Gazetecilerin Yeni TCK telaşı
Abone olYeni TCK'nın 1 Nisan'da yürürlüğe girecek olması gazeteciler arasında büyük bir telaş yarattı. Hakkı Devrim, bu teleşı değerlendirdi.
Hakkı Devrim, başlıklı yazısında Yeni TCK'yla meydana gelecek
değişiklikleri ele aldı. Devrim'in üstünde durduğu konu; gazeteciye
açılan hapis yoluydu.
Akşam saatlerinde Gürkan Zengin'in (CNN Türk'teki Editör
programında) Adalet Bakanı Cemil Çiçek'le yapacağı konuşmayı
elbette merak ediyorum (4 mart cumadan, yani dünkü günden söz
ediyorum). Editör'ü dinledikten sonra yazabilmeyi çok isterdim.
Malum, yeni Türk Ceza Kanunu 1 Nisan günü (Bu tarihi de muziplik
olsun diye mi seçtiler nedir!) yürürlüğe girecek. Gazetelerde,
gazetecilerde bir son dakika telaşı var, ciddî endişelerini dile
getiriyor, ama uyarılarına Ankara'dan bir cevap alamıyorlar.
Cemil Çiçek ağzındaki baklayı çıkararak Saygı Öztürk'e diyeceğini
dedi:
– Biz zamanında düşüncelerinizi sorduk. Kadın dernekleri geldi, ama
basın meslek kuruluşlarından ne gelen oldu, ne de şurasını
beğenmiyoruz, diyen... (Gözcü, 2 şubat).
Kendini haklı bulsa da, Adalet Bakanımızın içinin rahat olduğunu
sanmıyorum. Yarın, tasarının bir bir sayılan sakıncaları,
siyasetçiler ile gazetecilerin bir kere daha kanlı bıçaklı olmasına
yol açtığında, yukarıdaki sözünü tekrarlamakla yetinebilir mi?
Yirmi küsur tehlikeli çukur var tasarıda. Ve bunların dökümü,
mesleğin gerçek temsilcileri tarafından, mesela 25, 26, 27 mayıs
2004 tarihlerinde Ankara'da Tayyip Erdoğan, Beşir Atalay ve Cemil
Çiçek nam, Hükûmetimizin başkan ve üyelerine madde madde arz
edilmiştir.
2 temmuz tarihinde yazılı olarak Meclis Adalet Komisyonu'na
sunulmuştur. 13 eylül 2004 tarihinde ayrıca, yukarıda adı geçen iki
bakan ile Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan'a, AKP Grup Başkan
Vekili Salih Kapusuz'a ve dahi CHP Genel Sekreteri Önder Sav'a
iletilmiştir. (Kaynak, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti)
*
Tayyip ve Cemil Beyler! Ben bu köşeden öncelikle ikinize seslenmek
istiyorum; kehanete hiç ihtiyacı olmayan bir tahminde bulunmak
için.
Yirmi küsur maddesi basın mesleği açısından kusurlu bir ceza
kanunuyla birçok gazeteci hapse atılabilir. Atılacaktır da...
İktidardakilerin öfkesi ile burunları arasındaki mesafenin
kısalığını iyi bilenler var aramızda. Ben de bu bilginin yabancısı
değilim.
Bir iktidar için kendi mezarını kazmanın en emin yolu şimdi bu
yaptığınızdır.
Ama iş, bir iktidarın nöbeti bir diğerine devretme zorunda
kalmasıyla, hapse girmiş çıkmış gazeteciler kütüğüne yeni yeni
isimler eklenmesiyle kalmaz.
Türkiye, artık hak etmediğine inanmak istediğimiz yanlış bir geri
vites hamlesiyle daha sarsılır. Ve bu defa kaybı, geçmişteki
talihsizliklerinden çok daha büyük olur.
Dost ikazıdır.
*
İlavesi de var. Asıl kabahat biz basının eli tokmaklı
davulcularında! Vaktinde yeteri kadar gürültü etmediğimiz için...
Biz ki, canımız çektiğinde pireyi deve yapmakta üstümüze
yoktur.
Öyle Ankara'ya heyet ziyaretleriyle, bildiri iletimiyle, kurum,
kurul başkanlarının açıklamalarıyla birbirimize dert anlatmak ne
mümkün!
Kimin kime «Ayıkla pirincin taşını!» diyecek hali var ki!..
YAZI:Hakkı DEVRİM
RADİKAL