Gazili Ayhanın acı itirafı
Abone olEn yüksek oyu aldı Sezer atamadı, dört yıllık bir aradan sonra tekrar seçimle iş başına geldi, geldiğinde ise...
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, dört yıl
yıl sonra tekrardan göreve geldiğinde üniversitede çok şeyin
değişmediğini söyleyerek, bu süreçte yaşanılanları anlattı.
Ayhan'ın en büyük üzüntüsü ise üniversiteye ait arazilerin çarçur
edilmesi!
Rıza Ayhan, Gazi Üniversitesi Kültür Merkezindeki kahvaltılı
basın toplantısında gazetecilerle bir araya geldi. Üniversitede,
yoğun bir rektörlük seçimi süreci yaşandığını anımsatan Ayhan,
''hangi adayı desteklerse desteklesin'' tüm üniversitelilerin
birlik ve dayanışma içerisinde çalışması gereken bir döneme
girildiğini söyledi.
''Üniversitelerin kavgayla hayatlarını sürdüremeyeceklerini''
vurgulayan Ayhan, ''Artık ben yok, biz var. Ağaç dallarıyla gürler.
Biz de dallarımız olan öğretim üyelerimiz, öğrencilerimiz ve diğer
çalışanlarımızla gürleyeceğiz'' dedi.
Ayhan, ''bana oy verdi, vermedi'' ayırımı yapmadan herkesle
çalışacağını belirterek, bir önceki rektörlük döneminde bunun
örneklerini sergilediğini anlattı.
Gazi Üniversitesini, uluslararası alanda daha tanınır bir hale
getirmek için çalışmaları yoğunlaştıracaklarını belirten Ayhan,
AB'nin ilgili fonlarından daha fazla yararlanmaya yönelik
çalışmalar yapılacağını söyledi.
Türkiye'ye gelen yabancı öğrenci sayısını arttırmanın yollarının
aranması gerektiğini ifade eden Ayhan, ''Bu nedenle bizim batıdaki
üniversitelerle mücadele edebilecek hale gelmemiz gerekiyor. Bunun
için 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun günümüz şartlarına göre
yenilenmesi gerekiyor. Üniversitelerin artık devletten, hazineden
geçinir halden çıkarılması gerekiyor. Kanunda yapılacak
değişiklikle üniversitelerin sanayi kesimiyle işbirliği yapmasının
önünün açılması gerekiyor'' diye konuştu.
Yapacağı çalışmalar hakkında da bilgi veren Ayhan, araştırma
projelerinin sayısını arttıracaklarını, öğrencilerin yurt
sorunlarının çözümü için çalışacaklarını ve öğrencilere burs
imkanları sağlayacaklarını anlattı. Bu bursların, ''karşılıksız''
olmayacağını vurgulayan Ayhan, ''Öğrencileri bedavaya
alıştırmamalıyız. Bursun karşılığı nasıl olabilir? Örneğin, bizim
büyük bir kütüphanemiz var. Orada memur çalıştırmak yerine burs
alan öğrencileri çalıştırabiliriz'' dedi.
Ayhan, her türlü eleştiriyi dinlemeye hazır olduğunu belirterek,
''Bizi doğru yola yönlendirecek her türlü eleştirinin başımızın
üzerinde yeri var. Sırf eleştiri olsun diye yapılanları da yine de
sineye çekeriz'' diye konuştu.
REKTÖR SEÇİM SİSTEMİ
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ayhan,
bir gazetecinin, rektör seçim sistemiyle ilgili değerlendirmesini
sorması üzerine, ''hem atayanların, hem de seçilenlerin demokrasi
kültürüne hakim olması gerekiyor'' dedi.
Uygulanan sistemin tam anlaşıldığı kanaatinde olmadığını belirten
Ayhan, ''Önemli olan demokrasi kültürünün yerleştirilmesi. Mesela,
2 dereceli sistem getirebilir. Ama üniversitelerin rektör seçim
sistemi ötesinde daha büyük sorunları var. Öğretim üyelerinin,
çalışanların özlük hakları, ikinci öğretim durumu gibi'' diye
konuştu.
Bir başka gazetecinin ''Bir gazetede üniversitenizde harç parası
dışında her iki dönemde öğrencilerden toplam 60 YTL talep
edildiğine dair bir haber yayımlandı. İlgilenebildiniz mi?''
sorusunu Ayhan, bir gazetenin okuyucu köşesinde bu tip habere
rastladığını söyledi.
''O yazıyı yazan kişi, bizim gelişimizden hoşlanmamış anlaşılan''
diyen Ayhan, ''Ben böyle bir talimat vermedim. Zaten şu anda
üniversitede hiç öğrenci yok. Kimden para toplanacak? 2004 yılından
bu yana harç parası dışında para toplanması bir kanunla yasaklandı.
Benim dönemimde hiçbir nam altında para toplanmayacak'' diye
konuştu.
''ÜNİVERSİTEYİ BIRAKTIĞIM GİBİ BULDUM''
Ayhan, 4 yıl sonra tekrar göreve geldiğinde üniversitede ne gibi
değişiklikler gördüğünün sorulması üzerine, ''Büyük bir değişiklik
bulmadım. Bıraktığım gibi neredeyse'' dedi.
''Yapılmayanlardan çok yapılanlara üzülüyorum'' diyen Ayhan,
AOÇ'den alınan Çukurambar'daki 400 dönümlük arsanın kat karşılığı
müteahhitte verilmesinin üzücü olduğunu söyledi.
Arsanın, üniversitenin kullanım alanının geliştirilmesi amacıyla
alındığını anlatan Ayhan, ''Hastane ve çocuk hastanesiyle ilgili
çalışmalarda da hiç ilerleme olmamış. Yani hiç yabancılık çekmedim,
bıraktığım gibi buldum'' diye konuştu.
ÜNİVERSİTEDEKİ REKTÖRLÜK SEÇİMİ
Ayhan, bir önceki rektör seçimi ve bu dönem yapılan rektör
seçimiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, ''geçen
rektörlük seçiminde hem üniversitede hem de YÖK'deki seçimde
birinci sırada olduğunu'' ifade etti.
Buna rağmen, YÖK tarafından listeye alınmadığını anımsatan Ayhan,
bunun üzerine 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, YÖK'e bir
yazı gönderdiğini ve kendisinin listeye alınmamasına ilişkin somut
deliller bulunup bulunmadığını sorduğunu anımsattı.
YÖK'ün, kendisine gönderdiği cevap yazısının ardından Sezer'in,
Kadri Yamaç'ı rektör olarak atadığını anlatan Ayhan, şöyle devam
etti:
''Ben yine de somut deliller olup olmadığını öğrenebilmek adına
Cumhurbaşkanı'na mektup yazdım. Bana gelen cevapta, ''Benim mutlak
takdir yetkimdir'' deniliyordu. Bunun üzerine dava açtım. Bu dava
sonucunda YÖK'de birinci değil, 3. olduğum tescil edildi. Birinci
olduğum, elimde resmi yazı bulunduğu halde hep, 'yok, yok sen
üçüncü oldun' denildi. Sadece üzüldük.
Sayın Yamaç, son seçimde YÖK'de sadece 2 oy aldı. Demek ki
çalışmalarından memnun kalınmamış. Bunu siyasi olarak
değerlendirmek mümkün değil. Neden? YÖK'ün kompozisyonunu
değerlendirirsek eğer eski-yeni ayrımı gibi bir garabet içine
girersek yarı yarıya bölünmüş durumda. Siyasi olarak
değerlendirilse bile hiç değilse yarı yarıya alması lazımdı. YÖK
üyelerinin seçme hakkı var. Doğru mudur, yanlış mıdır tartışılır.
Ama kanun var. Yalın anlamda baktığınızda insanın nefsine ağır
geliyor. Herhalde Sayın Yamaç'ın nefsine de ağır gelmiştir.
Rektör seçimiyle ilgili kanun böyle. Bunu ben başlatmadım. Başladı.
Keşke başlamasıydı, üzülüyorum. İnsanın nefsine hoş gelmiyor. 'Bana
yapıldı kötü, başkasına yapıldı iyi) demiyorum, üzülüyorum. Kanun
değiştirilsin. 'Ama şimdi o dönemde bana yapıldı iyi, şimdi bana
yapıldı kötü'... O anlayışı da kabul etmek istemiyorum. O dönemde
güzel güzel bundan istifade ettiyseniz bu sefer her halde kabul
etmek mecburiyetindesiniz.''
Toplantıya, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Aktaş ve Gazi
Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Bahtiyar Akyılmaz da
katıldı.