Gazetecilikte yeni bir dönem
Abone olYeni TCK'yla birlikte basına getirilen kısıtlamalar, habercilik yapanları tedirgin ediyor. Yavuz Baydar, bu durumu gazetecilikte yeni bir dönem olarak yorumluyor.
Yavuz Baydar, başlıklı yazısında, yeni TCK'yla birlikte
gazetecikte yeni bir sürecin başladığına değindi. Baydar, bazı
hukuksal analizlere köşesinde yer verdi.
Yazı : Yavuz Baydar
Kaynak :
"Şimdi biz ne yapacağız?"
"Haberleri nasıl vereceğiz...
..ki yasalarla başımız derde girmesin?"
Sabah'ta yazı işleri toplantılarına son günlerde sıkça yansıyan
soru bu.
Haklı bir soru, çünkü TCK'da basın özgürlüğünü yeniden düzenleyen
maddeler ne getirecek, ne götürecek, henüz bilinmiyor.
Sabah'ta yeni düzenlemeyle ilgili olarak tüm birimlerle toplantılar
yapılıyor.
Yeni dönem, yeni tür bir gazeteciliğin mi habercisi?
Sabah Medya Grup Başkanı Kenan Tekdağ, hukukçu kimliğiyle konunun
önde gelen uzmanlarından biri.
Geçen gün "yeni dönem"i konuştuk.
HAKSIZ REKABET RİSKİ
Tekdağ, gazetecilik icraatı açısından en önemli noktaları şöyle
sıraladı:
* Maddeler çok yenidir. Hukukçulardan da çok farklı yorumlar
geliyor. Standartların sağlanmasında bazı güçlükler olacak.
Önümüzde yaklaşık üç yıl var. Ancak ve ancak Yargıtay'dan
içtihatlar geçtikten sonra uygulamalarda net bir yön göreceğiz.
* Örneğin bir gazetenin geçenlerde verdiği MİT Telefonları Dinlemiş
haberi, gizlilik taşıyan soruşturma belgesine dayandığı için, 285.
maddenin ihlali olarak değerlendirilebilir. Gazetenin "kamu yararı"
yargısının burada ağır bastığı açık ise de, 1.5 ila 4.5 yıla kadar
hapis istemiyle dava açılabilir. Savcı bu davayı açmazsa, yarın
başka benzer nitelikli bir davada ona neden dava açılmadığı
tartışılır hale gelecektir. Bir çalışma standardı oluşması için bu
yaklaşım gerekecektir.
* Sanırım yeni maddeler yüzünden ihlali göze alan ve almayan
gazeteler ayrımı ortaya çıkacaktır. Haksız rekabet riski
büyüktür.
* İftira ve hakaret yorumları muğlak, suiistimale açık, cezaları
çok ağır. İntihar (ve teşebbüsü) haberleri müthiş dikkatli,
tasarruflu, ayrıntısız bir anlatım gerektirecek. Bu üç alanda da
ciddi sorunlar yaşanabilir.
* Yepyeni bir haber dili gerekecektir. Ben Türkiye'de kullandığımız
haber dilinden zaten memnun değildim. Örneğin sanık kelimesine
adeta alerji duyulan bir anlayış söz konusuydu: Çünkü cazip
gelmiyor! Çok farklı bir dil, üslup ve anlatım tarzı
gelecektir.
* Alelacele toparlanıp çalakalem yazılmış, doğruluğu içeride çapraz
denetimden geçmemiş, asgari uzmanlık bilgisinden bile yoksun
bırakılmış gazetecilik dönemi bana göre artık sona ermiştir.
* Yeni dönemde esas görev yazı işleri müdürleri ve editörlere
düşüyor. Bir kere, bugüne kadarki dönemin, yeni yasadan bağımsız
olarak, sorunlu bir dönem olduğunu herkesin kabul etmesi gerekiyor.
Bunu kabul etmeden toplumun desteğini de almamız pek mümkün
görünmüyor.
* Haberlerde "fact-checking" (içerik denetimi) yapacak yeni bir
birim gerekebilir.
* Savcılar da yeni yasayı herkese eşitlik esasına göre
yorumlamalıdır.