Gazetecilere açık çağrı!

"İtidal çağrısı" yazısıyla "EY medyamızın ‘cefakár’, ‘vefakár’, ‘kanaatkár’ ve de ‘vurduğu yerden ses getiren’ müthiş insanları..." diyerek sözlerine başlayan Ahmet Hakan, tabii ki televizyonculuk tecrübesini konuşturuyor:

Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr

-Ey sevgili dostlar, aziz arkadaşlar...

Lütfen biraz sakin olun, biraz durun ve de durulun.

Çünkü olay, ayıp sınırlarına dayanmıştır.

Unutmayalım ki:

Son tahlilde ‘Sayın seyirciler... Bugün Türkiye’de ve dünyada şunlar ve bunlar oldu’ diye yapılan bir işten, yani ‘haber sunuculuğu’ndan söz ediyoruz.

Ne ‘Dünyayı Kurtaran Adam’ filmi çekiliyor, ne arenada gladyatör dövüştürülüyor. Öyleyse ip üstündeki cambazı ‘düştü/düşecek’ diye izleyenlerden ve zevklenenlerden olmayalım.

Ne yani?

Her şeyi ‘izlenme oranı’ adı verilen o kıytırık ölçüte dayayıp, ‘vahşi rekabet’in türküsünü mü çığıracağız?

‘Başarı’ dediğimiz şey neyin başarısıdır Allah aşkına?

Can Tanrıyar’ın yıllardır ‘Reyting kralı’ olduğu bir álemde, ‘Bir numara’ olsan ne olur, ‘33 numara’ olsan ne olur?

Yok, Mehmet Ali Birand, Ali Kırca’yı dövermiş...

Yok, Ali Kırca, Birand’ı iki seksen uzatırmış...

Ne oluyor yahu!

Türkiye’de ‘Televizyon haberciliği’ dendiğinde akla gelen ilk iki ismi bu şekilde harcayacağız da elimize ne geçecek? Sanki her akşam ‘ana haber bültenleri’nde ‘hayatın sırrı’ filan açıklanıyor!

Son tahlilde yapılan iş ortadadır.

Yani demem o ki sevgili dostlar, lütfen şu ‘abartma’ huyumuzdan vazgeçelim...

Ve bırakalım da adamlar işlerini yapsın.