Garipoğlu'nun evindeki para aranıyor
Abone olMünevver Karabulut'un öldürülmesiyle ilgili davada bu kez de evde bulunduğu iddia edilen para gündeme geldi!
Münevver Karabulut'un öldürülmesiyle ilgili olarak
tutuklu yargılanan Cem Garipoğlu'nun evinde cinayet günü bulunan
bir miktar parayı tutanaklara geçirmedikleri ve güvenlik kamerası
görüntülerini yeterince incelemedikleri iddiasıyla haklarında dava
açılan 6 polis memuru ile görüntüleri sildikleri öne sürülen 3 site
görevlisinin yargılanmasına başlandı.
Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz
sanıklar polis memurları Sami Avcı, Ahmet Burak Demirbaş, Gökmen
Karadağ, Tayfun Kayın, İhsan Körpınar ile Garipoğlu ailesinin
oturduğu villanın bulunduğu sitenin yöneticisi Ufuk Yemişci ve
bahçıvanlar Yusuf Palta ile Refik İmamoğlu katıldı.
Sanıklardan Murat Durmaz'ın katılmadığı duruşmada Münevver
Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut ile taraf avukatları da hazır
bulundu.
Kimlik tespitinin ardından savunması alınan polis memurlarından
İhsan Körpınar, cinayetin işlendiği gün A bölgesinde çalıştığını
belirterek, maktulün cesedinin bulunduğu yer başka bir bölge
olmasına rağmen, olay yerinin Bahçeşehir'deki bir adres olarak
belirtilmesi üzerine, Mahmutbey gişelerde başka bir ekiple
buluşarak söz konusu adrese gittiklerini söyledi.
Bu adresin jandarma bölgesinde olmasından dolayı, jandarma
karakoluna da uğrayıp, buradan bir ekibin de dahil olmasıyla olay
yerine gittiklerini anlatan Körpınar, "Karakolda Jandarma Komutanı,
yeni gelmesi nedeniyle adresi bilmediğini söyledi. Sonra telefonla
bir komutanını arayarak adres tarifini aldıktan sonra buradan
çıkarak cinayetin işlendiği villaya ulaştık. Burada kaybedilen
zaman yaklaşık 5-10 dakikadır" dedi.
Adreste yaptıkları arama sırasında, polis memurları Ahmet Burak
Demirtaş ve Gökmen Karadağ'ın villanın üst katında cinayette
kullanılan testere ile kanlı gömleklere rastladıklarını ifade eden
Körpınar, kendisi ve Murat Durmaz'ın alt katta arama yaptıklarını,
alt katta bir kurusıkı tabanca ele geçirdiklerini söyledi.
Körpınar, ekip amiri Sami Avcı'nın "üst katta bir miktar para
bulduğunu ve ev sahibine teslim ettiğini" kendisine söylediğini
belirterek, söz konusu parayı görmediğini ve miktarını da
bilmediğini kaydetti.
Arama tutanağında da isminin ve imzasının geçmediğini dile getiren
Körpınar, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.
"TUTANAĞA GEÇİRİLMEDİ"
Körpınar, müşteki avukatı Rezan Epözdemir'in, "olay yerine
gittikleri sırada gri renkli bir otomobil görüp görmediğini"
sorusuna "herhangi bir araba görmediği" yanıtını verdi.
Epözdemir'in, "villada para bulunduğunun neden tutanağa
geçirilmediği" yönündeki sorusuna da Körpınar, söz konusu paranın
olayla ilgisinin olmadığını ve suç delili sayılmayacağı
gerekçesiyle arama yönetmeliğinin 11. maddesi uyarınca tutanağa
geçirilmediğini söyledi.
Sanıklardan Sami Avcı da, olay günü ekip amiri olarak görev
yaptığını anlatarak, kendisinin de bir kız babası olduğunu ve
Karabulut'u o halde görmenin kendisini son derece üzdüğünü
kaydetti.
Cesedin görüldüğü yerdeki çantada Karabulut'un kimliğinin teşhis
edilmesinin ardından adres tespitinin bir an önce yapıldığını ve
Karabulut ailesinin evine gidildiğini belirten Avcı, "A' bölgesi
ekibiyle birlikte Mahmutbey gişelerde görüştük ve jandarma
karakolunda jandarma ekibiyle birlikte Garipoğlu'nun oturduğu
villaya gittik. Jandarma aracı bizim önümüzdeydi ve siteye girmek
isterken ters bir yöne girdi. Bu sırada gri renkli bir araba
yanımızdan geçti ama karanlık olduğu için içinde kimlerin olduğunu
ve arabanın markasını görmedim. Bu, villaya girmeden 5 dakika
öncesiydi" diye konuştu.
"KAPI ARALIĞINDAN KAN İZLERİNİ GÖRDÜM"
Villaya geldiklerinde çevrede güvenlik önlemi aldıktan sonra kapıyı
çaldıklarını belirten Avcı şunları kaydetti: "Anne Tülay Garipoğlu
ilk önce kapıyı açtı ve 'kimi arıyorsunuz?' diye sordu. Kapıyı
yarım tutuyordu. O aralıktan merdivenlerde kan izlerini gördüm.
Savcıyı aradım, o da, 'içeri girin' talimatı verdi. Önce içeride
Cem Garipoğlu'nu aradık. Evde testere ve kanlı gömlekleri bulunca
cinayet mahallinin burası olduğunu kesinleştirdik ve ince arama
yapmaya başladık evde arama yapan arkadaşlarımızdan Ahmet (Burak
Demirbaş) , 'Burada para var' dedi. Paranın kime ait olduğunu
sorduk, Tülay Garipoğlu da 'Eşimin' dedi. Biz de parayı kendisine
teslim ettik. İçinde ne kadar para olduğunu bilmiyorum."
Avcı, Cem Garipoğlu'nun kaçış güzergahını belirlemek için kan
izlerini takip ettiklerinde arka bahçeye gidildiğini
belirlediklerini anlatarak, arka bahçeye bakan bir güvenlik
kamerası görmesi üzerine arkadaşları Gökmen Karadağ"a bu kamera
kayıtlarını kontrol etmesini istediğini ifade etti.
Sitenin güvenlik görevlisinin kameranın bir yıldır çalışmadığını
söylemesi üzerine bu şekilde tutanak tutuklarını dile getiren Avcı,
yaptıkları titiz çalışma sonucu Cem Garipoğlu'nun kısa sürede
birinci derecede şüpheli olduğunun belirlediğini ifade edede
ederek, ellerinden gelen her türlü özveriyi gösterdiklerini
bildirdi.
Avcı, evde bulunan çantadaki para miktarının ne kadar olduğunun
tekrar sorulması üzerine, söz konusu paranın miktarını bilmediğini,
ancak gördüğü kadarıyla o paranın o evdeki yaşam standardına göre
makul bir para olduğunu söyledi.
Sanık Gökmen Karadağ ekip şefi Sami Avcı'nın kendisinden sitenin
arka bahçesine bakan güvenlik kamerasını kontrol etmesini
istediğini anlatarak, sitenin güvenlik görevlisiyle kamera
kayıtlarında baktıklarını ancak herhangi bir şeyin görünmediğini,
sitenin güvenlik görevlisinin de kendilerine bu güvenlik
kamerasının bozuk olduğundan dolayı kayıt yapmadığını söylediğini
anlattı.
Karadağ, para çantasının da evin giriş katındaki merdiven
aralığında korkuluklara dayalı halde bir valizin içinde olduğunu
belirterek, paranın miktarını bilmediğini kaydetti.
Sanık Ahmet Burak Demirbaş ise, paranın bulunduğu valizin
fermuarını ilk kendisinin açtığını ve üst taraflarda avroların
olduğunu gördüğünü ifade ederek, valizdeki paranın iddia edildiği
gibi 700 bin avro olacağını tahmin etmediğini söyledi.
Arama sırasında dışarı çıkıp ekip araçlarından bir kağıt almak
istediğini anlatan Demirbaş, bu sırada sitenin girişine geldikten
sonra geri dönen gri renkli bir araç görüp şüphelendiğini, polis
arkadaşlarına telefon ederek aracın plakasını araştırmalarını
istediğini ve aracın Garipoğu şirketine ait olduğunu öğrendiğini
belirtti.
Kendisi arama yaptığı sırada evin içinde Cem Garipoğlu'nun 4-5
yaşlarındaki küçük kardeşini gördüğünü dile getiren Demirbaş, "Ona
'abin nerede?' diye sorduğumda, 'Abim 5 dakika önce babamla
birlikte dışarı çıktı' diye cevap verdi. Bu durumu hemen ekip şefi
Sami Avcı'ya bildirdim" şeklinde konuştu.
Sanıklardan Refik İmamoğlu da sitede bahçıvan olarak çalıştığını
belirterek, bilgisayarı açmasını dahi bilmediğini, hakkındaki
iddiaları kabul etmediğini söyledi.
Duruşmada söz alan diğer sanıklar da haklarındaki iddiaları
reddetti. Duruşma, eksikliklerin giderilmesi amacıyla
ertelendi.