Gazetecilere TCK eleştirisi
Abone olGazetecilerin Yeni TCK tartışmaları sürüyor. Mersin'de yaşanan tartışmada Avukat Fikret İlkiz, gazetecilerin bu konuda çok pasif kaldığını belirtti.
Basın hukuku konusunda uzman olan Avukat Fikret İlkiz,
gazetecilerin yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) konusunda gerekeni
yapmadıklarını söyledi. İlkiz, gazetecilerin kendi sorunlarına
uzak, basın ve ceza kanunları konusunda da bilgisiz olduğunu öne
sürdü. Mersin Barosu tarafından, Avukatlar Haftası etkinlikleri
kapsamında düzenlenen, "Yeni Türk Ceza Kanunu-Basın Yayın Fiilleri
ve İfade Özgürlüğü" konulu konferans, Mersin Taksim Group Otel'de
yapıldı. Avukat Fikret İlkiz'in konuşmacı olarak katıldığı
konferansın açılışında söz alan Mersin Baro Başkanı İsa Gök, yasada
yer alan 25 maddenin, basın yoluyla yapılanlardan kaynaklandığını
söyledi. Yeni TCK'nın hata, eksik ve yanlış saplamalarına rağmen,
iyi bir yasa olduğunu belirten Gök, "Telefon dinleyen, şantaj
yapan, adliyeye ifade vermeye geleni suçlu ilan eden, kişilik
hakları ve özel yaşama müdahale eden, televole türü yayınlarla
toplumsal değerleri rencide eden tutumlar, TCK'nın basınla ilgili
yeni düzenlemelerini getirmiştir. Yasayı hazırlayan komisyon belki
kantarın topuzunu kaçırdı, belki gazetecilik yapmak isteyenleri
engelleyen maddeler koydu. Ama umarım 1 Haziran'a kadar topuzun
ayarı düzeltilir" dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve
birçok yayın kuruluşunun hukuk danışmanı, Anadolu ve İstanbul
Üniversiteleri İletişim Fakülteleri'nin Öğretim Görevlisi İlkiz,
konferansına gazetecilerin hak ve sorumluluklarıyla başladı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) yayınladığı, "Türkiye
Gazetecilerinin Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi"nden söz eden
İlkiz, gazetecilerin ifade özgürlüğünün bu bildirgede altı çizilen
sorumluluk ve meslek ilkeleriyle sınırlanabileceğini söyledi.
Gazetecilerin yasada yer alan düzenlemeler konusunda gerekeni
yapmadıklarını belirten İlkiz, "Tasarıyı hazırlayan komisyon,
bizden tüm yasaya ilişkin rapor istedi. 2 kez rapor verdik, bir de
alt komisyonda sözlü bildirimde bulunduk. Ama gazeteciler gerekeni
yaptı mı derseniz, hayır derim. Gazeteciler kendi sorunlarına karşı
duyarsızlar. Bu zayıf örgütlenmelerinden, basın ve ceza kanunlarını
bilmemelerinden kaynaklanıyor. Örneğin yeni basın kanunu, 26
Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe girdi. Ama çoğu gazeteci, kanunu
bilmiyor" şeklinde konuştu. 5187 Sayılı Basın Kanunu'nun, Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinin aktarılmış hali
olduğunu belirten İlkiz, 'Haber kaynağını açıklamama hakkını'
kuraldan yasal güvenceye getirildiğini söyledi. Daha sonra yeni
TCK'nın basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili maddelerini tek tek ele
alan Fikret İlkiz, yasanın 6. Maddesi'nde tanımı yapılan,
'basın-yayın yoluyla' kavramının yazılı, görsel, işitsel,
elektronik tüm yayınları kapsadığına dikkat çekti. İlkiz, yeni
yasanın suçta 'kast' arayacağını vurguladı. Basın ve ifade
özgürlüğü hukuku uzmanı İlkiz, TCK'nın 'hakaret' suçunu belirleyen
125., haberleşmenin gizliliğinin ihlali ile ilgili 132.,
kişilerarası konuşmaların dinlenmesi ve kaydedilmesine ilişkin
133., özel yaşam alanını düzenleyen 134. ve adil yargılanmayı
engellemeye teşebbüsü düzenleyen 288. Maddeleri üzerinde özellikle
durdu. 125. maddede, 'bir olgu oluşturma ve yakıştırma'
kavramlarının ceza kapsamına alındığını belirten İlkiz, bu iki
kavramın herkese göre değişeceğini, bu nedenle değişmesi
gerektiğini söyledi. Yasanın, 'Topluma Karşı Suçlar' bölümünde yer
alan maddelerin Terörle Mücadele Yasası'ndan daha sert olduğunu öne
süren İlkiz, bu maddelerle, yargı-basın ilişkilerini düzenleyen
288. Madde'nin mutlaka değişmesi gerektiğini ifade etti.