FT yazarı: Erdoğan'ın kusurlarını görmezden gelmeyin
Abone olFinancial Times yazarı Gideon Rachman, Erdoğan'ın iktidardaki başarılarının kusurlarını görmeyi engellememesi gerektiğini vurgulayan bir makale kaleme aldı.
Financial Times gazetesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
iktidardaki başarılarının, kusurlarını görmeyi engellememesi
gerektiğini vurguluyan bir makale yayımladı.
Rachman, Erdoğan'ın Libya'daki konuşmasını eleştirdi
"Erdoğan'ın kusurlarını görmezden gelmeyin" başlığını taşıyan,
Gideon Rachman imzalı makaleye eşlik eden karikatürde Erdoğan,
Boğaz'a konulmuş bir tahtta oturmuş halde görülüyor.
Üzerinde Türk bayrağı bulunan tahtın üst kenarlarında minareler
bulunuyor. Tahtın oturağının altında da demir parmaklıklardan elini
uzatan bir kişi var.
Rachman, Erdoğan'ın Orta Doğu'da Filistin davasının cesur
savunucusu olarak görüldüğünü söylüyor. Yazar, çok sayıda Batılı
entelektüelin de, Türkiye'yi kaos içindeki Arap dünyasına model
olarak gösterilebilecek bir ülkeye dönüştürdüğüne inandıkları için
Erdoğan'a hayranlık duyduğunu belirtiyor.
'Erdoğan Türkiye'de otokratik, dışarıda pervasız'
Rachman, Türkiye'de gazetecilerin korku ikliminde çalıştıklarını söylüyor
Rachman, Erdoğan'ın üst üste üç seçim kazandığını, ekonominin
geliştiğini, özellikle de sağlık alanında önemli sosyal reformlar
yapıldığını ve 'fazla Batı odaklı' Türk dış politikasını değiştirip
Türkiye'yi bölgesinde önemli bir oyuncuya dönüştürdüğünü
vurguluyor. Gideon Rachman şöyle devam ediyor;
"Günümüz Türkiyesi heyecan ve hayranlık uyandırıyor. Çünkü
dindarlıkla, çağdaşlığı ve refahla, demokrasiyi birleştirmenin
mümkün olduğunu gösteriyor gibi görünüyor. Ama sorun şu ki, tüm bu
göz kamaştırıcı başarılar, Erdoğan hayranlarının kahramanlarının
kusurlarını görememesi riskini yaratıyor. Erdoğan'ın iktidardaki
onuncu yılı yaklaşırken daha da aşikârlaşan kusurlar bunlar.
Başbakan ülkesinde daha otokratik, ülke dışında da daha pervasız
davranıyor. Bu kusurlar daha da ileri giderse, Türkiye'nin
demokrasisi ve güvenliği tehlikeye girebilir"
Erdoğan'ın pek çok açıdan demokrasiyi geliştirdiğini söyleyen Rahcman, azınlıkların, özellikle de Kürtler'in haklarının genişletildiğini, üst düzey generallerin darbe iddiaları nedeniyle gözaltına alındığını vurguluyor. Ordunun da asık bir yüzle olsa da, seçilmiş hükümete itaat ediyor gibi göründüğünü belirtiyor.
'Gazeteciler korku ikliminde'
Ancak Rachman, darbe iddiaları nedeniyle muhtemelen masum olan
çok sayıda kişinin de gözaltına alındığını söylüyor ve şöyle devam
ediyor;
"Bu kişiler şimdi yargılanmayı ve hatta kendilerine herhangi
bir suç yöneltilmesini beklerken hapiste çürüyor. Tutuklananlar
sadece askerler de değil. Uluslararası Basın Enstitüsü'ne göre
Türkiye'de Çin'den daha fazla sayıda gazeteci hapiste. Geçtiğimiz
günlerde İstanbul'da hapisteki arkadaşlarına destek olmak için
yürüyen gazetecileri izledim. Bu Pekin'de hoş görülecek bir şey
değil ama konuştuğum Türk gazeteciler, bir korku ikliminde
çalıştıklarını söylediler"
Türkiye'nin bölgesindeki rolünün hep olumlu olmadığı görüşünü savunan Rachman, Erdoğan'ın kendine güveni arttıkça daha çatışmacı bir görüntü sergilediğini söylüyor. Rahcman, işler çok kötü giderse, Türkiye'nin bu yıl sona ermeden kendisini üç farklı çatışmanın içinde bulabileceğini belirtiyor. Yazar bu çatışmaları Kıbrıs, İsrail ve PKK olarak sıralıyor.
Rachman, Erdoğan ile eski Brezilya lideri Lula Da Silva'yı karşılaştırıyor.
Gideon Rachman, Erdoğan'ın son Orta Doğu gezisindeki tavrını da
şöyle eleştiriyor;
"Erdoğan Kahire'de Türkiye'nin laik modelinin Mısır'a örnek
olabileceğini söyledi. Ancak Libya'daki konuşmasında Arap sokağının
komplocu içgüdülerine seslendi. Libya devrimini alkışlarken,
İngiltere ve Fransa'nın ticari nedenlerle müdahale ettiğini
belirtti. Bu baş döndürücü bir ikiyüzlülük. Erdoğan bir yıldan kısa
bir süre önce Muammer Kaddafi'den insan hakları ödülü aldı. Ayrıca
kısmen, Türk ticari çıkarlarını korumak için, başta Nato
müdahalesine karşı çıktı."
Erdoğan- Da Silva benzetmesi
Rachman yine de Erdoğan'ın hala çok olumlu bir miras
bırakabileceğini ve işler iyi giderse eski Brezilya Cumhurbaşkanı
Lula Da Silva'nın Türkiye'deki benzeri olabileceğini belirtiyor.
İki liderin yaşam öyküsü ve başarıları arasında benzerlikler
bulunduğunu söyleyen Rachman yazısına şöyle son veriyor;
"Ama önemli farklar da var. Lula da Silva hep Brezilya'nın
komşularına güven veren bir dış politika izledi. Brezilya lideri,
anayasayı değiştirip görev süresini uzatmanın cazibesine
kapılmadan, iktidardaki on yılı dolmadan kenara çekildi. Nelson
Mandela gibi ne zaman gideceğini bildi. Maalesef Erdoğan'ın aynı
şekilde kendini tutacağını ve alçakgönüllü olacağını gösteren çok
az işaret var"