Gazeteci baba acı kazayı yazdı
Abone olOğlu Amsterdam'da düşen THY uçağındaydı. Gazeteci baba Rahim Er, 6 aydır dinmeyen acısını yazdı...
25 Şubat 2009... Hollanda'nın Amsterdam kentine inişi
sırasında yere çakılan THY uçağı 9 kişiye mezar olmuştu. O uçaktan
yaralı kurtulanlar arasında Türkiye Gazetesi Yazarı Rahim Er'in
oğlu da vardı.
Cüneyd Er, hala Amerika'da tedavi görüyor. 6 ay önce oğlunun bindiği uçağın düştüğü haberini aldığında dünyası yıkılan Rahim Er, 6 aydır dinmeyen acısını kaleme aldı... Er, yazı dizisinin ilk bölümünde acı haberi nasıl aldığıklarını anlattı.
SABAH 05.30'DA KALKIP DUA ETTİM
Rahim Er, uçağın kalktığı sabah daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yaparak güne başlamış:
"Cüneyd, iş icabı sık seyahat ediyordu. Ankara’da Avrupa
Konseyinde çalışmaktaydı. Doktora çalışması için gidiyordu. Leiden
Üniversitesinde Adli Bilişim üzerine doktora yapmaktaydı. Nedendir
bilmiyorum. Bu defa sabah erkenden ona dua için kalktım. Daha
05.30’du. Daha sabah ezanları okunmamıştı. Abdestten sonra telefon
açtım, telefonu cevap vermedi. Sonra namaza durdum, bitince dua
ettim:
- Ya Rabbi! Sıhhat ve selametle gidip gelmesini lutfeyle."
FERRARİ FABRİKASINDA
Birçok sosyal
faaliyetinin yanı sıra motor sporlarına da ilgi duyan Cüneyd Er
(sağda), aynı zamanda www.TurkiyeF1.com internet sistesinin de
kurucularından. Ferrari firması Er’i, 2003 yılında İtalya’nın Monza
şehrindeki fabrikasına davet etmişti...
Gazeteci baba, evinde köşe yazısını yazdığı sırada acı haberi aldı:
Telefonum çaldı. Arayan Haber Kuşağı.com’un yazı işleri müdürü
Yasin Duvan’dı. “Efendim, Amsterdam’da bir THY uçağı düşmüş” dedi.
“Ne diyorsun Yasin, o uçakta Cüneyd vardı?”
dememle salona koşup televizyonu açmam bir oldu. Canlı yayın vardı,
uçak görüntüleri, dumanlar. O korkunç an yaşanıyordu. Eşim,
sanki kalbinden vurulmuştu. “Yavrum” diyerek dövünüyordu. Bir
mustarip annenin o halini anlatmak imkansız. Sonra o “yavrum”
kelimesini Amsterdam’a giderken uçakta yol boyu tekrarlayıp durdu.
Dünyanın en güzel “yavrum” nidasını işitiyordum.*
70 MİLYONU TESKİN ETTİNİZ
"Biz, eşim, bacanağım, baldızım Mürüvvet Sağırlı Fatih’ten; Ömer
Levent’ten hareket ettik.
Yoldan THY basın danışmanı Ali Genç’i aradım. Kazazede yakınlarının
Amsterdam’a gitme meselesini konuştuk. Onlar da bunun
hazırlığındaymış Genel müdürlük binası önüne gelip arabadan
indiğimde bir gazeteci ordusu ortasında kaldım. Onlara ne
konuştuğumu hiç hatırlamıyorum. Fakat üç hafta kadar sonra Zeki S.
Çakır, “Hep hastane ortamında olmaz! Bir hava al!” ısrarlarıyla
Sultanahmet lokantasına götürdüğünde, lokanta sahibi “Siz o
konuşmanızla 70 milyonu teskin ettiniz” dedi. Öyle mi, değil mi
bilmiyoruz, ama o lokantacının biz lokantadan ayrılıp 15 metre
kadar uzaklaştığında, arkamızdan koşarak “Cüneyd’in annesinin ismi
neydi, Eshab-ı Bedr okuyacağım” demesini hiç unutamam."
İLK ARAYANLARDAN BİRİ BAŞBAKAN OLDU
"Zorlukla THY genel müdürlük salonuna geçtik. Ortalık ana-baba
günüydü. Bizi çeşitli yerlerden sürekli olarak eş-dost aramaktaydı.
İlk arayanlardan biri de Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan oldu. Bu ara
televizyonlar da bize bağlanmak istiyordu. Hiç birini kabul
etmedik. Gelen haberler çelişkiliydi. “Cüneyd’i merak etme,
kendisiyle konuşmuşlar, otele alınmış, istirahat ediyor” demekten
daha başka bir sürü sözlere kadar birçok şey duyuyorduk."