Fransızları geçtik, önümüzde Almanlar var
Abone olTHY Genel Müdürü Temel Kotil, "Havacılık sektöründe de biz büyük bir oyuncuyuz. Fransızları geçtik şu anda. Almanlar var önümüzde. Nasipse ...
THY Genel Müdürü Temel Kotil, "Havacılık sektöründe de biz büyük
bir oyuncuyuz. Fransızları geçtik şu anda. Almanlar var önümüzde.
Nasipse onları da geçeriz” dedi.
Türkiye’de ilk defa Yıldız Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirilen
program dahilinde, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Makine
Mühendisliği’ne giriş dersinin formatında sınav yok. Genç mühendis
adaylarının ileride karşılaşacakları konulara şimdiden
hazırlamaları amacıyla gerçekleştirilen derse, sektörün önde giden
firmalarının yönetim kurulu başkanları konuşmacı olarak katılırken,
öğrencilere sunumlar yapılıyor. 3’üncü senesinde olan dersin
geçtiğimiz haftalardaki konuğu dünyada en çok ülkeye ve tek bir
havaalanından en çok şehre uçan, toplam uçuş ağında dünyada 4’üncü
en büyük networke sahip Türk Hava Yolları’nın Genel Müdürü Doç. Dr.
Temel Kotil oldu.
Dersin Koordinatörü YTÜ Makine Fakültesi Doç. Dr. Özden Ağra’nın
sunumuyla gerçekleşen derse, Kotil’in kısa özgeçmişinden
bahsedilerek başlandı. Ardından kürsüye çıkan Kotil, gençlere
özellikle not ortalamalarının öneminden bahsetti ve konuşmasını
dünyanın giderek globalleştiği artık sadece Türkiye’deki değil
dünyadaki imkanlara bakılması gerektiği konusunu vurgulayarak
sürdürdü.
Türkiye’nin de artık “Globallik” üzerine oynadığını, bir
üniversitenin iyi olmasının öğrencilerin iyi olmasından geçtiğini,
dilin çok önemli olduğunu, dil öğrenmenin çok kolay olduğunu
söyleyen Kotil, “CATIA” yazılım programından bahsederek, teorinin
önemini vurguladı. Aktif hayata geçildiğinde dünyanın her yerinde
iş imkanlarının olduğu ve 21. yüzyılın çok önemli bir yüzyıl olduğu
vurgulandı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde okumanın ise büyük bir
şans olduğunu belirten Temel Kotil, Yıldız Teknik Üniversitesi’ni
“Çok yakışıklı bir üniversite” diye tanımladı.
YTÜ öğrencilerinden Ebru Köksoy, Furkan Yılmaz ve Muhammet
Girgin’in ders öncesinde Temel Kotil ile Yıldızlar dergisi için
yaptığı söyleşide, ders niteliğinde söylem ve görüşler ortaya
çıktı.
“BAŞARI HERKESİN KALBİNDEN GELİR”
Öğrencilerin “Türk Hava Yolları, İstanbul Üniversitesi de dahil
olmak üzere çoğu üniversitede Ar-Ge projeleri gerçekleştiriyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde de böyle bir proje planlanıyor mu?”
sorusu üzerine Kotil, “Türk Hava Yolları, çok büyük bir kuruluş. Şu
anda 18 bin çalışanı var, alt şirketleriyle 30 bine çıkıyor.
Türkiye’deki her üniversitenin her bölümüyle program yapabiliriz.
Ayrıca YTÜ Teknopark’ta ‘Yazılım’ konusunda bir çalışma
düşünüyoruz” dedi.
Temel Kotil, “Şu anda hem Türk Hava Yolları’nda önemli bir kademede
bulunuyorsunuz hem de İstanbul Üniversitesi’nde derslere devam
ediyorsunuz. İkisini bir arada yürütmek nasıl bir duygu?”sorusuna
da, “Şirketin büyük ve uluslararası olmasından dolayı pek çok
toplantılarda bulunuyorum. Ama en hoşuma giden, ders verirken genç
arkadaşlarla bir arada bulunmam. Üç yıldan beri her dönem bir tane
ders veriyorum. Bu dönem ’Sayısal Analiz’ dersi veriyorum. Gelecek
dönem de ‘Mekanik Titreşim’ dersi vereceğim. Öğrenci arkadaşlara
bakıp “Ah ne güzel!” diyorum. Ders üç saat sürüyor ve üç saat bu
arkadaşlarla beraberim. Ders bittikten sonra diğer toplantılarda
oluyorum. Ama o gençlerle geçirdiğim vakitten aldığım mutluluğu
oradan almıyorum” diye yanıt verdi.
“Üniversitelerdeki mühendislik bölümleri, diğer bölümlerden farklı
mı sizce?” sorusu üzerine de Kotil, şunları söyledi;
“Bu dünyada eğitim olarak kötü meslek, fiil saha olarak kötü saha
yok. Popüler olanlar var, olmayanlar var. Benim karakterim
mühendisliğe yatkın. Makine, elektrik, nükleer, her biri
birbirinden değerli mühendislikler. Bugün bana birini seç deseler
çok zorlanırım. Hepsi o kadar güzel ki. Mühendis olarak kalmak
şartıyla mühendisliğin dışına da taşabilirim. Sosyal bilimlere de
gitmek isterim. Sosyoloji, psikoloji de okuyabilirdim. Gerçek bir
şey var; başarı insanın kalbinden çıkıyor, duygularından çıkıyor.
Yaptığın meslekte başarılı olmak için hissetmen, onu sevmen
gerekiyor. Makine mühendisliğindeki arkadaşlar makineyi
seviyorlarsa, makine de güzel zaten, gerçekten güzeldir. Sevmeyen
arkadaşlar için o mühendislik kötü bir mühendisliktir. Ben size
göre yaşlı birisiyim tecrübem de var bu konularda, tam mekanizması
şöyle çalışıyor; siz mesleğinizi seviyorsanız, çalışırken kimyanız
ona uygun bir şekilde davranıyor. Biraz sonra, aklınıza gelmeyen
şeyler gelmeye başlıyor.”
Öğrenciler Temel Kotil’e “Bir sürü bölümde başarılı olabilirdiniz,
neden makine mühendisliği?” şeklinde de soru sordu.
Tercihlerine en son tarihi yazdığını belirten Kotil, “1’inci
yazdığım uçak mühendisliğiydi, o nasip oldu. Yani insanlar bazen
korkularla yaşıyorlar. Ya tutmazsa, ya tutmazsa… Yani tarih okusam
belki çok güzel olacaktı, o ayrı bir konu ama birçok şey böyle
kader gibi önünüze geliyor. Herkesin farklı bir hikayesi vardır
meslek seçerken. Benim böyle makine mühendisliğine yatkın olmamın
sebebi; Rizeliyim, Gündoğdu’da yaşıyordum. Çocukluğum orada geçti.
Akrabalarım ya tüfek yaparlardı ya da araba yaparlardı. Yani torna,
freze… Çok şahane tornalar olmazdı ama en azından etrafta kaynak
makinesi vardı, punto makinesi vardı. Biraz onlarla yaşayınca doğal
olmaya başlıyor. Makineyi seçmem bundandır” dedi.
“Ülkemizin 2023 vizyonu dahilinde, uçak sektöründe hem sivil hem de
askeri uçaklar üretilmeye yönelik çalışmalar var. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine de Temel Kotil, “Türkiye;
havacılık teknolojisinde sivil, askeri, uçak, hareket, helikopter,
füze vb. konuların hepsinde ana oyunculardan biri olacak. Bunlar 10
yıllık projeler. Yavaş yavaş yürüyecekler. Ama Türkiye uçak üreten
ülke olacak. Bunun için çalışmalar var. Ulaştırma Bakanlığı’na
bağlı bir genel müdürlük kuruldu. Milyar dolarlık önemli bütçeler
ayrıldı. Türkiye’de zaten uçakla, motorla ilgili firmalar var.
Aselsan var, Havasan, Alpha var. Burada THY’nin de rolü olacak.
Türk Hava Yolları dünya havacılığının yüzde 2’sidir. Çok küçük
gelmiş olabilir ama en büyüklerin hacmi yüzde 4... Fransa’yı
geçtik, Avrupa’da zirveyi zorlayan Almanya ve Türkiye var” diye
konuştu.
Türk Hava Yolları’nda mühendislik konusunda neler yapıldığına da
değinen Kotil, “Biz uçak bakımcısıyız. Ama baktığımız cihazlar 100
milyon dolarlık cihazlar. Otomobil gibi 100 bin TL’lik cihazlar
değiller. Araçlar, bin kat daha değerli cihazlar. Dolayısıyla onun
için de çok daha komplike bir mühendislik bakım servisi veriliyor.
Yani uçaklar, insanların yaptığı en sofistike araçlar. Alt
sistemleri var, yedek sistemleri var. Uçuş emniyeti öyle
sağlanıyor. Bilgisayar teknolojisi sonuna kadar kullanılıyor.
Yüzlerce bilgisayar sistemi uçağı yönetiyor. Bunlara baktığın zaman
mühendislerin bakım programları, tasarımlar küçük parçalar
tasarlanması vb. bütünüyle yapılıyor. Uçak yapacak olursak
tasarlandıktan sonra gövdenin üretilmesi gerekiyor. Onu
üretmiyoruz. Geri kalan her şeyi yapıyoruz” dedi.
Temel Kotil, “THY, ilerideki hedefleri doğrultusunda daha büyük
projelere imza atacak mı? Hedefleriniz neler?” sorusu üzerine
sözlerini şöyle tamamladı:
“Hayat çok gerçek. Ne yapıyorsanız, o gerçeği takip etmeniz lazım.
Bir bitkinin, biraz suyu eksik olursa yaşama şansı yok. İstediğiniz
kadar onunla ilgilenin ihtiyaçlarını gidermeniz gerekiyor.
Havacılık sektöründe de biz büyük bir oyuncuyuz. Fransızları geçtik
şu anda. Almanlar var önümüzde. Nasipse onları da geçeriz. Onun
için yalnızca yolcu ve kargoya yoğunlaşıyoruz ve o konuda en büyük
olmaya çalışıyoruz. 50 milyon yolcu taşıyoruz bu sene. Başladığımız
zaman 10 milyondu. 10 milyondan 50 milyona geldik. 1.8 milyar dolar
ciromuz vardı. Bu sene 10 milyar dolara geldi. Daha çok sefer, daha
çok uçuş noktası, daha kaliteli servis, daha ucuz servis, daha
ekonomik yapabilme ve bunun için de alt şirketlerimiz var. Onları
daha yakışıklı yapmak, daha verimli yapmak… Bu bitmeyen hikayemiz
olacak bizim.”
(İHA)