Galatasaray'a yazıklar olsun!
Abone olHıncal Uluç G.Saray ve yönetimini yerden yere vurdu. İşte Uluç'un o sözleri...
Hıncal Uluç Fotomaç gazetesindeki bugünkü yazısında
Fatih Terim'in yanlış kadro kurduğunu, Ünal Aysal'ın yurt dışında
gezerek G.Saray'ı unuttuğunu dile getirdi. Fenerbahçe Asbaşkanı
Abdullah Kiğili'yı da ikiyüzlülük yapmakla eleştiren Uluç
Ankaragücü'nün de düştüğü durumun sorumlusunun Melih Gökçek
olduğunu söyledi.
İşte Hıncal Uluç'un o yazısı...
Galatasaray'ın Gaziantepspor ile oynadığı maçta tartışılan bir
pozisyon var. Hakan Balta kale çizgisi üzerinde, Popov tam kafayı
vuracakken topu inanılmaz bir şekilde çıkardı ve hakem de oyunu
devam ettirdi. Siz pozisyonla ilgili ne düşünüyorsunuz?
O top oraya niye geldi? Topu ıskaladı. Hakan Balta'nın o takımda ne
işi var! Çağlar gibi Galatasaray'da geleceğin 10 senesine ve milli
takıma ipotek koyabilecek bir adam kenarda oturuyor.
Hakan Balta gibi bitmiş tükenmiş bir adam oynamaya devam
ediyor!
Şimdi pozisyonu ters çeviriyorum: Gaziantep'in kale çizgisinin
üzeri... Galatasaray korner atıyor. Gaziantep'in beki çizgi
üzerinde kafa ile çıkarmaya uğraşıyor ve o anda Hakan Balta
röveşata ile golü atıyor. Hakem golü verir miydi? Vermezdi çünkü
kafanın yanında röveşata yapmak yasak!
Orada çalınacak bir tek düdük var. Durduracaksın maçı... Yan
hakeme, Hakan'ın ayağı adamın kafasına değdi mi, değmedi mi?
Değdiyse penaltı... Çünkü faul o... Değmediyse kafanın yanında
röveşata yasak, çizginin üzerinde çift vuruş...
Girip girmediğini konuşmuyorum. O röveşata yok. Yasak. Adam çünkü
boş kaleye giren topa kafayı uzatmışken, Hakan arkadan gelip
röveşata yapıyor. Hakan'ın röveşatasına adam kafayı uzatmıyor.
Dokunduysa kafaya penaltı, dokunmadıysa çift vuruş... Başka düdük
yok. Hakem 'devam ettirdi' ya!..
SADECE ANKARAGÜCÜ MAÇI
* Maç sonrası Terim'in yaptığı açıklamalarla ilgili ne
söyleyeceksiniz?
Fatih hocanın da kendi takıntıları var. Maçtan sonra hayret ettim.
O takımdan nasıl memnun olur? Nesinden memnun olur?
Gencecik, geleceği açık adamları kenarda öldürüyor.
Bitmiş tükenmiş adamları sahaya sürüyor. İnatla ve ısrarla onlarla
oynuyor.
Kazandığı maçlarda şans var, hakem hatası var, tesadüf var. 'Helal
olsun, iyi kazandılar' dediğimiz bir tek maç var. Ankaragücü maçı.
Orada da karşısında rakip yoktu. Bir de bu oynatmadıklarıyla sahaya
çıktı.
Tek forvetle oynayan Gaziantep'e karşı; iki stoper artı iki ön
libero ile çıktı. Melo ve Selçuk...
Geçen hafta da öyleydi, ondan önceki hafta da öyleydi. Hocam niye
iki ön libero ile oynuyorsun? Hangisi iyiyse o oynar. Sen
rakibinden korkmadığın sürece Galatasaray iki ön libero ile
oynamaz. İki ön libero ile oynamak için Engin'i kullanamıyor.
Kullandığı zaman da kanatta kullanıyor. En verimsiz olduğu yerde...
İki ön libero ile oynamak uğruna Galatasaray yengeç gibi
oynuyor.
Ya sağ kanatta adam var solda yok ya solda adam var sağda yok.
Çünkü 12 kişi çıkamıyorsun sahaya!..
Dört savunma adamı, iki ön libero altı, bir de kaleci yedi, iki
forvetle oynuyorsun dokuz, bir oyun kurucu koyarsan on... Matematik
konuşuyorum. Kanatlara bir kişi kalıyor.
O da ya sağ ya sol... Ya da sağa ve sola birer adam koyarsan oyun
kurucuna yer kalmıyor. Oyun kurucusuz ya da tek kanatla oynarsan
rakibin eşek değil, sana oyun kurdurmaz.
Fatih Terim gibi bir hoca sene başından beri bunu çözemiyorsa!..
İmkan var mı çözememesine...
Fatih Terim, dünya çapında bir hoca... Çözüyor ama inadı engel
oluyor!
Melo'nun iyi futbolcu olduğuna inanmış!
Sabri'ye inanıyor, Hakan Balta'ya inanıyor!
İLKELERİ NEREDE?
* Terim savunmada bir kararsızlık yaşıyor gibi... Gökhan Zan ile
Servet bir ilk 11'de bir kadro dışı... Ujfalusi de stoper ile bek
arasında gidip geliyor.
Antalya maçında doğruyu bulur gibi yaptı; Gökhan Zan'ı stoperde,
Ujfalusi'yi bekte oynattı. 'İkinci yarıda Hakan'ı da çıkarır
Çağlar'ı alır; nihayet doğruyu bulur' derken Gökhan'ı çıkarıp,
Ujfalusi'yi yine ortaya aldı. Sabri'yi beke aldı!
Ertesi gün benim muhteşem Türk basınım ne yazdı: Tabii Ujfalusi'nin
yeri stoper.
Stoperde olduğu zaman Galatasaray savunması gol yemiyordu. Fatih
hoca golden sonra doğruyu buldu.
Lütfen Galatasaray'ın yediği golü seyretsinler.
Korner atılıyor. Gökhan Zan kafa yapmaya gitmiş, ortada, göbekte
Ujfalusi duruyor, sol kanatta da Hakan Balta duruyor.
Hakan Balta ile Ujfalusi kontratağa gelen iki adamı eskort gibi
takip ettikleri için Galatasaray gol yedi! Goldeki yüzde yüz hatalı
adam soldaki Hakan Balta ve göbekteki Ujfalusi...
Benim medyam; 'Gökhan ile golü yediler. Ujfalusi'nin ortada
oynaması lazım' diyor! Golün kimin hatasıyla yendiğinin farkında
değil. Tabela...
Ondan sonra da bu eleştirilerin tesirinde kalıyor Fatih Terim.
Gaziantep maçında Gökhan kadroda yok. Antalya maçında kadroda
olmadığı için sahayı terk edip giden, maçı seyretmeyen Servet
kenarda oturuyor! Nerede Fatih'in ilkeleri?
Benim bildiğim Fatih Terim'in kadrosunda Servet olmaz; Necati Ateş
de yanında oturur. 'Hele bir bak kardeşim, biraz ısın.' Ama kazandı
ya Galatasaray!..
SEFA SÜRÜYOR
Galatasaray adı ara transfer döneminde birçok yıldız ile anıldı.
Terim'in Shaqiri başta olmak üzere bire bir açıkladığı isimler de
var. Ancak sarı-kırmızılı ekip ara transferi Yiğit Gökoğlan ve eski
oyuncusu Necati Ateş'i alarak kapattı. Bu iki oyuncu yeterli mi
Galatasaray için?
Ünal Aysal'ın alkışlanacak bir lafı var, manşetlere çıktı; "Bu
takım beni heyecanlandırmıyor" diye... Ben de dedim ki "Beni de
heyecanlandırmıyor. Adam haklı."
Galatasaray Başkanı'nı heyecanlandırmayan takıma ara transferde
yapılan iki takviye; Yiğit Gökoğlan ve Necati Ateş! O zaman beni
heyecanlandırmıyordu şimdi ümidim kalmadı.
Yani başkanının "Beni heyecanlandırmıyor" dediği takıma transferler
Necati ile Yiğit ise eğer bitti zaten Galatasaray!.. 'Efendim Fatih
istedi de Bülent Tulun aldırmadı da ya da Bülent Tulun bilmem ne
yaptı da... Dümen çevirdi de öyle yaptı da... Fatih Terim de...'
Ben onu bunu bilmem. Ben Gaziantep'teki iki resmi bilirim.
PLAY-OFF'TAN ÇIKAMAZ
Ünal Aysal, Bülent Tulun'u yanında taşıdıkça, yurt dışında sefa
sürmeye devam ettikçe, Galatasaray'ın başında olmadıkça bu takım
kimseyi heyecanlandırmaz.
Fenerbahçe'nin, Beşiktaş'ın, Trabzon'un, Bursa'nın önüne gelenin
döküldüğü böyle bir sezon da bir daha bulunmaz. Bundan bile
istifade edemiyorsa Galatasaray yazıklar olsun!..
Play-off bilmiyorum; yapılır mı yapılmaz mı! Şu takımın
play-off'tan şampiyon çıkacağına inanan bir tane Galatasaraylı var
mı? Bu takımı her takım yener!..
Galatasaray'ın çok istediği ama Kayserispor'un ısrarla vermediği
Amrabat kulübünden özür diledi ve affedildi. Bu hafta Galatasaray'a
karşı da forma giyebilecek!..
Ben "Fener maçında oynamayacak.
Sonra affedilecek. Galatasaray maçında oynayacak" demiştim!
NOBRE'Yİ SORMUYORLAR
* Fenerbahçe Asbaşkanı Abdullah Kiğılı, Galatasaray'ı,
karşılaşacağı takımların oyuncularını, transfer teklifinde
bulunarak ayartmakla suçladı. Necati'nin transferinin Antalya maçı
öncesine gelmesini de delil olarak gösterdi.
Türkiye bunların üzerine gitmiyor. Abdullah Kiğılı akıllı bir işi
adamı olarak susar, konuşmaz, bu işlere girmez. Ali Koç gibi değil.
Ali Koç, Koç Holdig'i riske ediyor.
Vehbi Bey'Böyle olmasın' diye soyadı 'Koç' olanların bu işte yer
almasına izin vermezdi.
Abdullah Kiğılı, "Antalya maçından evvel Galatasaray'ın Necati'ye
talip olması ve Necati'nin Galatasaray maçında oynamaması ilginç
değil mi?" dedi. Bütün gazeteler bunu yazdı.
Bir tanesinin aklında şu yok: 'Not: Sayın Kiğılı Fenerbahçe, Mersin
ile oynayacağı maçtan bir gün evvel Nobre'ye talip olmadı mı?
Nobre, Mersin maçında Fener'e karşı oynadı mı? Şimdi niye Necati'yi
soruyorsun? Kaldı ki Galatasaray, Necati'yi transfer etti sen
Nobre'yi transfer de etmedin. Sadece sana karşı oynamamasını
sağladın.' Böyle bir medyam var benim!.. Böyle bir ikiyüzlülüğümüz
var. Yani ben Hıncal Uluç olağanüstü zeka, olağanüstü bir deha,
kimsenin görmediklerini gören değilim.
Bunu herkes biliyor. Sokaktaki çocuk da biliyor. Ama onların işine
gelmiyor bunu yazmak! 'Ey Kiğılı, Mersin-Fener maçında Nobre niye
oynamadı?' demiyor kimse... Bile bile demiyor; Necati'ye çamur
atarken, Galatasaray'a çamur atarken... Tam bir tencere dibin kara
vaziyeti...
CUMHURİYET'İN SEMBOLÜ
* Ankaragücü Genel Kurulu'nda silahlar konuştu. Yaralananlar oldu.
Ankaragücü nereye doğru gidiyor?
Seçilenler ne oldu, kongre ne oldu; bilmiyorum!
Çünkü Türkiye'de gazetecilik öldü, bitti. 'Ankaragücü'nün niye bu
hale geldiği' manşetlik bir hikaye, birinci sayfadan... En iyi
gazetecini Ankara'ya gönderirsin, 'Şunu yaz' dersin. Dört gün, beş
gün sürer. Çünkü Ankaragücü, Cumhuriyet'in en eski takımlarından
biri, Ankara'nın en eski takımı, Cumhuriyet'in sembollerinden
biri...
Türkiye'deki ilk Sanayi'dir Makine ve Kimya Endüstrisi... Orada
kurulmuş bir takım nasıl bu hale geldi? Kongresinde tabancıların
çekildiği hale nasıl geldi? 'Ankaragücü' diye kimsenin umurunda
değil!..
Herkesin aklı fikri Fenerbahçe'de, Galatasaray'da...
Onun için hiçbir fikrim yok.
Kongreye kim girdi, niye girdi? Giren Melih Gökçek'in adamı mı?
Cemal Aydın'ın adamı mı yoksa bambaşka bir grup mu? Ankaragücü'nü
kurtarmaya mı soyundular? Ne etmişler? Ne yapmışlar bilmiyorum!
Ankara'dan iki tane muhabir adam gibi yazarsa, İstanbul'dan iki
tane spor müdürü de bunu tam sayfa 'İşte Ankaragücü'nde olup
bitenler' diye yayınlarsa ben sana 'Ankaragücü ne olacak!'
söyleyebilirim. Şu anda tamamen bir bulutun arkasında her
şey...
Bildiğim tek bir şey var; Ankaragücü'nü bu hale getiren
kişi Melih Gökçek'tir.
Oğluna eğlence yapmak için Ankaragücü'nü perişan etti.
Ankaragücü'nü bu hale getirdi. Ankaragücü bu sene küme düşüyor. Ama
küme düşmek ölüm değil. Ankaragücü geçmişte de küme düştü.
Giderler, gelirler. Yeter ki eski Ankaragücü'nün yani Ankara'nın
gücünü yeniden toparlayabilsinler.