Galatasaray Lisesi'nin statüsü değişiyor
Abone olİki yıl önce çocuğu GS'de okuyan bir veli, okulun istediği bin 841 liralık öğrenim ücretini ödememek için açtığı davayı kazandı.
İki yıl önce çocuğu GS'de okuyan bir veli, okulun
istediği bin 841 liralık öğrenim ücretini ödememek için açtığı
davayı kazandı. Mahkeme, lisenin resmî devlet okulu olmasına rağmen
paralı eğitim verdiğini kabul ederek mağdur öğrenciyi haklı
buldu.
Zaman gazetesinin haberine göre, ortaöğretim sınavlarında ter
dökerek liseye giren öğrenciler, yerleştikleri popüler kurumlarda
büyük sıkıntılarla karşılaşıyor. Devlet okulu diye tercih ettikleri
okullarda bizzat devletin yasakladığı eğitim ücretiyle karşılaşan
öğrenciler ya okulu bırakıyor ya da ailesini zor durumda bırakmak
pahasına eğitimine devam ediyor.
OKS sonrası okullarda kayıt parasının alınıp alınmamasının
tartışıldığı dönemde devlet okulu olan Galatasaray Lisesi'nin
öğrencilerden her yıl öğrenim ücreti aldığı ortaya çıktı. Bu
durumdan şikâyetçi olan bir veli, okulu dava ederek bu statüsünü
tartışılır hale getirdi. Dava sürecinde Milli Eğitim Bakanlığı da
GS Lisesi'nin resmi devlet lisesi olmasına rağmen paralı eğitim
verdiğini kabul ederek mağdur öğrenciyi haklı buldu. GS Lisesi'ne
Ortaöğretim Sınavları (OKS) ile giren A.K. okula açtığı davayı
kazandı. Mahkeme gerek Anayasa'ya aykırılık iddiasından gerekse
MEB'den aldığı cevaplar doğrultusunda, kurumun bin 841 lirayı talep
ettiği davayı reddetti.
Galatasaray Lisesi öğrencilerinden A.K., 2008-2009 öğretim yılının
bin 841 liralık ilk taksitini ödeyemeyince evlerine icra yazısı
gelmiş. İşin daha ilginç tarafı icra yazısının Galatasaray
Üniversitesi Rektörlüğü'ne ait olması. Çünkü GS Lisesi GS
Üniversitesi ile alakası olmayan ve MEB'e bağlı bir lise. Bu duruma
anlam veremeyen baba C.K., avukat Muhammed Emin Özkan'a başvurur ve
Galatasaray Rektörlüğü'ne dava açar. Avukat Özkan, rektörlüğün
'bizim sizden alacağımız var' diye karşı dava
açması üzerine bazı gerçekleri de ortaya çıkarmış. Özkan, ailenin
borcuna ilk olarak Galatasaray Lisesi'nin MEB'e bağlı bir okul
olması ve isim benzerliğinin dışında rektörlükle uzaktan yakından
alakası olmaması, ikinci olarak da devlet liselerinde öğretim
ücretinin olmamasına itiraz etmiş. Özkan, öğrenciler okul
tercihlerini yaparken kılavuzlarda hiçbir şekilde belirtilmeyen
ücretin okula kaydedildikten sonra velilerinden talep edildiğini
söylüyor.
Galatasaray Rektörlüğü'nün aktif dava ehliyeti olmadığını savunan
Özkan, mahkemeye üniversitenin lise öğrencisinden niçin ücret
istediğini sorduğunda Galatasaray Lisesi'nin çok istisnai bir
şekilde GS Üniversitesi kanununa bağlı olarak çıkarıldığını
öğrenmiş.
Özkan, Türkiye'de tek olan bu durum için şu yorumu yapıyor:
"Bir devlet lisesinin üniversite rektörlüğüne bağlı olması
hukuk ve eğitim camiasının tasavvur edemeyeceği bir
durum." Özkan, bu durumun Tevhid-i Tedrisat Yasası'na
aykırı olduğunu söylüyor. Bu yasaya göre bütün ilkokul, ortaokul ve
lise MEB'e bağlanmış sadece GS'de bu hüküm delinmiş. Ne var ki bu
yasanın Anayasa'ya aykırı bir uygulama iddiasında bulunduğunuz
zaman karşınıza Fransa ileTürkiyearasında yapılmış bir anlaşma
çıkıyor.
Uluslararası anlaşmalar Anayasa'nın üstünde kabul edildiği için
Anayasa'ya aykırılık iddiasının da önüne geçilmiş oluyor. Özkan, bu
durumun çok güzel kurgulanmış bir proje olduğunu öne sürüyor.
Özkan'a göre GS Lisesi'ne uygulanan yasa ile diğerlerine uygulanan
yasanın farklı olması, fırsat eşitliğine aykırı. Böyle bir imkân
varsa bundan diğer vakıf üniversitelerinin de yararlanması
gerektiğini aktaran Özkan, "YÖK'e bağlı başka vakıf
üniversiteleri de devlete bahçelerinde kendilerine bağlı liseler
açtırsın. Öğretmenlerin maaşları devlet tarafından ödensin. Bu
liseler yönetim itibarıyla o üniversitenin rektörüne bağlı olsun.
Muhteşem bir hizmet olur. Ayrım da ortadan kalkmış olur."
diyor.