Gandi'nin elindeki intihar mektubu
Abone olCHP lideri referanduma karşı çıkış nedenlerini anlattı. Ekonomi politikalarını eleştiren Kılıçdaroğlu kürsüde bir de intihar mektubu okudu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu referandumda istedikleri "hayır" oyunun gerekçelerini sıraladı. Anayasa değişikliğinin hak ve özgürlükleri arttırmak için yapılmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, “Bunların amacı Yüce Divan'dan kurtulmak için yargıyı ele geçirmektir” dedi.
Vatandaşlardan AKP'nin iki yüzlü politikalarına tutsak olmamalarını isteyen Kılıçdaroğlu, “Sandığa gidip sivil dikta heveslisi bu anayasaya hayır demeliyiz. Tıpkı 12 Eylül Anayasasına hayır dediğimiz gibi” dedi.
KÜRSÜDEN İNTİHAR MEKTUBU OKUDU
AK Parti hükümetinin ekonomi politikalarını yerden yere vuran Kılıçdaroğlu bunun kanıtı olarak da kürsüden Denizli'de bir işadımının intihar mektubunu okudu.
O mektupta "Ben iyi bir ticaret adamıydım. Yaşanan kriz beni ciğerimden vurdu. Ne çocuklarıma doydum, ne torunlarıma... İntihar ediyorum, intiharın sorumlusu ve suçlusu da Recep Tayyip Erdoğan’dır." yazıyordu.
BÜYÜME AK PARTİ YANDAŞLARA YANSIDI
Meclis'te milletvekillerine seslenen CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ilk gündem maddesi ekonomi oldu. Çiftçinin zor durumundan bahseden Başbakan Erdoğan’ın büyüme rakamlarını eleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
”Tarımda yaşanan sorunların çiftçiyi bunalttı. Başbakan mazot fiyatlarını akaryakıt vergilerini düşüreceği sözünü tutmamış. Biz söz veriyoruz. Mazotta Özel Tüketim Vergisini kaldıracağız.
Başbakan bugün olağanüstü büyümeden bahsetmiş. Ama bizim gördüğümüz şey bu büyüme vatandaşa yansımış değil. AK Parti yandaşlarına yansımış olabilir. Bir zamanların ünlü yüzlerce fabrikası icra yoluyla satılığa çıkarılmış. Bu rakamlara bakarak bu kıyaslama yapacağına Anadolu’ya baksın Anadolu kan ağlıyor.
İŞADAMININ İNTİHARINDAN BAŞBAKAN SORUMLU
Bir süre önce Denizli’de bir iş adamlarının içinde bulunduğu ekonomik koşullar nedeniyle intihar ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, bu olaya ilişkin "intiharın ’Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği politikalar nedeniyle gerçekleştiği ve buna ilişkin suç duyurusunun Söke Savcılığı’na yapıldığına’ dair bir not iletildiğini" söyledi. Konuyu araştırdığını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Dilekçeyi bulduk. Ali Hamza Karadağ, intihar etmeden önce bir mektup yazıyor ve yazdığı mektupta diyor ki ’ben iyi bir ticaret adamıydım. Yaşanan kriz beni ciğerimden vurdu. Ne çocuklarıma doydum, ne torunlarıma... İntihar ediyorum, intiharın sorumlusu ve suçlusu da Recep Tayyip Erdoğan’dır.’ Bu acı tablo bir savcının önünde duruyorsa...
KADER DEĞİL HÜKÜMETİN AYMAZLIĞI
Kılıçdaroğlu 30 işçinin hayatını kaybettiği grizu patlamasıyla ilgili raporları da grup toplantında açıkladı. Başbakan’ın kader sözünü eleştiren Kılıçdaroğlu, raporlarda TTK ve alt firmanın ihmallerinin ortaya çıktığını belirterek, “Yürütmenin başıysan gereğini yap" çağrısında bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun sözleri şöyle:
30 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği grizu patlaması için Başbakan kader dedi. Raporları çıktı. Raporda patlamada yüzde 30 oranında TTK'nun, yüzde 70 oranında alt işverenin kabahati var. Ölen işçinin kabahati yok. Alınmayan önlemler nedeniyle o işçiler ölürken siz bu işçileri ölümlere gönderene ne yaptınız. Başbakan "Ben yürütmenin başıyım" diyordu. Bizim anladığımız yürütme ile onun anladığı arasında fark yoksa bu soruya yanıt vermeli.
15 ihmal sayılıyor. Bu rapordan sonra Başbakan TTK ve alt işveren şirkete nasıl bir yaptırım uygulayacak mı izleyeceğiz. Burada sorun ölen işçilerin ölümünü kader olarak tanımlıyor. Gerçek böyle mi? Gerçek hükümetin kendi kabahatini gizlemek için buna sığınması. Ortada kader değil hükümetin aymazlığı vardır. Bu olay tipik bir Gazze olayı. Yaşanacaklar belliydi. 9 yurttaşımız hayatını kaybetti. Hepsinin kanı yerde kaldı. Ölenlerin cenazeseni getirdik diye övünüyorlar. Ama onu da ABD sayesinde aldılar.
DIŞİŞLERİ BAKANI YALAN SÖYLÜYOR
Kılıçdaroğlu Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na da çattı. BM Knoseyi’nin kınama kararı aldığı yönünde Meclis konuşmasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Neden biz bu kararı görmüyoruz. Dışişleri Bakanı doğruları söylemezse biz ona nasıl güveneceğiz. Bir de sözde kitap yazan entellektüel bir bakan. Ahlaki değerleri gelişmemiş bir Dışişleri Bakanı 21. yy'da Türkiye'de Dışişleri Bakanlığı yapabilir mi. Çıkıp Meclis'te yalan söyleyeceksiniz. İnsanın vicdanı rahatsız olur” dedi.
BAŞBAKAN HESAP VERMEKTEN KORKUYOR
Başbakan Erdoğan’ın söz verdiği halde dokunulmazlıkları kaldırmadığı için eleştiren Kılıçdaroğlu Başbakan’ın hesap vermekten korktuğunu ileri sürerek şunları söyledi:
"Başbakan dokunulmazlıkları iktidarımızın 1'inci yılında kaldırmayı düşünüyoruz dedi. Kaç bir yıl geçti. Soru şu. Eğer çağdaş bir ülkede halkın demokrasiyi sorguladığı bir ülkede Başbakan sözünü tutmazsa sandığa gömülür. Başbakan dokunulmazlık arkasına sığınıyorsa hesap veremeyeceği şeyler vardır. Halka hesap vermekten korkan bir Başbakanın bu ülkede Başbakan olmasına ihtiyaç yoktur. Referanduma gidelim. Halka soralım bakalım ne diyecek.
BU HAPI YUTMAYIN
Kılıçdaroğlu konuşmasının son bölümünü referandum konusuna ayırdı. Halkı 12 Eylül’de “Hayır” demeye çağıran Kılıçdaroğlu bunun nedenlerini şöyle sıraladı:
- Bunlar samimi değil Anayasa değişikliğinde. Yaptıkları düzenlemede engellilere pozitif ayrımcılık getiriyor. Kim istemez. 53 bin kadro boş kamuda. Ama buraya engellileri atamak için Anayasa değişikliği şart mı? Engellileri kandırarak onların oylarını almaya çalışıyorlar.
- Çocuklar için pozitif ayrımcılık getirmişler. 220 bin çocuk okula gitmiyor. Bu kadar çocuğu okula kazandırmak için Anayasa mı engel. Binlerce çocuk sokakta çalışıyor. Anayasa mı engel.
- Verilerin gizliliği konusu. Tekel işçilerinin banka hesaplarını kim açıkladı. Eğer saygı duysalar bunu açıklamazlardı. Bu hükümet öncesinde telefonlarla rahatça konuşmuyor muyduk. Ulaştırma Bakanı dinlenmemek için konuşmayın demedi mi? Dinliyorsunuz ama işinize gelmeyenleri de Silivri'ye gönderiyorsunuz.
- Bilgi edinme. Zaten yasası var. İkiyüzlü politika yapılıyor. Bırakın vatandaşı milletvekillerinin 7 bin sorusuna yanıt verilmemiş.
- Ekonomik Konsey zaten var. Ama 3 yıldır toplanmadı. Sen kanunu uygulamıyorsun. Senin Anayasa'ya uymanı kim bekler. Halkın gözünü boyama.
- Şehit ailelerine pozitif ayrımcılık deniyor. Şehit aileleri Türk bayrağı ile Meclis'e girmesine bunlar engel olmadı mı?
- Memurlara toplu sözleşme... Hak özgürlük değil. Bunların amacı Yüce Divan'dan kurtulmak için yargıyı ele geçirmektir. Bunları hap yaptık diyorlar. Bu hapı yutmamak gerek.
SİVİL DİKTA ANAYASI'NA HAYIR
Kılıçdaroğlu konuşmasının sonunda herkesi Hayır oyu vermeye çağırarak şunları söyledi:
"AKP'nin iki yüzlü politikalarına tutsak olunmamalı. Bu hükümet özgürlük getiren hakları arttıran bir Anayasa getirmiyor. Tersine bazı hakları alıyor. O nedenle sandığa gidip sivil dikta heveslisi bu Anayasaya hayır demeliyiz. Tıpkı 12 Eylül Anayasası’na hayır dediğimiz gibi.”