Futbol efsanelerinden derbi yorumu
Abone olHerbiri Türk futbolunun efsane isimleri. Onlar bu ezeli rekabeti iliklerine kadar yaşadılar ve bugün o anları anlattılar;
Eski yıldızlar G.Saray-F.Bahçe derbilerindeki unutulmaz
anılarını anlatıyor...
Stephen Appiah 2006’daki 4-0’lık derbiden önce gördüğü kâbusu
anlattı:
“Şampiyonluğu kaybettiğimiz sezon Denizli maçından 3-4 hafta önce
G.Saray’la oynadık. O maçın gecesinde Samandıra’da kimse
uyumuyordu. Gece 02.00’de bile Daum, futbolcu arkadaşlar ve teknik
kadro hâlâ ayaktaydı. Büyük bir heyecan vardı. G.Saray maçlarına
herkes çok farklı bakıyordu. 02.30-03.00 gibi uyumuşum. Ama
enteresan bir kâbusla uyandım. Şaşkına dönmüştüm, ter
içindeydim.
Rüyamda G.Saraylı futbolcular ve taraftarlar Samandıra’yı basmıştı.
Hatta birçoğu savaş boyaları bile sürmüştü. En net hatırladığım
Hakan Şükür ve Mondragon’du. Herkesin elinde kesici aletler var ama
Mondragon’un elinde otomatik büyük bir silah vardı. Ben koridorda
en dip tarafa kaçtım. Herkesi doğraya doğraya geliyorlardı. Her yer
kan gölü olmuştu. Daum ve teknik kadronun odalarını geçtim yere
çömeldim ve beklemeye başladım. Bu arada Murat Kuş, Volkan Ballı ve
Daum ile takım arkadaşlarımın çoğu yerde kanlar içinde yatıyordu.
Aklıma çocuklarım geldi. Beni de öldürecekler diye büyük bir korku
içine girdim. Çömelip kafamı ellerimin arasına aldım. ‘Belki beni
görmezler’ diyordum ama herkesi biçip önüme geldiler. Tam kafamın
üstünde konuşuyorlardı. ‘Bunu da keselim mi?’ diyorlardı. ’Sağ
kalan yok, bunu da öldürelim. Tamamıyla temizlensinler’
diyorlardı.
Bir an haykırmak istedim, sesim çıkmadı. ‘Ben de G.Saraylıyım, ben
de G.Saraylıyım’ demeye çalıştım ama sesim çıkmadı. O anda
uyanıverdim. Saat sabah 04.30’u gösteriyordu. Korkudan uyuyamadım.
Ama o rüyayı herkese anlattım. Herkes çok güldü. Benim doğamda
korkuya yer yok ama bu hiç unutumadığım bir anı. O gün akşam maça
gittik. O korkudan eser kalmamıştı. Arkadaşlarım da çok iyi
hazırlanmıştı. İlk golü ben attım. Sonra 4 oldu. Rüyamdaki o
gecenin intikamını alınca huzura erdim.”
SELÇUK YULA: Golü attım, çıktım
“İki anıyı unutamam. Biri 1982’de, Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaki ilk
F.Bahçe-G.Saray maçı. Dizimdeki problem nedeniyle oynamam çok
zordu. Gece rüyamda gol atıp maçı 1-0 kazandığımızı gördüm. Sabah
toplantıda Branko Stankoviç beni riske atmayacağını söyledi. Ben de
yalvardım, sonunda bandajla maça çıktım. İlk çeyrekte bir gol
attım, sonra maçı bıraktım ve 1-0 kazandık. Hem rüyam gerçekleşti
hem de şimdiki Saracoğlu Stadı’nda oynanan ilk F.Bahçe-G.Saray
maçının ilk golünü attım.
Yine aynı senenin rövanşında Ali Sami Yen’de karşılaştık.
Kaybedersek şampiyonluk Trabzon’a gidecekti. 4-1 gerideydik ama son
20 dakikada maçı 4-4’e getirdik ve şampiyon olduk; tarih yazdık. Bu
maç, sadece benim değil, bütün F.Bahçeliler’in unutamadığı bir
maçtır.”
ÜMİT ÖZAT: Millet kavga ederken Song ile sahadaki sohbetim
unutulmaz...
“Ali Sami Yen’de G.Saray’ın ceza almasına neden olan ’sulu derbi’de
Song’la sahadaki sohbetim unutulmaz. Biz o maçı oynarken, ben
Köln’le anlaşmıştım. Song da bu transferi öğrenmiş... Olaylar
nedeniyle maç durunca sahanın ortasına oturduk ve transferimle
ilgili konuştuk. Daha önce Köln’de oynadığı için şehri ve kulübün
yapısını anlattı. O sırada ne ilginçtir ki, tribünlerdeki olaylar
sürüyordu.
G.Saray derbileriyle ilgili anılarım içinde Hasan Şaş’ın yeri ayrı.
O benim kardeşim. Maçlardan önce çok konuşmazdık. Ama sahada
birbirimizi kızdırırdık. Örneğin 4-0’lık maçın sonunda ona bir
pozisyonda sert girmiştim. Hasan yerden kalktı bana döndü,
küfretmek istedi. Sonra beni görünce ”Hadi ya, işine bak“ dedi ve
gitti. Sonra bu olaya çok gülmüştük.”
TANJU: Hatır şikesi yaptık
“Rıdvan benim en iyi arkadaşlarımdan. Bir G.Saray-F.Bahçe maçından
önce, puana ihtiyaçları olduğunu söyleyerek gol atmamamı istedi.
Ben de ’tamam’ dedim. 3-4 arkadaşa da ’F.Bahçe maçında fazla
sıkmayın’ dedim. 15. dakikada Şenol’un golüyle F.Bahçe 1-0 öne
geçti.
Müjdat golden sonra G.Saraylı taraftarlara el hareketi yaptı.
Rıdvan’a Müjdat’ı göstererek, ‘hatır şikesinin’ bittiğini söyledim.
Ben 10 dakika sonra bir gol attım. Maç da 1-1 bitti.”
ERGÜN'ÜN POPOSUN ÇARPTI
BOŞ KALEYE GOLÜ ATAMADI
İŞTE AYRINTILAR...
HASAN ŞAŞ: Ergün'ün poposuna çarptı...
“Ben F.Bahçe maçlarına çok farklı hazırlanırdım. Stresten uyku
uyuyamaz, koridorda gezerken kapıların altına bakardım. Ayakta olan
biri varsa, gideyim yanına diye. F.Bahçe stadında büyü mü var
bilmiyorum ben anlamadım? Bir gün çok iyi oynuyoruz F.Bahçe’yi 30
dakika sahasına hapsettik. Kezman topu aldı vurdu auta giden top
Ergün Abi’nin poposuna çarptı gol oldu. F.Bahçe’yi yenmek için her
şeyi yaptık. Mondragon bir sürü mum yaktı yine olmadı. Bülent
Tulun’a ‘Abi bu soyunma odasını yakacak yine yeniliyoruz’
dedim.
HAYRETTİN DEMİRBAŞ: Hocam at beni oyundan, kurtar
kendini
“22 Nisan 1992’deki maçta F.Bahçe bizden daha iyiydi. Bizde değişim
yaşanıyordu. Maç başladı, klasik ya 10 kişi ya 9 kişi kalırdık o
zamanlar. Rıdvan o gün döktürüyordu. Maç 4-2 oldu. Araya bir top
attılar. İsmail ayağını uzattı, Rıdvan düştü. Yaklaştım ’Rıdvan 4-2
öndesiniz. Ne oldu yedirdin hakeme, madalya mı takacaklar?’ dedim.
Rıdvan bir şeyler söyledi, ağırıma gitti. Ben de ona hareket
yaptım. O ara Tanju geldi, Rıdvan’ı korumak için bir şeyler
söyledi. Sinirlendim ona da yüklendim. Hakem geldi ’Hocam beni at,
kurtar kendini. Yapmamam gereken şeyler yaptım’ dedim. O da bana
‘Onlar seni kızdırmasa, yapmazsın sen’ dedi. Hoca sarı kart
çıkarttı, ama keşke onlar yaşanmasaydı.
RAŞİT ÇETİNER: Boş kaleye golü atamadım, 4-1’den 4-4’e
geldi
“Her iki takımda oynadığım senelerde F.Bahçe-G.Saray maçları son
derece düzgün geçmişti. Ama G.Saray forması giyerken oynadığım ve
4-1 öndeyken F.Bahçe’nin maç bitiminde skoru eşitleyip şampiyon
olduğu maçı unutamam. Tam 5-1 öne geçiyorduk, boş kaleye atamadık.
O maçta son topun benim kafama çarpıp ters köşeye gitmesi hiç
aklımdan çıkmıyor.”
SERHAT AKIN: 6 Kasım’da 10-0 yapamadık, ona
yanıyorum
“Uzun yıllar F.Bahçe’de oynadım. Benim gibi herkes 6-0’lık G.Saray
maçını unutamaz. O maçta taraftarımız ‘Beş, beş’ diye bağırıyordu.
Biz 6 yaptık ama 10 dakika daha olsa 10-0 olurdu. Bunu
yapamadığımız için üzgünüm. Unutamadığım ve üzüldüğüm hatıram
bu.”
RIDVAN DİLMEN: Kızınca sakatlığı unuttum
“Sezon sonu Başbakanlık Kupası maçı vardı. Ben astımdım ve
hastanede yatıyordum. 12.00 gibi taburcu oldum. Tanju Çolak geldi,
o da oynamıyordu maçta, ’Ankara’ya gidelim mi?’ dedi. ’Gidelim’
dedim. Maçtan önce stadı gezerken, söylemediğim bir söz yüzünden,
G.Saray taraftarları koro halinde bana küfretmeye başladı.
CEM PAMİROĞLU: Stankoviç’i dinlemedik, skoru 4-4
yaptık
“Bizim yıllardan beri konuştuğumuz bir maç var. O da Ali Sami
Yen’de 4-1 gerideyken 4-4 yapıp şampiyon olduğumuz maç.
Düşünsenize, yenilirsek şampiyonluk gidiyordu. Branko Stankoviç,
bizi adam adama oynatıyordu. Devre arasında soyunma odasına girdik
ve o günkü takım kaptanı Alpaslan’la birlikte takımın büyükleri
herkesin kendi bildiğini yapmasını kararlaştırdı. İkinci yarıya bir
çıktık, fırtına gibi esip maçı 4-4’e getirdik. Maç bu skorla
tamamlanınca da şampiyon olduk.”
MONDRAGON: Keşke yine orda olabilsem
“Kariyerimin artık sonuna gelirken birçok şey yaşadım.
Şampiyonluklar, kupalar kazandım. Oynadığım liglerde en iyi kaleci
seçildim, milli takım forması giyerek, Dünya Kupası oynadım. Ancak
6 sezon boyunca F.Bahçe’yi Kadıköy’de yenemedik, berabere bile
kalamadık. Bu içimde kanayan bir yaradır. İmkânım olsa bir kez daha
sarı-kırmızılı formayı giyip, Kadıköy’de galip gelmek isterim.”
‘2-0’DAN ALDIK’
Döndüm Serkan Acar’a, ’Abi lisansımı getirdiniz mi?’ diye sordum,
’Getirdik’ dedi. ’Hocaya söylesene, ben de soyunayım’ dedim.
Söyledi, hoca da beni soyundurdu. İlk yarı 2-0 gerideydik. 2. yarı
oyuna girdim, uzatmalarda 3-2 kazandık. Çok da iyi oynamamıştım,
ama hastaneden gittim, kupa kaldırdım. Hatta Oğuz Çetin de jest
yaparak, kupayı bana kaldırtmıştı.”
Fanatik