FT: Erdoğan'ın erken seçimle amacı tek adam yönetimi
Abone olFinancial Times uluslararası ilişkiler editörü David Gardner gazetenin yorum sayfasında yayımlanan yazısında, "Türkiye'nin yeniden seçimlere gitmesinin nedeninin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tek adam yönetimi peşinde koşması olduğunu" belirtti.
Financial Times gazetesi uluslararası ilişkiler editörü David Gardner, gazetenin yorum sayfasında yer alan yazısında Türkiye'deki son siyasal gelişmeleri ve yaklaşan seçimleri ele aldı.
Gardner'ın yazısı 'Erdoğan tek adam yönetimini ikinci kez deniyor' başlığını taşıyor.
Gardner yazı boyunca "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tek adam yönetimi peşinde koşmakla" eleştiriyor.
Yazının başında Gardner, "Türkiye'nin bir adamın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip'in Erdoğan'ın ihtirasına esir düştüğü" yorumunu yapıyor.
Gardner, "Haziran ayındaki seçimlerin ardından Erdoğan'ın ülkeyi yeni bir genel seçimin içine kaçırdığını" belirtiyor.
'Bir sultan gibi'
Yazıda "Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra iktidarı parlamento, kabine ve yargı gibi kurumlardan gasp ettiğini, dizginlenemez bir iktidar için anayasada değişiklik yapmak amacıyla AKP'nin nitelikli çoğunluğa erişmesini hedeflediği" yorumu yapılıyor.
Gardner yazıda özetle şu ifadelere yer veriyor:
"Dört Versailles büyüklüğündeki kitsch, yeni Osmanlı sarayından ülkeyi yöneten bir sultan gibi, 15. Louis'ye atfedelen o sözün ruhunu canlandırıyor gibi gözüküyor: Après moi, le deluge (Benden sonra tufan)."
Yazıda, "birçok gözlemciye göre Erdoğan'ın seçimlerin yeniden yapılmasına, Haziran seçimlerinin sonuçlarının gelir gelmez karar verdiği" belirtiliyor ve Erdoğan'ın fiili olarak iktidarın cumhurbaşkanlığına geçtiğini söylediği aktarılıyor:
"Erdoğan bu ayın başında iktidarın, hâlihazırda Türkiye'nin parlamenter sisteminden kendi başkanlığına geçtiğini söyledi: 'Artık ülkede sembolik değil, fiili gücü olan bir cumhurbaşkanı var."
'Oylarla ilgili taktikleri işe yaramıyor'
Financial Times yazarı, koalisyon görüşmelerinden bahsederken "Bu görüşmelerin hiçbir zaman şansı yoktu" yorumunu yapıyor.
Gardner, "Ankara'nın son döneme kadar Suriye sınırında gönüllüler ve savaşçılar için bir cihatçı boru hattı tedarik ettiğini, Suruç saldırısından sonra IŞİD'e yönelik bir, PKK'ya yönelik birçok hava saldırısı gerçekleştirdiğini; Suriye'nin kuzeyindeki yeni Kürt oluşumunun Türkiye'nin güneydoğusunda da bir Kürt özerkliği yaygarasını ateşleyeceği korkusuna neden olduğunu" belirttikten sonra ekliyor:
"Ancak PKK'ya yönelik saldırı ve güneydoğudaki sıkıyönetim daha çok seçimle ilgili ve de milliyetçi oylar için gizli bir davet."
"Her şeyden önemlisi, eğer Kürt yanlısı Halkların Demokratik Partisi (HDP) parlamentoya girmek için gerekli yüzde 10 barajının altına itilebilirse 80 sandalyesinin tamamına yakını AKP'ye dönecek."
Gardner, "AKP'nin siyasi nezaketten uzakta bulunduğunu, kamuoyu araştırmalarının Cumurbaşkanı'nın taktiklerinin işe yaramadığını gösterdiğini, Türkiye'nin bağışıklık sisteminin alarm verdiğini" belirtiyor.
Yazının sonunda Gardner, "IŞİD barbarlarıyla, yeniden alevlenmiş Kürt çalkantısıyla ve ekonomik kansızlıkla çembere alınmış Türkiye'nin hepsini kucaklayan probleminin Erdoğan olduğunu" belirtiyor ve ekliyor:
"Türkler, onun en sonuncu zar atışıyla, bunun ne kadar büyük olduğunu keşfetmek üzere olabilirler."