Gazeteciler töhmet altında
Abone olBOTAŞ skandalı ile ilgili düzenlenen rapora bir gazetecinin de ismi karıştır. Arabulucu olarak görev yapan gazetecinin isminin verilmemesi, medyayı töhmet altında bıraktı.
Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından hazırlanan ve medyaya
yansımayan bir rapor, gazetecileri töhmet altında bıraktı. Bu
raporu Yeni Şafak yazarı Şamil Tayyar köşesine taşıdı.... BOTAŞ'a
genel müdür atatmak isteyen gazeteci Enerji sektöründeki yolsuzluk
iddialarını inceleyen TBMM Soruşturma Komisyonu, iki eski bakanla
ilgili raporunu tamamladı. Komisyona bilgi veren çok sayıda uzman
veya bürokratın açıklamaları ise komisyon raflarına sıkışıp kaldı.
Tutanakların önemli bölümü, basına yansımadı. Bu tutanaklardan
birini kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. BOTAŞ eski Genel Müdürü
Gökhan Yardım, "DSP'li bir grup başkanvekili, kafasına silah sıkan
eski bir bakan ve bir gazeteci, BOTAŞ Genel Müdürlüğü'ne Necdet
Pamir'i atamak istediler. O dönemin Enerji Bakanı Ziya Aktaş, bu
atamaya şiddetle karşı çıktığı için gerçekleşmedi" dedi. Yardım'ın
sözünü ettiği dönem, Ecevit başkanlığında 18 Nisan 1999
seçimlerinden önce kurulan azınlık hükümeti dönemi. Başına silah
sıkan eski bakan, Hikmet Uluğbay. Sözü edilen grup başkanvekili ise
Ali Günay veya Fikret Uzunhasan. Ancak burada benim üzerinde
durduğum konu, bu "iş bilen" gazetecinin kimliği. Bir gazeteci,
BOTAŞ'a genel müdür atamak için neden kulis yapar? Son yılların en
büyük yolsuzluk iddialarının gündeme geldiği enerji sektörünün
dinamosu BOTAŞ'a genel müdür atama gayretini neyle açıklamak mümkün
olabilir? Baku-Ceyhan, Irak-Türkiye, Ceyhan-Kırıkkale,
Batman-Dörtyol, Şelmo-Batman ham petrol boru hatları, Rusya-Türkiye
(Mavi Akım) doğal gaz boru hattı, sıvılaştırılmış doğal gaz
terminalleri ve milyar dolarlarla ifade edilen doğalgaz ticaretini
hatırlayınca, BOTAŞ'ın ne kadar "stratejik" bir kurum olduğu
sanırım daha iyi anlaşılır. BOTAŞ eski genel müdürüne düşen, bu
gazetecinin kimliğini deşifre etmesidir. Siyasiler, bürokratlar
ensesinde hakim ve savcıların nefesini hissederken, ihale peşinde
koşan veya "stratejik" kuruluşlara atamayla uğraşan gazeteciler de
mutlaka bir "bedel" ödemelidir. Yazı: Şamil Tayyar Kaynak:
www.yenisafak.com.tr