Gazeteci Selahattin Duman hayatını kaybetti
Abone olGAZETECİ Selahattin Duman, hayatını kaybetti. 71 yaşındaki Duman bir süredir sağlık sorunları yaşıyordu.
Gazeteci Selahattin Duman, sabaha karşı hayatını kaybetti.
Geçtiğimiz yıl İzmir’de bir trafik kazası geçiren Duman uzun süre
yoğun bakımda kalmıştı.
Selahattin Duman, uzun yıllar Sabah Gazetesi’nde ve Vatan Gazetesi’nde yöneticilik ve köşe yazarlığı yaptı. Komser Şekspir, Romantik ve Bir Erkeğin Anatomisi filmlerinde rol aldı. Son olarak Oksijen Gazetesi’nde yazmaya başlamıştı.
''19 gün sürecek yoğun bakım çilem
başladı''
Selahattin Duman’ın geçirdiği kazayı anlattığı yazısından bir
bölümü şöyle: ” (…) Bir ameliyat daha oldum mu hiç hatırlamıyorum.
Kırpık kırpık görüntüler gözümün önüne gidip geliyor. Bildiğim
kadarıyla anestezi uygulamadılar. Kırık sol kolumu açtılar.
Neşterin kemiğe sürtmesiyle “Kırt! Kırt!” diye sesler
geliyordu.
Sonunda çile bitti. Beni yoğun bakıma altı okka ettiler. Buraları da hep hayal meyal. Akşamın bir vakti, şeytanın avrat boşadığı saatlerde benim 19 gün sürecek yoğun bakım çilem başladı.
Yoğun bakım servisleri, askeriye koğuşu düzeninde. Sıra sıra
dizili yataklar, çeyiz sandığında açılacağı günü bekleyen çarşafın
danteli gibi.
Tepemizde oksijen maskeleri, serum şişeleri, ilaç torbaları, damarlara girmiş iğneler, Kızılay bağış rozeti gibi göğüs mıntıkasına yapıştırılan elektrot başlıkları. Şekil olarak tamamız. Azrail koğuşa girse taşıdığımız aksesuarlara bakarak sıranın kimde olacağını bilir.
Arada bir yeni müşteri geliyor. Yani hasta. Altı tekerlekli yatakları sıklaştırıp, araya bir yataklık yer açıyorlar. Hasta oraya tıkıştırılıyor.
Yoğun bakımdaki ikinci, üçüncü günüm müydü ne. Benim yatağı az öteye iteklediler. Arada kalan boşluğa yeni somya kurdular. Üstüne de bir teyze koydular. “Teyze” dediğime bakmayın, kadın ölümsüzlüğün sırrını çözmüş gibi. Kafada da 14 dikiş.
Torba ilçesinden getirmişler. Tahminlere göre merdivenlerden yuvarlanmış. Kafayı da öyle kırmış. Sese koşan komşuları bulmuş, ambulans çağırmışlar.
“Teyze” ilk gecesinde gayet mülayimdi. Gelininin eline bakan kaynana gibiydi. Ne olduysa İzmir'deki torununun gelmesiyle oldu. Kısmen hafızası yerine gelen “Teyze” olayı kavgaya bağladı. Bağırıyor, çağırıyor. Derken hemşirelerin bir boş anını kollayıp yataktan kaçıyor. Ver elini koridorlar.
İçindeki ses “Yüreğinin götürdüğü yere git” diyor ama koğuştaki dış ses “Anca gidersin” diyor. (…) ”