Galatasaray'ın Seyrantepe çıkmazı
Abone olGalatasaray'ın Seyrantepe de hem stat, hem de konut yapıp satma projesi suya düşüyor. Sarı-kırmızı kulübün kaybı 25 milyon dolar
Vatan Gazetesi'nin çiçeği burnunda yazarı Yavuz Semerci, ikinci
yazısını Galatasaray'a ayırdı. Semerci, "Galatasaray'ın
Seyrantepe çıkmazı" başlıklı yazısında Galatasaray'ın
büyük umutlar bağladığı projenin suya düştüğünü belirtti:
Yazı: Yavuz Semerci
Kaynak: www.vatanim.com.tr
- Galatasaray'ın büyük umutlar bağladığı Seyrantepe Projesi ne
aşamada?
İstanbul, Seyrantepe'de (Maslak-Zincirlikuyu-Gayrettepe hattı
üzerinde bulunan TEM Otoyolu'na cepheli) 384 dönüm arazi,
beklentilere rağmen satışa çıkamadı.
Dün konuyu araştırırken, bu araziyi satın almak için binlerce
kişiden her ay düzenli para toplayan kooperatiflerle söz konusu
arazinin üst kullanım hakkını 30 yıllığına kiralayan Galatasaray
arasında iplerin gerildiğini öğrendim.
İpin kopmasıyla Galatasaray'ın kaybedeceği para en az 25 milyon
dolar!
Çünkü başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere siyasi irade,
Galatasaray'ın bu arsa üzerindeki intifa hakkını kullanarak sportif
amaç dışında rant elde etmesine sıcak bakmıyor.
Konu karışık.
Önce kısa bir özet vermek lazım.
Seyrantepe arazisi aslında 2003 yılına kadar yeşil alan olarak
aynlmış bir yerdi. Kooperatifler konut yapmak için bu arsayı
gözlerine kestirdiler ve günlerce süren lobiden sonra Maliye Bakanı
Kemal Unakıtan'ı ikna ettiler.
Bakanlar Kurulu'nun 22.12. 2003 tarih ve 2003/6657 sayılı
kararnamesi ile bu arsanın konut yapı kooperatiflerine ihale
yoluyla satılmasına karar verildi.
İş Bankası ve İMKB çalışanlarının oluşturduğu iki kooperatif (3 bin
500 üyesi var) arsaya talip oldu. Ancak yeterli parayı
toplayamadıkları için açılan ilk ihale ertelendi.
İkinci ihale yaklaşırken, devreye birileri girdi. Ekonomik sıkıntı
yaşayan Galatasaray için kurtuluş çaresi sayılabilecek bir plan
yapıldı. Arsanın üst kullanım hakları Galatasaray'a verildi. (Üst
kullanım hakkına göre Galatasaray bu arsayı sadece sportif amaçlar
için kullanabilecek.)
Böylece kooperatifler elleri mahkûm, 30 yıllığına üst kullanım
hakkını (yıllık 700 milyar lira karşılığında) elde eden Galatasaray
ile masaya oturmak zorunda bırakıldı. Plana göre kooperatifler
arsanın bir bölümünü bedelsiz olarak Galatasaray'a devredecek,
Galatasaray da üst kullanım hakkından vazgeçecekti.
Böylece Galatasaray İstanbul'un göbeğinde beş kuruş harcamadan tapu
sahibi olacaktı. Ancak plan yürümedi. Çünkü, Galatasaray sadece
stat değil, konut da yapmak istedi.
Hesap açık.
O bölgede daire fiyatları 100 bin dolar civarında. Galatasaray
konut için ayrılmış arsadan alacağı payı (bin konutluk) inşaat
firmalarına kat karşılığı satması durumunda en az 25 milyon dolar
gelir elde edebilecekti.
Olay ortaya çıkınca, başta Fenerbahçe camiası olmak üzere rakip
kulüpler devreye girdi. Konu basına yansıdı ve tepkiler oluştu.
Bugüne dönersek, hükümet artık Galatasaray'ın konut üretmesine
sıcak bakmıyor.
Hükümetin Galatasaray'a önerisi şu: "Biz bu arsayı satışa
çıkaralım. Başak Konut satın alsın. Size de 80 dönüm stat yapmak
için yer versinler. Tapunuzu cebinize koyun, kredi alın, stadınızı
yapın. Konu da kapansın."
Galatasaray mali işler sorumlusu Refik Arkan'in "Resmi bir bildirim
yok. Ancak bu yönde bazı telkinlerin oluşmaya başladığını biz de
duyuyoruz" demekle yetindiğini aktarayım.
Peki Galatasaray'ın "Bu arsayı kim satın alırsa alsın. Üst kullanım
hakkı elimizde olduğu sürece hiç kimse çivi dahi çakamaz" deme
hakkı yok mu? Teorik olarak var. Ancak en başta Özhan Canaydın'ın
hükümeti karşısına alacak gücü olduğunu sanmıyorum. Diyelim ki bu
tepkiyi gösterdiler. O zaman hükümet, arsayı satışa çıkarmaktan
vazgeçer. 384 dönüm arazi ile baş başa kalan Galatasaray için geri
sayım başlar. Üst kullanım hakkı sözleşmesine göre, arsa üzerinde
en geç iki yıl içinde stat inşaatı başlamak zonanda. Aksi halde üst
kullanım hakkı devre dışı kalıyor.
Sizce Galatasaray'ın mali durumu inşaata başlamaya elverir mi? Ya
da kulüp kredi almak için yeterli teminatı bulabilir mi? Veya
birileri sadece üst kullanım hakkına güvenerek Galatasaray adına
yap-işlet-devret formülüyle stat projesini üstlenir mi?
Hiç sanmıyorum...