Gazetecinin beysbol sopası korkusu
Abone olVatan yazarı Metin Münir’in sınıf arkadaşının gazeteci oğlu birkaç gün önce Münir'i arar. Elindeki haberi yayınlayıp yayınlamama konusund kararsızdır. Münir’e so
Münir'in baba nasihatı çektiği gazeteci haberi yapmaya karar
verir... Gerisini Metin Münir'den dinleyelim..
Beysbol sopası ile gazeteci...
Birkaç gün önce genç, yüz yüze hiç görüşmemiş olduğum bir gazeteci
telefon etti. Beni, babası sınıf arkadaşım olduğu için aradı
sanırım. Bir haber anlattı ve ne yapması gerektiğini sordu. Haber
şuydu. Güçlü bir müteahhit ve yatırımcı grubu değerli bir
gayrimenkulu elde etmişti. Denize nazır bir tepe ve amaçlarından
müteşekkil araziyi buldozerle emizlemişler, düzeltmişlerdi. Üzerine
pahalı villalar inşa edilecekti.
Ancak arazinin üzerinde ülkedeki en önemli Bronz Devri ören
alanlarından biri vardı. Zamanında, burada yapılan arkeolojik
kazılarda beş bin yıllık mezarlar ve muhteşem toprak eserler ortaya
çıkarılmıştı. Müzedeki en güzel eserlerden bazıları buradan elde
edilmişti. İkinci Dünya Savaşı dolayısıyla kazılar durdurulmuş, bir
daha başlatılmamıştı.
Buldozerlerin rahatsız ettiği yerlerde kazılmamış mezarlar vardı.
Buraya villa yapmak Efes'in veya Hattuşa'nın henüz kazılmamış
kısımlarına inşaat yapmaktan farksızdı.
Gazeteci haberi bütün boyutları ile araştırmış, eski eserlerden
müteahhide kadar herkesle konuşmuştu. Ama haberi yazmaya
korkuyordu. İşin içinde güçlü insanlar, milyonlarca dolarlık rantın
elden gitmesi ihtimali vardı.
"Beysbol sopasıyla dizlerimi kırmalarından korkuyorum!" dedi. "Bana
ne yapmayı tavsiye ediyorsunuz?"
Ona şu cevabı verdim: "Günün birinde her gazetecinin önüne bir
haber çıkar. Ondan sonra ne biçim bir gazeteci olarak hayatına
devam edeceği o haber ile ne yaptığına bağlıdır. Senin önünde şimdi
böyle bir haber var. Ya haberi unutacaksın. Ya da yazıp dizlerinin
beysbol sopası ile kırılma riskini alacaksın. Karar senin."
İyi gazetecilik yapabilmek için insanın sahip olması gereken birçok
özellik var. Bence bunlardan en önemlisi umursamaktır.
Haksızlıkları umursamak. Ensesi kalınlar tarafından ekmeği
gırtlağından çalınan fakir fukarayı umursamak. Güçlünün güçsüzü
ezmesini umursamak. Yalanı, aldatmacaları umursamak.
Gazeteci, toplumda haksızıkları ve adaletsizlikleri görüp
karşısında bir şey yapabilmeye muktedir ender bireylerdendir. Bu
durumu, ona büyük bir sorumluluk yükler.
Arkadaşımın oğlu haberi yayınladı. Haber gazetede çıkınca şöyle bir
şey oldu. Toplum, hiç farkında olmadan, ender bir şey kazandı: Bir
haberi yayınlamak için hayatını riske atmaya hazır bir gazeteci.
Haberi yayınlayan gazete de bir haberi yayınlamak için hayatını
riske atmaya hazır gazeteciler çalıştıran bir gazete haline
geldi.
Son günlerde herhangi bir gazetecinin dizlerinin beysbol sopasıyla
kırılmış olduğuna dair bir haber almadım. Zaten bizim memlekette
beysbol sopası pek bulunmaz.
Arazi konusu mahkemeye intikal etti. Başka bir aksilik çıkmazsa,
orası bütün insanlığın ortak servetinden bir parça olarak varlığını
sürdürecek.
Yazı: Metin Münir
Kaynak: www.vatanim.com.tr