Gazetecilerin manşetlik kavgası
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın hangi manşete müdahale ettik sözleri sonrası gazetecilerin açıklamaları manşetlik yazılara konu oldu.
Başbakan Erdoğan'ın "Hangi manşete karıştık" sözleriyle
başlayan tartışma büyüyor. Fatih Altaylı'nın Sabah Gazetesi'nin
Genel Yayın Yönetmeni iken manşete nasıl müdahale edildiğini
anlatan yazısı sonrası dönemin Başbakanlık Danışmanı Akif
Beki, Altaylı'nın görevden alınmamak için aracılık etmesini
istediğini yazdı.
İşte bu sözler bugün Habertürk Genel Yayın Yönetmeni olan
Altaylı'yı çileden çıkardı.
Altaylı köşesinden "Yalana karşı zaruri bir yazı"
başlıklı yazı ile Beki'ye, "Üç paralık şerefin veya
haysiyetin varsa onun üzerine yemin eder misin?"
sözlerinin yer aldığı zehir zemberek bir yanıt verdi.
Tartışma bununla sınırlı değil. Sözlerinin Taraf gazetesinde
çarpıtılarak verildiğini öne süren Akif Beki de Ahmet Altan'a
yönelik bir yazı kaleme alarak, "O çok dem vurdukları
delikanlılık raconuna sığmadı. Güvenip sözümü emanet ettim size.
Olmadı be Ahmet Altan bu çarpıtmayı yakıştıramadım
Taraf'a" diye çıkıştı.
İşte Altaylı'nın o yazısı:
"Mehmet Akif Beki'nin TMSF'nin el koymasından sonraki dönemde
Sabah'ın bir manşet haberine müdahale etme girişimini olabildiğince
tarafsız ve duygulardan arınmış bir şekilde yazdım birkaç gün
önce.
Şimdilerde Doğan Grubu gazetelerinden birinde bir köşesi olan Akif Beki, bir gazete üzerinden yanıt vermiş. "Gazeteciler beni arar, Başbakanlık perspektifinden olaylara bakış alırlardı" demiş. Doğru. Başbakanlık sözcüsü zaten bunun için vardır. Arar sorardık. Sonrasında da eklemiş, "Altaylı beni arar, görevden alınmamak için aracılık isterdi. Ben de görevden alınmasını engellerdim".
Ey Akif Beki, kutsal bildiğin bir şey var mı bilmiyorum ama eğer varsa onun üzerine yemin eder misin benim seni arayıp böyle bir şey istediğime dair.
Üç paralık şerefin veya haysiyetin varsa onun üzerine yemin eder misin?
1 Nisan günü, yani Sabah ve ATV'ye hukuksuz biçimde el koyulduğu
gün olanları bire bir anlatayım, canlı tanıkları henüz hayattayken.
Gazeteye el koyulduğu gün, gazetenin sahibi ve üst yönetimi ile bir
toplantı yaptık. Ben istifamı hazırladım. Daha sonra o zamanki TMSF
Başkanı Ahmet Ertürk aradı.
"Fatih Bey, yapılan işlemin editoryal tarafla bir ilgisi yok. Sizden ricamız gazetenin başında kalıp yönetmeye devam etmenizdir" dedi.
Ben buna Turgay Ciner'le birlikte karar vereceğimi söyledim. Turgay Bey'le konuştuk. O haklılığına ve olayın yargıdan döneceğine emindi. "Sen görevini sürdür. Nasılsa bir süre sonra burayı bize geri verecekler. Sen burada kalırsan gazete de fazla zarar görmemiş olur" dedi. Bu sözlerin ve yazı işlerindeki arkadaşlarımın da isteği üzerine görevde kaldım.
İki gün sonra Başbakan Erdoğan'la birlikte Suriye'ye, Halep'e gittik. Fenerbahçe'nin oynayacağı bir dosluk maçı için. Yolda da Başbakan Erdoğan gazeteye hiçbir müdahale olmayacağını ve görevime devam etmemi rica etti.
Daha sonra TMSF'nin atadığı Genç Parti kuruculuğundan gelme Yavuz Onursal medya grup başkanı sıfatıyla kendince müdahalelere ve bizim yaptığımız işleri TMSF yönetimine şikâyete başladı. Yılmaz Özdil'in bir yazısı Onursal'ın müdahalesiyle gazeteden çıkarıldı.
Bunun üzerine istifa kararı aldık.
Tam o sırada Zirve Yayınevi cinayetleri işlendi. Mehmet Barlas geldi ve "Fatih istifaları birkaç gün erteleyelim. Bu konuyu da yazalım sonra bırakırız" dedi. İstifanın eşiğinde olduğumuz duyulunca Akif Beki ile konuştuk. İstifa etmememi rica etti.
Ben de kendisine "Yavuz Onursal burada kalırsa ben kalmam. Yavuz'u alın ben kalayım" dedim. "Halledeceğiz" dedi. Böyle bir şey yapmayacaklarını anladığım için de istifamı verdim.
O dönem yönetim kurulu başkanlığını yürüten Mehmet Akif Yaşin'e çıktım ve "Ben bırakıyorum" dedim. Çok üzüldüğünü ama doğrusunun bu olduğunu söyledi. "Zaten sizden ciddi bir rahatsızlık duymaya başlamışlardı. Bırakmasaydınız bir süre sonra TMSF zaten sizi görevden alırdı" dedi.
Ertürk de hayatta Yaşin de.
Canlı, yaşayan tanıklar.
Yalan söyleme Akif beki kardeşim.
Ben hayatımda kimseden bir şey istemedim.
Senden mi isteyeceğim!
BEKİ: OLMADI BE AHMET ALTAN...
Hükümetin gazetelere müdahale ettiği tartışması Akif
Beki'ye dayandırılarak Taraf gazetesinin manşetine, 'Manşeti
değiştir Fatih' başlığıyla taşınmıştı. Haberde Beki'ye atfen,
'evet müdahale oldu' sözlerine yer verildi.
İşte bu sözler de Beki'yi çok kızdırdı. Beki Altan'a yönelik sert
bir yazı kaleme alarak şunları söyledi:
- Taraf Gazetesi dün sanki Fatih Altaylı'nın manşete müdahale
iddiasını kabul etmişim gibi yansıtmış. Bir defa Ertuğrul Özkök'ten
daha iyi anlaşırdım Fatih'le. O
dönemdeki görevim itibarıyla Fatih beni hiç üzmezdi ki zaten.
Herkes işinin gereğini yapardı. Niye aramızda müdahale gibi
lüzumsuz bir tartışma yok yere yaşansın? Dolayısıyla abes bir
tartışma bu.
- Taraf'a gelince, söylemediğim sözler söylemişim gibi yazılmış. İçerideki haberle manşette
söylediklerim birbirini tutmuyor. Çünkü manşette bana atfedilen
'evet müdahale oldu' ifadesini onlar uydurdu. Ne diyeyim şimdi ben
buna. O çok dem vurdukları delikanlılık raconuna sığmadı. Güvenip
sözümü emanet ettim size. Olmadı be Ahmet Altan bu çarpıtmayı
yakıştıramadım Taraf'a.