Gazetecilere hapis yolu açıldı
Abone olYeni TCK'nın 1 Nisan'da getireceği değişiklikler gazetecilere hapis yollarını açıyor. Gazeteciler, şimdiden bu konu üzerine düşmeye başladılar.
Ferai TINÇ "Gazateciye hapis" başlıklı
yazısında 1 Nisan'da yürürlüğe girecek olan Yeni TCK'yı
eleştirdi.
İŞ bittikten sonra, Türk Ceza Yasası’ndaki yeni düzenlemelerin
basın özgürlüğünü çok ciddi biçimde tehdit ettiğini fark ettik.
Türk Ceza Yasası değişti, onaylandı. 1 Nisan’da yürürlüğe
giriyor.
Biz yeni uyanıyoruz.
Oysa kadın örgütleri, Türk Ceza Yasası değişirken kuş uçurtmadılar.
Tasarı Alt Komisyon’da görüşülürken adım adım izlendi. Tartışmalar
gazetelere yansıdı, kamuoyu yaratıldı.
Kendileriyle ilgili maddelerin tartışılmasından, oylanmasına kadar
her adımda, kadınlar haklarını savundular. Eksikleri ve eleştirilen
yönleri olmasına rağmen, Türk Ceza Yasası kadınlar açısından bir
zaferdi.
Kadınların gösterdiği sivil toplum refleksini biz, gazeteciler
gösteremedik.
Gerek Basın Yasası, gerek Türk Ceza Yasası ile ilgili hazırlıkları
teflon bir ilgisizlik içinde izledik. Bazı meslek örgütlerinden
çıkan cılız sesler içimize işlemedi.
Gazetecilere, habere, basın özgürlüğüne, şeffaflığa, halkın haber
alma hakkına tahammülü olmayan zihniyetin ürünü olan bu maddeler
elimizi kolumuzu bağlayınca durumun ciddiyetini ancak fark
ediyoruz.
* * *
ÖNCE Çakıcı, Yargıtay ve MİT ile ilgili haberleri yazarak, bu tuhaf
ilişki ağını kamu oyuna duyuran Milliyet Gazetesi muhabirleri Tolga
Şardan ve Gökçer Tahincioğlu hakkında ceza davası açıldı.
Cılız tepkilerle geçiştirdik.
Gerekçe, 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele
Kanunu’na muhalefet. Yasanın 10’uncu maddesinde yer alan gizlilik
kararını ihlaldi.
İki gün önce, Hürriyet Gazetesi’nden arkadaşlarımız Toygun Atilla
ve Çetin Aydın da, Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan
Yalçınkaya ile Sedat Peker’in bir adamı arasında geçen telefon
görüşmelerini haber yaptıkları için, Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz
Necdet Tatlıcan ile birlikte aynı maddeye takıldılar.
Yeni yasamız sayesinde, çetecilerden önce, ilk dava çeteleri haber
verenler aleyhinde açılıyor.
* * *
KOPENHAG Kriterleri’ni Ankara kriterleri haline getirdik’ diyen
hükümetin imzasını taşıyan yasalarla basına getirilen kısıtlamalar
hiçbir demokratik ülkede yok.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, bu konuda bir açıklama yaptı ve
yeni Basın Yasası’nda basın yoluyla işlenmiş suçlara ceza vermeme
ilkesinin kabul edildiğini, buna karşın ‘Yeni Türk Ceza Yasası’nın
gazetecilere 23 ayrı suçtan hapis cezası verilmesini hükme
bağladığını’ söyledi.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, yeni TCK’nın 26
maddesinin yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
Ama sorun sadece TCK değil. Basın Yasası’nda da sorun var.
Hakaret davalarına bakın. Cumhuriyet’in karikatüristi Musa Kart,
Başbakan’ı kedi şeklinde çizdiği için 5 milyar lira para cezasına
çarptırıldı. Yeni Basın Yasası’nın hakaret suçunu yorumlayışı ve
öngördüğü ceza miktarı, eleştirmeyi bile imkansız hale getirecek
biçimde. Özellikle yerel medyanın bu koşullarda nefes alması mümkün
değil.
* * *
BASINDAN sorumlu Devlet Bakanı Beşir Atalay dahil birçok yetkili,
şikayetleri dile getirdiğim zaman açık ya da üstü örtülü biçimde
‘Yasa çıkarken neredeydiniz?’ diyor.
Neredeydik?
Örgütlerimizden elimizi eteğimizi çekerken, meslek ahlakından dem
vurarak aslında en iyinin kendimiz olduğunu kanıtlamaya çalışırken;
sorumluluklarımızı, ne meslek ne de meslektaşlarımızı ama sadece
kendimizi koruyan ‘mevkiler’ haline getirirken sahi biz
neredeydik?
YAZI:Ferai TINÇ
HÜRRİYET