günü yürütülen görüşmeler sonucunda ABD, en muhtemel diplomatik senaryonun çözüme doğru kademeli ilerleme olacağını düşünüyor.
En ufak ateşkesten faydalanıp görüşmeleri bir adım öteye taşımak için gayret etmek temel amaç haline geldi.
Ancak ABD bu görüşmelerin ne kadar süreceğini de tahmin edemiyor.
Dışarıdan seyredenlerse müzakerelerin ne kadar etkili olabileceğini bilemiyor.